Akıncı çok açık konuşuyor: “Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltma arzusunu dile getiriyor. Yani para istiyor.” Türkiye’ye bağlanma ihtimalini ‘korkunç’ diye nihai tercihi
Görev süresi sona eren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Yüzyılın Anlaşması' diye adlandırdığı sözde barış planı gereği, Batı Şeria'dan bazı pa
Birinci Dünya Savaşı'nın "unutulması" konulu yazıma ilişkin okuyucu mesajları, harbin aslî nedeninin "Osmanlı Devleti'nin parçalanması" ve "Türklerin cezalandırılması" olduğu tezinin
İslâm dünyasının bugünkü durumunu göz önüne getirdiğimizde, maalesef “Müslümanların problemleri”ni Tayyiip Erdoğan kadar açık ve net bir şekilde dile getiren/getirebilen ikinci b
Dünyada bir milyardan fazla müslüman var; yani takriben her 5 kişiden 1'i müslüman... ama dünyanın bir çok bölgelerinde müslümanlar hep mazlum ve mağdur, esir veya mustaz'af; fakir ve sö
Ankara’nın daha genel ve daha esaslı bir dış politika muhasebesini yapmaya ihtiyacı var. Doğmakta olan ‘alternatif veya yeni dünyada’ yer alma söylemi ve bunu yapma şekli başta olmak �
“V For Vendetta” Filmindeki bir replik şöyle idi yanılmıyorsam: “Aslında tehlikeli olanlar bizleriz. Namuslu ve dindar görünerek çoğu zaman şeytanın ta kendisi oluruz!…” Artık t�
Dünya hayatı türlü türlü imtihanlara gebe. Karşımıza ne zaman neyin çıkacağını kestiremeyiz o nedenle elimizden geleni yapıp Allah’a tevekkül etmek zorundayız. Fakat gerçekten siya
Ali Fuat Başgil, ömrünü adil bir yaşam ve devlet anlayışına adamış; yazdığı yazılarla pek çok alanda geniş kitlere hitap etmiş bir isim. İlimle dolu bir hayat sürmüş, henüz lise
Biliyoruz ki, nereye makam ve dünyalık girerse, oraya düşmanlık ve kıskançlık da girer. ''İnsan, dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir'' deniliyor. Siyaset, işte bu hamlığımızı orta
Geçen haftaki yazımızda tüm dünya gibi bizim de tâbi olduğumuz Çağdaş Küresel Medeniyet’in kanunlarından, hayat tarzından bahsetmiş; yürünen “yol”un insanlığı nereye getirdiğ
Problemin kaynağı, İslâm dünyasının içinde ve kendisinde. Dolayısıyla, meseleyi konuşurken odaklanacağımız yer de, Müslüman dünyadaki siyaset adamları, hükümetler, devletler, ulema
Dünyanın gündeminden hiç düşmeyen İran topraklarında Türkler’in 10. yüzyılın başlarından itibaren hakimiyeti var. İran’da 1923’te Kaçar Türkleri’nin hakimiyetinin son bulması
Elazığ’da yaşanan depremde, bir yönetici geldi diye tüm görevlilerin işini bırakıp, tek sıra dizilip protokole riayet etmesi şahane bir şov olarak nitelenebilir. Aynı anda birilerinin
Hristiyanlık seküler uygarlığa taviz vere vere din olmaktan çıkmıştır der Gellner... Ernest Gellner'in laikleşme bağlamında dünya dinleri içinde İslam'ın biricikliğine dikkat çekmesi