Meşruiyetin üç safhası vardır. “Sevsinler”, “Saysınlar”, ve nihayet çaresizlik anı. “Korksunlar”. 1950'lerin sevilen Amerikası artık dünyayı korkutarak meşruiyet arıyor. Rusy
28 Şubat okul kapısından içeri girerek de girmeyerek de çok zor kararlar alınan, çetin bir dönemdi. Böyle Daha Güzelsin” de dönemin muktedirlerinin genç kadınları ikna etmek için kull
Hz. Peygamber (S)’den, ‘Savaşı istemeyiniz, ama, gelip çattığında da, kaçmayınız..’ meâlinde bir rivayet vardır. Derinlemesine idrak olunması gereken çok değerli bir ölçü..
İran'da Tahran Milletvekili Fatma Rehber, yeni tip koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti
Özellikle İslâm düşüncesi alanındaki çalışmalarıyla dünya çapında tanınan yazar ve mütefekkir Muhammed İmâra, 28 Şubat Cuma günü, 89 yaşında dünyaya veda etmişti.
Anlamıyorum. Daha doğrusu şöyle söylemem lazım: “Artık anlamadığım şeyler, anladıklarımdan fazla.”
Çok ciddî bir coğrâfî bölgede, çok ciddî günlerde yaşadığımız; üzerimizde çok ciddî dînî ve millî görevler bulunduğu için; hepimiz çok ciddî düşünmek ve çok ciddî çalı�
Geçtiğimiz hafta sürümde olan bir liste, huzurevi barındırmayan illerimizi sayıyor ve ardından da bu illeri tebrik ediyordu; ‘’ne mutlu huzurevi açılmamış olan o illerimize’’ şekl
Suriye’de savaş, bu coğrafyanın hakiki evlatları ile neo-emperyalizmin çocukları arasında devam etmektedir. Esed rejimine destek veren ülkelerin medyalarının algı operasyonlarına ve prop
Zafer mi, hezimet mi sorusu zihnimizdeki ak-kara kilitlenmesinin veciz bir ifadesidir!
Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 97 bini geçti.
İslâm yeryüzünde her türlü haksızlık, bozgunculuk ve tahakkümü yasaklamıştır (el-Bakara 205; el-Kasas 83). Eş zamanlı olarak nefsi müdafaa ve bozgunculuk yapanlara karşı da savaşı
“Allah adına hayvan kesmek ilkelliktir; ama.....
Kulluk, yaratılanın, yaratıldığı hâl üzere olması demek ise, insan için akl etmek, kul olmaktır. Kul olmak ise ancak ve ancak kendini idrâk etme, kısaca, idrâk-i taayyün-i şahsî, yani
Tanzimat Edebeyatı'nın toplumun aksayan taraflarını ele almak istediği açıkça görülebilmektedir. Osmanlı aydını, karşısında durduğu Batılılaşma problemi üzerine düşüncelerini i