Ermenistan kendini kuramaz, kurtaramaz büyük güçlerin iradesiyle kullanılan bir âlet olur. Ermenistan’ın kurtuluşu için tek çare var: Türkiye ile kayıtsız ve şartsız barışmak.
Nasıl oluyorsa, ötekinin dini değerlerine kuduzca hakaret “fikir özgürlüğü” olarak savunuluyor. Büyük putun cilâsı dökülüyor. Zaten önce cila dökülür ve ne kadar yeni cila sü
Cumhuriyetin kurucusu” ana muhalefet partisinin başkanının “Suriye Türkmenlerine yardım için Arapça nutuk gönderdik”, dediğini duyunca nutkum tutuldu!
Kıbrıs Rumları kilise merkezli bir mücadele yürütürken ve lider olarak bir papazla (Makarios) temsil edilirken, Türk tarafının temsili atatürkçülere kalmıştır.
Baştan söyleyelim: Maraş’da elimiz kuvvetli. Bu kuvvet nereden geliyor? Vakıfcılığımızdan! İyi ki vakıflarımız var!
Sonunda Dünya Sağlık Teşkilatı da sene başına taçkıran (kovid) aşısının yetişebileceğini açıkladı.
Karabağda talan var” uzun havasını 1990’lı yılların başında Raci Alkır’dan epeyce dinlemiştim:
Kim derdi ki, bir gün gelecek 'Atatürk' ismi mesele olacak? Atatürk hem de CHP için 'problem' oldu!
30 Ağustosla 9 Eylül arası günler; bu günlerde sık kullanılan kelimeler: Bağımsız, bağımsızlık; bağımlı bağımlılık.
1939'da CHPli kadın vekilin yaptığı konuşma ile günümüzde kadın vekillerin farklı yaklaşımlarını ele alan Doğan, partilerin neden kadın kollarının olduğunu da sorguluyor.
Mankurt, sadece sahibinin emirlerini yerine getiren bir köledir. Ne ana, ne baba, ne kardeş ve de vatan, millet tanır. Sadece ve sadece verilen emirleri dinler, buyruklara itaat eder. Muhakeme yapa
Türkiye’de ilim ve siyaset denilince akla ilk gelen isim birkaç gün önce vefat yıldönümü dolayısıyla hatırladığımız Fuat Köprülü olmalıdır. Mehmet Doğan yazdı.
Yakın tarihle ilgili yazılarımızın başına “dikkat! atatürkçüler okumasın” kaydını düşmek istiyorum. “Zaten okumazlar”, diyenler çıkabilir. Evet zaten okumazlar, fakat sonradan
Çok seneler önce, akşamları yatmadan Tecrid-i Sarih okumayı itiyad edinmiştim. Tecrid-i Sarih, dört temel hadis kitabının ilki olan İmam Buharî’nin külliyatının “muhtasarı”dır. �
Günlük gazetelerde böyle konulardan söz edilmez. Zengin bir masal geleneğimiz olduğu malûmdur. Masalın çocuk zihninin gelişmesinde önemli yeri vardır. Milli Eğitim’in “Anadolu masalla