Denilir ki, "menfaat her türlü dili konuşur, her kılığa girer, hatta menfaatlere karşı kayıtsız biri gibi görünmesini de bilir."
Düşmanın en büyük hilesi, "dostluğudur" deniliyor. Hak diyenden haksızlığın, merhamet diyenden merhametsizliğin gelmesi gibi...
Düzgün ve dürüst bir insan olarak dünya yolculuğunu tamamlamak, kazançların en güzelidir.
Gitmek fikri elimden tutmak üzere. Tam o sırada Ahmet Kekeç'i görüyorum. Selam veriyor, kendimi tanıtıyorum.
Kişisel yahut kurumsal, her ayrılık yorucu bir süreçtir. 'Severek ayrıldılar' diye çok kullanılan bir kalıp var. Bu ayrılık çeşidiyle henüz karşılaşmadım.
Bunca olumsuzluğa rağmen iyiliğe küsmemek, yılgınlığa düşmemek, pişman olmamak, bu yoldan ayrılmamak icap ediyor. Halis niyetle ve karşılık gözetmeden yapılan her iyilik, mutlaka yüz
Bu yalan dünyadan bize ne kalabilir? Tamam, oyalandık, ettik. Neye muhabbet duyduk ve duyuyoruz? Peşinde olduklarımızla birlikte nereye doğru gidiyoruz?
Entelektüel vicdanı, aydın namusu vs. Bunların nasıl bir şey olduğunu düşünürken, aklıma, İsmail Kara hocamızın dört yıl önce yaptığı bir konuşma geldi. Kara"ya göre, "Batı Avr
Edebiyatçıların ortak şikâyetleri: Vefasızlık, iyiliğin bilinmemesi, fedakârlığın istismar edilmesi, emeklerinin aleyhine dönmesi, güvenlerinin kötüye kullanılması… Demek ki boşun
Kıymet ve kıyamet kelimelerinin birbirine bu kadar yakın olmasına ne demeli? Bilinmeyen yahut verilmeyen her kıymet, muhatabı için kıyamet anlamına gelebiliyor.
Büyük Osmanlı Devleti'ni yıkıma sürükleyen temel neden, birkaç asır boyunca Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden süren ağır Rus baskısı idi. Kimileri bütün kabahati İngilizlere yüklüyo
Birkaç gün önce şu dizeyi yazdım, sonra kullanmaktan vazgeçtim: 'Allah şifa versin, insanlar zehir.' Bunu yazarken aklıma iyiliği utandıran kimseler, silerken de güzelliği hiç durmadan ta
Büyük Osmanlı Devleti'ni yıkıma sürükleyen temel neden, birkaç asır boyunca Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden süren ağır Rus baskısı idi. Kimileri bütün kabahati İngilizlere yüklüyo
Ömrümün önemli bir kısmı muhacirler arasında geçti. Tanıdıklarımın hepsi Balkan kökenli idi. Arnavut, Boşnak, Pomak gibi.
İyilik kıymetli, kötülük kıymetsizdir. Furkan Türkmen’den ödünç alıp söylersek; değerli olan saklanmak, korunmak ister.