Kenan Alpay: Şükürsüz ve Kanaatten yoksun bir topluma dönüşmek
Follow @dusuncemektebi2
Klişeleşmiş üç beş söylem, bağlamından koparılan birkaç sembolle İslami değerler dünyası da Müslüman toplum da inşa edilemez. Aklın, adalet ve merhamet duygularının konjonktürel ilişkilere göre dizayn edilemeyeceğini aşikardır.
Fiziki iklim ÅŸartları kadar toplumsal ve siyasal iklim ÅŸartları da alarm veriyor, hem küresel hem de bölgesel düzeyde. Ä°nsanoÄŸlu yapıp ettiÄŸi aşırılıklarla tabiatı tahrip etmenin, ekini ve nesli fesada uÄŸratacak hırslarla hareket etmenin bedelini henüz tam manasıyla ödemeye baÅŸlamadı. Ancak gidiÅŸat yarınlarda karşılaşılacak büyük felaketlerin habercisi mahiyetinde iÅŸaretlerle dolu. Ekvator kuÅŸağının hızla geniÅŸlediÄŸi, buzulların erimesine ve deniz seviyesinin yükselmesine zemin hazırlayan tropikal iklimin en baÅŸta sellere, kıyı erozyonuna, tatlı su kaynakları ve orman alanlarının azalmasına sebep olduÄŸu biliniyor. Ä°klimlerin normal deÄŸiÅŸim seyrinden çıkıp anormal bir sürece girmesinde gözünü yüksek kazanç hırsı bürümüÅŸ kapitalist devletler ve ÅŸirketler baÅŸat rol oynamaktalar elbette.
BilindiÄŸi üzere israf kavramı Kur’an-ı Kerim’de bizim gündelik hayatımızda kullandığımızdan daha geniÅŸ ve daha etkin bir kavram, bir sapma ve tuÄŸyan hali olarak tanımlanmaktadır. Dünya nimetlerinden istifade ederken aşırıya gitmeyi, ölçüyü kaçırmayı, lüzumsuz harcamayı da içermekle beraber israf asıl olarak insanın bütün fiillerinde sınırı aÅŸmasıdır.
Ä°sraf, Kur’an-ı Kerim’de her türlü aşırılık için kullanılırken ÅŸiddetle yerilir ve kesinlikle reddedilir. Bu baÄŸlamda en büyük ve en yıkıcı israf insanın Allah’ın koyduÄŸu sınırları aÅŸmasıdır. Ä°ÅŸte tam da bu sebeple hem Firavun (Yunus, 83) hem Hz. Yusuf’un risaletinden ÅŸüphe eden Ä°srailoÄŸulları (Mü’min, 34) hem de Hz. Lut’un ahlaksızlığı ve cinsel sapkınlığı yaymaya çalışan kavmi (Araf, 81) de israf eden/müsrif olarak tanımlanmıştır.
Allah Müsrifleri Sevmez, Peki Siz?..
Modern toplumda israf bir güç gösterisi, bir zenginlik teÅŸhiri hatta güçlü ve muteber iktidarların göstergesi ÅŸeklinde tezahür ediyor. Harcayarak gücünü tescilleyen, harcayarak görünür veya görünmez muhataplarını ezen bir ruh hali salgın bir hastalık gibi her yerde vücud buluyor. Toplum bir taraftan yoksulluk, iÅŸsizlik, hayat pahalılığı içinde çırpınırken diÄŸer taraftan Lale Devri’ni aratmayan, Semra Hanım’ın Papatyaları’nı andıran görüntülerin sosyal medya üzerinden dolaşıma sokulmasına karşı öfke biriktiriyor.
Åžükürsüz bir toplum olduÄŸumuz, kanaat ve tevekkül etmeyi unuttuÄŸumuz elbette doÄŸrudur. Ne var ki sorun bundan ibaret deÄŸildir. DiÄŸer taraftan muhafazakâr çevreleri ve dini deÄŸerleri ne kadar temsil ettiÄŸi ÅŸüpheli olsa da bazı sembol ve söylemleriyle bu camiaların içerisinde yer tutan kiÅŸilerin sergilediÄŸi davranışlar yüz kızartacak kadar süfli heveslere, insanın başını yere eÄŸdirecek denli çirkin arzulara kilitlenmiÅŸ adeta.
Toplum aşırı düzeyde politize olunca ölçüsüz saldırılar ve ölçüsüz savunmalar yarışa kalkıyor. Karşı cephenin kötü sicili, günahları ve gelecekte daha kötü iÅŸler yapma ihtimali üzerine abanmaktan kendi içinde yaÅŸadığı çürümeyi hatta kokuÅŸmayı bile fark edemiyor. Ä°ktidar mücadelesine odaklanmak ahlak, sosyal adalet ve hukuk sahasında yaÅŸanan aşınmayı, aşırılaÅŸmayı, karşıtına dönüÅŸmeyi görünmez veya önemsiz kılabiliyor. Ahlaki ve hukuki deÄŸerler dünyasını ayakta tutmanın getireceÄŸi zorluklara katlanmak istemeyenler elbette iktidarı kaybetmemenin en kolay ve kestirme yolu olarak karşı tarafı yıpratma, itibarsızlaÅŸtırma yöntemine sarılıyorlar.
Peki, kendi günahlarına ayna tutup tevbe etmeden baÅŸkasının günahlarını teÅŸhir edip kınayarak alınacak yoldan hayır gelir mi? Sadece bürokrasi ve ticari hayat deÄŸil akademiden medya ve cemaatlere kadar hemen herkesin iktidar iliÅŸkilerine göre konumlandığı, cephe mantığını mutlak yol haritası kabul edildiÄŸi bir iklimde istenilen her ÅŸey kolaylıkla meÅŸrulaÅŸtırılabilir, istenmeyen her ÅŸey de rahatlıkla ÅŸeytanlaÅŸtırılabilir. Uzun bir zamandır soluduÄŸumuz mevsim tam da heva ve heveslere, kısa vadeli menfaatlere göre iÅŸleyen bir mevsim. Ölçüsü adalet ve merhamet olmayan, haram ve helal ölçülerine göre deÄŸil kiÅŸiye ve çevreye göre rota belirleyen çarpık bir mevsim.
Yaralı Bilinç ve Çarpık Ahlak
Yalan söylemeyi, riyakârlık yapmayı reel siyasetin ve ticaretin zaruri bir parçası sayıp içselleÅŸtirenlerin diÄŸer günahlara bulaÅŸmamak için önünde hiçbir engel yok ki. “Bir lokma bir hırka” edebiyatı yapıp “sadece Allah’ın önünde boyun eÄŸeriz” diye meydan okuyup malı-mülkü yığdıkça yığanların, israf ve gösteriÅŸin zirvelerini zorlayanlara kim dur diyecek? OlabildiÄŸince açgözlü ve ÅŸapÅŸal bir sosyal medya fenomeninin organize edip sergilediÄŸi rezilliklerin ne kadar çok müÅŸteri topladığına bakıp muhafazakâr-demokrat siyasetin gidiÅŸatına dair tahminlerde bulunabiliriz.
Görgüsüz ve sonradan görme ruh haliyle ne kadar basit, ne derece zavallı ve kendi mahallesinde bile az çok sahip olduÄŸu sempatiyi bile nefrete tebdil etmiÅŸ davranış tarzını kınayalım elbette. Ancak “kocamdan çok kazanıyorum, vergimi de veriyorum” beyanlarıyla neredeyse “ iÅŸini ve kazancını kutsal” ilan eden sığlığın bu iktidar iliÅŸkileri döneminde üremiÅŸ ciddi ve kronik bir hastalık olduÄŸunu da iyice belleyelim.
Hz. Muhammed Mustafa (a.s.)’ın ahiretteki cezası hususunda uyararak riyayı/riyakârlığı “küçük ÅŸirktir” ÅŸeklinde tanımladığını unutmayalım. Açık ve yüksek sesle rüÅŸvete, iltimasa, usulsüzlüÄŸe, yalan ve iftiraya karşı güçlü bir mücadele verme azmini kaybetmiÅŸ insanların gelip dayanacağı yer resmi ideoloji putunu, söylem ve sembolleriyle Kemalizmi hortlatmaktan baÅŸkası deÄŸildir. Unutmayalım ki; bir salih amelin diÄŸer salih amelleri celbetmesi gibi bir ifsad, bir zulüm ve bir günah da benzeri ifsad, zulüm ve günahları teÅŸvik ediyor.
KliÅŸeleÅŸmiÅŸ üç beÅŸ söylem, baÄŸlamından koparılan birkaç sembolle Ä°slami deÄŸerler dünyası da Müslüman toplum da inÅŸa edilemez. Aklın, adalet ve merhamet duygularının konjonktürel iliÅŸkilere göre dizayn edilemeyeceÄŸini aÅŸikardır. Sosyal medya fenomenleri içine düÅŸtüÄŸümüz sapma ve ÅŸaÅŸkınlığın bir göstergesi olmakla beraber asıl problem alanı ilmi, siyasi ve ticari alanlarda yaygınlaÅŸan kötü örneklerdir. Ä°sraf, kibir ve riyanın egemen iklim olmasını besleyen asıl kaynak iktidar iliÅŸkilerinden neÅŸet ediyor çünkü. Büyük bir ahlak üzere yaÅŸamak ve muhakkak adaletle hükmetmekle emrolunduk. Bunları unutarak, erteleyerek iktidar olmanın bir kıymeti harbiyesi yoktur.
Henüz yorum yapılmamış.