Hayrettin Karaman / Yeni Şafak
Modern tıbbın acziyeti, etkileri tam olarak bilinmeyen aşılara bel bağlamaları, insanları yeni arayışlara itti. Kadim uygulama ve bilimsel araştırmalar dünyanın bilinen en güçlü antiok
Allah’ın bize lütfû olan Ramazan geldi ve bizi her yıl olduğu gibi mucizevi manevi iklimine aldı. Allah’a hamdler olsun. O, içinde bulunduğumuz olağanüstü şartlarda ayakta durmamız i�
Aslında bir mucizenin içinde yaşıyoruz her anımızı. Keşke bu mucizenin farkında olmayı, bize dokunan ve dokunmayan bütün bu hikayelerle bütünleşmeyi azıcık da olsa isteyebilsek!
Diriliş bir uyanışın adıdır. Yine Onun deyimiyle “Yüzyıllardır uyuyan bir devin uyanışı.”. Bu uyanışa bizi götürecek iki şey ise kalbimiz -Yol uzun ve uzak; Kalbimizden başkada p
Oruç, belli belirsiz hilalle birlikte, her yıl bize gelen bir medeniyet, şuurlandıran bir armağan, bir Peygamber armağanı, bir diriliş mucizesi, inkar karanlığında kıvrananlara bir azap ve
Günümüzde restore edilen İstanbul surlarını 110 yıl önce satarak ordunun inşaat masraflarına harcanmasını düşünmüş ancak Müze-i Hümâyûn’un karşı çıkmasıyla bundan vazgeçmi
Çoğulu siyer olan siret kelimesi, sözlükte “tavır ve hareket, hayat tarzı, tutulan yol, gidişat, tabiat, tedbir ve idare” anlamlarına gelir. [1] Kur’ân-ı Kerim’de bir yerde Hz. Musa�
Avrupa-merkezcilik anlayışına eleştiri getirenlerden birisi de James Morris Blaut’tur. J. M. Blaut, Sömürgeciliğin Dünya Modeli Coğrafi Yayılmacılık ve Avrupa-merkezci Tarih isimli kitab
Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci ekonomide yaşananları köşesinde değerlendirdi.
Dünya gazetesi yazarı Osman Arolat, Molla Ömer oğlu Nuri Şeker'in şeker fabrika kurma teşebbüsünü köşesine taşıdı.
"'Bir adam yolda yürürken şiddetle susadı. Nihayet bir kuyu buldu, oraya indi, su içip çıktı. O esnada bir köpek dilini çıkarıp soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalıyordu. Bunun üz
Suriye krizine siyasi çözüm bulmak amacıyla düzenlenen 4. Cenevre müzakerelerinin resmi açılışı yapıldı. Açılıştan önce farklı muhalif gruplar aynı masada oturmayı kabul etmeyince
Onu 27 Aralık 1956da kaybettik. Aradan tam 80 yıl geçti. Onunla ilkokul birinci sınıfta tanıştım. Her pazartesi sabahı, İstiklal Marşını, ilk günkü heyecanla okurdum. Ortaokul b
Tarihin her evresinde insanlar, içinden çıkamadıkları, altından kalkamadıkları konularda bir kurtarıcı bekleme yoluna gitmişlerdir. Dolayısıyla kurtarıcı bekleme düşüncesi insanl