Taha Kılınç: Bir İslam mütefekkiri Muhammed İmara'nın ardından
Follow @dusuncemektebi2
Özellikle İslâm düşüncesi alanındaki çalışmalarıyla dünya çapında tanınan yazar ve mütefekkir Muhammed İmâra, 28 Şubat Cuma günü, 89 yaşında dünyaya veda etmişti.
Yakın çevremizde yaÅŸanan geliÅŸmelerin yoÄŸunluÄŸundan dolayı, geçtiÄŸimiz hafta Mısır’dan gelen bir haber, gündemimizde yeterince yer bulamadı: Özellikle Ä°slâm düÅŸüncesi alanındaki çalışmalarıyla dünya çapında tanınan yazar ve mütefekkir Muhammed Ä°mâra, 28 Åžubat Cuma günü, 89 yaşında dünyaya veda etmiÅŸti. Ailesinden yapılan açıklamaya göre, “üç haftalık kısa bir rahatsızlığın ardından” son nefesini veren Ä°mâra, bir kısmı Türkçeye de çevrilen 300’e yakın eserin sahibiydi.
Muhammed Ä°mâra (soy ismi, Türkiye’de daha çok “Ammâra” veya “Umâra” olarak bilinir), 8 Aralık 1931’de Mısır’ın Kafr eÅŸ-Åžeyh bölgesinin bir köyünde, çiftçi bir ailenin oÄŸlu olarak doÄŸdu. Kitaplara olan sevgisini babasından alan Ä°mâra, Dussûk ve Tantâ ÅŸehirlerinde Ezher Üniversitesi’ne baÄŸlı kurumlarda okuyarak ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdi. 1949’da üniversiteye girmeye hazırlanırken, aynı zamanda siyasal olarak da bilinçlenmiÅŸ ve bilenmiÅŸti. O dönemde Ä°srail’in kuruluÅŸu, içindeki Arap milliyetçiliÄŸini körüklemiÅŸ, politik anlamda da çareyi Marksizm ve Komünizm’de aramasına yol açmıştı. Camilerde ateÅŸli hutbeler vermesine karşın, politik çizgisi tamamıyla “beÅŸerî” idi.
1952’de Kral Fârûk’un devrilmesiyle birlikte “Hür Subaylar” cuntasının iÅŸbaşına geliÅŸi, Muhammed Ä°mâra’nın da siyasal faaliyetlerini yoÄŸunlaÅŸtırdığı bir döneme rastlamıştı. Sol hareketlerle dirsek temasına geçen Ä°mâra, “rejim karşıtı çalışmalarından dolayı” 1959-1964 arasını hapiste geçirdi. Cemal Abdunnâsır yönetiminin Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilâtı baÅŸta olmak üzere, Mısır’daki bütün muhalif yapıları ezip geçtiÄŸi bu süreçte, sol görüÅŸlü Ä°mâra da kıyımdan nasibini almıştı. Ne var ki, hapis hayatı, onun yeniden dirildiÄŸi bir zaman dilimi olacaktı. BeÅŸ yıl sonra tahliye edilirken, artık o eski Muhammed Ä°mâra deÄŸildi. Ä°slâmî çizgiye yaklaÅŸmış, sol ve diÄŸer fraksiyonlardan kendisini tamamen ayrıştırmış, “Ä°slâmcı” denilebilecek bir dünya görüÅŸünü benimsemiÅŸti.
Cemal Abdunnâsır’dan sonra Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde yıldızı gittikçe parlayan ve kitaplarıyla Arap dünyasında milyonlar tarafından ilgiyle takip edilen Muhammed Ä°mâra, akademik kariyer basamaklarını da baÅŸarıyla tırmanmış, profesörlük payesini elde etmiÅŸti. “Arap dünyasının meseleleri”, “sosyal adalet” ve “zulme karşı direniÅŸ” temalarını ana konular olarak belirlediÄŸi çalışmalarını bu dönemde hazırlayan Ä°mâra, “Arap Baharı” sürecinde de sesini yükselten isimlerden biriydi. 2011’de Hüsnü Mübarek’in devrilmesini coÅŸkuyla karşılayan Ä°mâra, 2013’te Muhammed Mursi’nin maruz kaldığı darbeyi açıkça kınayan bir video mesaj yayınlayarak, ordunun karşısına tek başına dikilmiÅŸti.
Vefatına kadar Ezher Üniversitesi Ä°slâmî AraÅŸtırmalar Merkezi ve Yüksek Âlimler Konseyi üyeliÄŸini sürdüren Ä°mâra, duruÅŸundaki netliÄŸe raÄŸmen, Mısır’ın darbeci yönetimi tarafından açıktan hedef alınmamıştı.
* * *
Muhammed Ä°mâra’nın vefatından sonra, Mısır’da yaÅŸayan bir dostumla, “Ä°mâra, neden Abdulfettah Sisi’nin gadrine uÄŸramadı?” sorusunun cevabını aradık. “BaÅŸka örnekler de var” dedi dostum ve ekledi: “Mesela Åžeyh Hasan eÅŸ-Åžâfiî, Sisi düÅŸmanı ve eski Ä°hvân’cı. Ama onu Ezher Åžeyhi Ahmed Tayyib koruyor”. Ben de Mısır yakın tarihinden baÅŸka örnekler verdim: Cemal Abdunnâsır döneminin vakıflar bakanı Åžeyh Ahmed Hasan Bâkûrî, Åžeyh Muhammed Gazâlî, Muhammed Mütevellî Åža’râvî, ünlü kârî Abdulbâsıt Abdussamed ve daha birçok isim, ülke yönetimine tavır almadıkları gibi, geniÅŸ bir özgürlük alanı çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmüÅŸler. Bazı isimler “yangından neyi kurtabilirsek kârdır” düÅŸüncesiyle hareket etmiÅŸ. Bazıları, kendisini, siyasetten tamamen uzaklaÅŸarak korumaya almış. Bazılarının ilmî heybeti ise, iktidarların elinin eriÅŸemeyeceÄŸi derecelere yükselmiÅŸ. Ä°mâra, ikinci sınıfta mensuptu, denilebilir.
Ä°ktidarlarla iliÅŸkiler ve kendisine hizmet alanı açma babında, Türkiye’nin yakın tarihinden iki zıt örnek de hatırlanabilir: Yazdığı risale nedeniyle idam edilen Ä°skilipli Âtıf Efendi ile, aynı iktidar tarafından Kur’ân tefsiri yazmaya memur edilen Elmalılı Hamdi Efendi… Bugünden bakınca, iki isim de bizim için çok kıymetli.
* * *
Muhammed Ä°mâra’ya dair en esaslı çerçeveyi, vefatından sonra sosyal medya hesabında paylaÅŸtığı bir notla, kendisini çok seven yakın dostu Yûsuf el Karadâvî çizdi:
“Bir filozofun mantığına, bir sufinin kalbine, bir fakihin hassasiyetine, bir davetçinin coÅŸkusuna, bir edebiyatçının inceliÄŸine ve bir savaÅŸçının kararlılığına sahipti. FildiÅŸi kulede veya kendi kabuÄŸunda insanlardan uzakta yaÅŸamadı. Bilakis, kavganın tam göbeÄŸinde yer aldı. ”
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.