Bir yandan “güçlü ve zengin” olmak için yapılması gerekenleri yapmak, bir yandan da “uyumsuz bir Türkiye ekseni” oluşturmaya devam etmek, üzerine bir de pandemiyi eklediğimizde zor,
Seyit Rıza ve Şeyh Sait meselelerinde öyle çok dezenformasyon var ki kimin haklı kimin haksız olduğu konusu kendiliğinden önemini kaybetmiş görünüyor.
10 Kasım günü Bursa’da bekçi olarak çalışan bir kardeşimiz, bir sosyal paylaşım sitesinde “Hilafet” yazıp Kelime-i Tevhid görseli paylaşınca Bursa Valiliği tarafından kendisine b
Düşünsenize “PKK’yı emperyalizmin mayın eşeği olduğunu bile bile, Türkiye’yi zor durumda bıraksın diye destekledim” cümlesini kurmak zorunda kaldığımızı.
Geçenlerde şu meşhur “kültürel iktidar” tartışması yeniden alevlenince sosyal medyada çokça dolanan bir gönderi düştü önüme: “Paran olduğunda kime benzemek istiyorsan kültürel
Deprem Allah’tan gelir efendi. Doğum, ölüm, yürümek, yemek… Aklına ne gelirse Allah’tan gelir. “O’nun izni olmadan bir yaprak bile kımıldamaz’ efendi! Senin yapacağın araştırma
İnsan, şehrinin yaşındadır. Şehrin birikimini, yıllardır söylediği sözler toplamını, her yeni gelen insan “süzer” ve bir sonra gelene devreder. Kültür buradadır. Gelenek buradadı
İnsan değişmez. İnsanın değişebileceğine dair beslenen bütün umutlarda katıksız bir aşk vardır ve katıksız aşk insanın uçurumudur.
Bu yazıyı sosyal medyadan “bugünkü yazım” diye duyurunca bazı tepkiler alacağım kesin gibidir. “Kıbrıs’ta bunlar bunlar olurken, Karabağ’da şunlar şunlar olurken sen oturup bir
Ben aslında çok farklı biri değilim Melis. Beni, “ortalama Türk insanı” olarak tanımlıyor sosyologlar. Azerbaycan-Ermenistan savaşında yüzde yüz haklı bulduğum Azerbaycan’ı destek
Türkiye’de her kesimin kurduğu yanlış cümle “gençlere ulaşamıyoruz” cümlesidir. Bu cümle, aynı zamanda içerisinde “gençlere bizim menemenden yediremiyoruz” anlamını barındır
Ermenilerin yakın tarihi bir bakıma “emperyalizm tarafından sömürülme, mayın eşekliğine razı edilme” tarihidir ve bu çok ama çok üzücüdür. Aynı emperyalist odaklar, Ermenilere yap
İnsanın hayatında bir “tamam” noktası gelir elbet. Lütfiye’nin “tamam” dediği yer kızların da dayak yediği o gece olmuş. Demiş ki kendi kendine “ne olacaksa olacak artık.”
İsmail Kılıçarslan / Yenişafak
İsmail Kılıçarslan / Yenişafak