''Niçin yaşıyoruz ve nasıl yaşıyoruz? Yaşadığımız ile yaşamak istediğimiz aynı şey mi? Düşündüğümüz dünya yaşadığımız dünyanın neresine tekabül ediyor?” gibi sorulara
Şerif Hüseyin’in Osmanlı’ya karşı ayaklanarak bağımsız bir Arap krallığı kurma hayali niçin gerçekleşmedi? Üstelik arkasında hem planlama, hem de lojistik desteğini esirgemeyen İ
Resneli Niyazi’den “Muğla canavarı” Eşref Atan’a; “İnce Memed”ten “Eşkıya” Baran’a… Resmi kayıtlarda ve Türk edebiyatında eşkıyalara dair kanaatler
İnsanın zaman ve mekânla, diğer bir ifade ile “tarih” ve “toprak”la olan ilişkisi sadece kendi varoluşunu değil, aynı zamanda din telakkisini de açığa çıkartır. Denebilir ki, ins
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
İnsan kendi nefsini ve diğer varlıkları Allah’tan daha değerli görürse kendi sonunu kendi hazırlar. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde olup bitenlere bakıldığında geçmişte farklı
“Çağdaş sanat” fevkalade berbat bir şey yapıyor. Üretimlerini medya vd. unsurlarla destekleyerek olmadık şekillerde bir PR başarısı elde ediyor ve çılgın bir pazar oluşturuyor. Yani
Çin’in NATO için bir tehdit olup olmadığı konusunda İttifak üyeleri arasında ciddi görüş ayrılıkları var.
Günlük hayatta bazen görüyoruz. Maruz kaldığımız da oluyor. Her türlü fenalığı yapıyor, insanların hayatı ve haysiyetiyle oynuyor, fakat zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış g
İnsan eşref-i mahlukattır. Cenab-ı Hak âlemde ne varsa ona musahhar kıldı. Hakk’ın nimetleri sayıya gelmez. Yağmur gibidir, rahmet yağıyor deriz. Size sorarlarsa: Şimdi Rabbimizin hangi
İslamcılık üzerine tartışmaların, Müslümanlar var oldukça bitmesi elbette mümkün değil. Bu başlık altındaki bir gündemin sürekli yenilenmesi, hareketlenmesi gayet doğal. Hele İslam
Sykes-Picot sınırları kanla çizilmemişti. Osmanlı Çanakkale'den Filistin'e, Basra'ya, Kafkaslara kadar her cephede dökülen kanla yıkıldı. Yerine kurulan Ortadoğu denklemi bu yıkımın ba
Anne babamı, Çin'in Müslüman Uygurları tuttuğu toplama kampından çıkarmak için hayatımı tehlikeye attım... Halkım onlarca yıldır zorluklarla karşı karşıya kalıyor, şimdi ihtiyaç
Dini “ritüel”lerimiz ve “seremoni”lerimiz var. Bu işi çok seviyoruz. “Merasim” diyoruz ya hani ondan. Süslü camilerimiz var. Camilerde itikaf odası var mı, tahkim odası var mı? Ç
Yabancı gözlemciler, Lübnan’ın durumundaki gelişmeleri ve ani dönemeçleri anlamakta zorlanıyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Lübnan, normal bir demokrasi olmadığı için bu tür si