Başakşehir Belediyesi, İstanbul Üniversitesi ve Argetus Araştırma Şirketi’nin işbirliği yaptığı, Albayrak Medya Grubu’nun medya sponsoru olduğu İstanbul Gençlik Çalıştayı, muazz
“Biz, Türkler ile neden yolumuzu ayrı tutalım? Neden ayrı düşelim? Bizim tarihimizdeki tüm bulgular bizim de Türk asıllı olduğumuzu gösteriyor.” diyen Bulgar tarihçi Prof. Dr. Stoyan
Eşyaya ve olaylara hikmet nazarıyla bakabilen fertler sorumluluklarının farkındadırlar ve önlerine çıkan engeller ne olursa olsun hakikat çizgisinden uzaklaşmazlar. Bilginin hikmetle buluş
Sözün güzeli rahmettir, bağış ve sevgidir. Gönlün dışa yansıması, kalbin sevgisi ve güzelliği. Güzellikler yurdunda insan güzeldir. Dünyayı güzelleştiren de insan.
Duygunun terk edilmesi, modern kişinin en temel duygusal gerçekliği olarak tarif edilen, derin bir içsel “küntlük ve ölüm hali”ne yol açar. Varoluşsal sorunlar ve “ruh ölümü” böy
Dinimiz adına ve araya gelirken iki temel ölçü üzerinden ne kadar eksende kaldığımız ya da eksenden kaydığımız anlaşılabilir. Bunların birincisi şûradır. Bir kişinin veya bir grubu
İnsan, tarihî deneyim gösteriyor ki, esas itibariyle kemâl arayan bir varolandır; ancak her kemâl, zevâle evrilir... Öyleyse hem var-olmanın, hem de hayatın yeniden anlamlı kılınabilmes
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalanmasının üzerinden tam 30 yıl geçti. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde üye ülkelerin mülteci çocukların haklarının nas
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Müslümanların büyük zulme maruz kaldığı Keşmir için ‘barış komisyonu’ önerdi. İslam dünyasına işbirliği çağrısı yapan Erbaş, “Keşmir ha
Yine bir gün biri çıkacak ve “Şu kadına haddini bildirin” diyecektir. Cümlenin başında “Ulan” yer alacak mı almayacak mı orası şimdilik belli değil. Bilmediğimiz bir başka taraf
Klişeleşmiş üç beş söylem, bağlamından koparılan birkaç sembolle İslami değerler dünyası da Müslüman toplum da inşa edilemez. Aklın, adalet ve merhamet duygularının konjonktürel
SDE’nin Lahore Center ile birlikte Ankara’da düzenledikleri Keşmir forumuna yurtiçinden ve dışından oldukça yoğun bir ilgi vardı. Ben ancak ilk günkü oturumlara katılabildim. 2. günk�
Hasan Hulûs Çelebî aynı zamanda bir şair, bir araştırmacı, bir kültür mimarı ve bir bestekâr kimliğiyle tarihin tozlu sayfalarında sırlanmış bir eren olarak aşkla ihata ettiği ömr�
İslam tarihi araştırmacılarının en çok merak ettikleri ve dolayısıyla da önem verdikleri dönem 9. ve 10. yüzyıldır. Nedeni çok basit: Müslüman toplumların, devlet ve toplumsal kuruml
Fatih, Ortodoks kilisesine göre, aforoz edilmiş olduğu halde ölenlerin cesedinin bozulmayacağına dair bir inanışı sınamak istemiş. Böyle bir şahsın mezarının açılmasını emretmiş.