Sosyal Medya

Güncel

Modern Türk edebiyatının idrak ve endişesi

Batı edebiyatında bulduğumuz ve hayranlıkla bakıp öykündüğümüz ‘realizm’ ya da modernite, Beckett, Sartre, Kafka, Camus gibi yazarlarda, modern Türk edebiyatında olmayan bir ‘felsefî huzursuzluk’, modernizmin insanı ve zamanı mekanikleştirmesinden kaynaklanan bir travma doğurdu.



Alaattin Karaca  / Karar Gazetesi

Modern insanın asıl amaçlarından biri, içine doÄŸduÄŸu dünyayı ve nesneleri bilmek istemesidir. Modern idrak, bu yolda sadece aklı ve beÅŸ duyuyu kılavuz edinir. Bilmekten, bilgiden kastı doÄŸaya ve nesnelere egemen olmak, güç devÅŸirmek, kendini güçlü kılmaktır. Dolayısıyla modern bilimin güç/ iktidarla doÄŸrudan iliÅŸkisi var. Bu ise sonuçta doÄŸal olarak ülke ve milletleri bir ileri-geri, güçlü-zayıf ayrımına götürüyor. Modern toplumların en büyük endiÅŸesi ‘medeniyet’ diye formüle edilen dairenin dışında; yani geride kalmaktır. Tanzimat sonrası Türk edebiyatına egemen olan asıl büyük endiÅŸe budur!.. Okuyun Åžinasi’yi, Namık Kemal’i Ahmet Mithat’ı, Mehmet Âkif’i, Peyami Safa’yı, Tanpınar’ı, eserlerine bu ilerleme-geri kalma endiÅŸesinin egemen olduÄŸunu göreceksiniz… Geri kalmışlık ve maddî anlamda ilerleme arzusu, Osmanlı ÅŸairinin huzurunu kaçırmıştı bir kere. Nitekim Âkif; “Bakın mücahid olan Garb’ a ÅŸimdi bir kerre /Havaya hükmediyor kâni olmuyor da yere” mısralarında doÄŸaya hükmeden Batı’ya gıptayla bakar ve söz konusu endiÅŸesini; “KurtuluÅŸ yok sa’y-i daimden, terakkiden bugün” ÅŸeklinde dile getirir.

Siyasi ve sosyal ÅŸartların doÄŸurduÄŸu bu ‘modern endiÅŸe’, Osmanlı ÅŸairini ‘sufi idrak’ten ve o idrakin odaklandığı ‘maveraî âlem’den – kendine özgü dinginlikten de- koparıp, sadece somut gerçekliÄŸe ve toplumsal düzen/ güç arayışına yöneltti. Sanata da söz konusu endiÅŸeleri, toplumsal düzen ve güç arayışını dile getiren bir araç olarak bakıldı. Bence modern Türk edebiyatını -sûfî poetikanın diliyle söylersek- iÅŸte bu ‘dünyevî endiÅŸe’ ÅŸekillendirmiÅŸtir. Dolayısıyla modern Türk ediplerinin huzursuzluÄŸunun nedeni, istisnalar dışında genelde felsefî-metafizik problemler deÄŸildir. Buna, metafiziÄŸi poetikalarının odağına koymak isteyen ‘Ä°slâmî duyarlıklı’ ÅŸair ve yazarları da dahil edebiliriz!..

Evet sufî ÅŸiirde bir dinginlik var, ona sonra geleceÄŸim!.. Ama baÅŸlangıçta Batı edebiyatında bulduÄŸumuz ve hayranlıkla bakıp öykündüÄŸümüz ‘realizm’ ya da modernite, Beckett, Sartre, Kafka, Camus gibi yazarlarda, modern Türk edebiyatında olmayan bir ‘felsefî huzursuzluk’, modernizmin insanı ve zamanı mekanikleÅŸtirmesinden kaynaklanan bir travma doÄŸurdu. Sorulara cevap bulamasa da bu yazarların ‘ontolojik bir endiÅŸe’ taşıdıkları âÅŸikâr. Modern Türk edebiyatında eksik olan iÅŸte bu ‘ontolojik endiÅŸe’dir!.. Sufî ÅŸiir, bize kaybettiÄŸimiz o dinginliÄŸi, Turgut Uyar’ın “Geyikli Gece”yle simgeleÅŸtirdiÄŸi o meçhul huzur âlemini hatırlatır ve modern insan da bilir ki “her ÅŸey naylondandır” -bunun sufî ÅŸiirdeki karşılığı ‘fânilik’tir- . Modern ÅŸair, arada bir “GöÄŸe Bakma Durağı”nda insana nefes aldırır, ama gerçekte bu travmatik âlemdeyizdir, bu “Kan Kentler”de…

Åžimdi Yunus’tan hareketle modern ÅŸairin idraki ile sufi ÅŸairin idraki arasındaki farklara deÄŸinelim. Yunus’un ‘bilme’ gayesi ontolojiktir; varlığın/ kendinin kökenini, bir yaratılmış olarak Yaradan’ı anlamaya matuftur. Nitekim bir ÅŸiirinde; “Okumakdan mânâ ne kiÅŸi Hakk’ı bilmekdir” (Yunus Emre, Divan Seçmeler, haz. Mustafa Tatçı, Diyanet iÅŸleri BaÅŸkanlığı Yay., 2020, s. 144) diyerek sufilerdeki bilmenin ve bilginin amacını belirtir. Hatta dünyadan sırt çevirmeyi de bu çerçevede deÄŸerlendirmek gerekir. Ona göre ‘ballar balı’ somut dünyada deÄŸildir, aradığı da bu bilgi deÄŸildir. Oysa Mehmet Âkif, “Alınız ilmini Garb’ın, alınız sanatını” derken Yunus’un kastettiÄŸi ‘ilm’i kastetmez. Onun endiÅŸesi maddî olarak geri kalmışlıktan kurtulmaktır, bunun için de teknoloji ve güç üreten ‘bilim’e ihtiyaç vardır. Bunu söylerken söz konusu bilgiyi ve amacı reddetmiyorum, sadece aradaki farka dikkat çekmek istiyorum.

Şimdilik burada kalalım. Sufi şiirin endişesi ile modern şiirin idraki ve endişesi arasındaki farklara değinmeye devam edeceğim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.