Dünyaya, etnik, coğrafî veya mahallî standartlara ve ölçülerle bakmaktan kurtulmak zorundayız.
'Ortadoğu-Arap coğrafyasında 1916 yılında Sykes-Pikot Anlaşması ile çizilmeye çalışılan siyasal ve coğrafi sınırlar bugün Arap siyasilerinin beyinlerinde çizilmiş durumda' diyen Mehm
Dağlık Karabağ davası, Rus-Türk dinamiğini daha geniş bir şekilde vurgulamaktadır. İki devlet, çeşitli coğrafi bölgelerde hem ortak, hem de rakiptir: Suriye'de, Libya'da, Güney Kafkasya
Coğrafi keşiflerde olsun, edebiyatta, sanatta, bilimde, hukukta tüm anlamlı atılımlar, önceden bilinmeyen yenilikler bu gözü kara kişilerin işidir.
Azerbaycan- Ermenistan ve bu buhranlı konuya Hristiyan dünyasının derin ilgisinden ayrı olarak, coğrafî açıdan ‘iltisak’lı durumundaki Türkiye, Rusya ve bilhassa İran’ın tutumu nedi
Türk edebiyatına biri yarım kalmış üç roman, iki öykü, bir de masal kitabı bırakmış olan Yusuf Atılgan, yaşamının büyük bir bölümünü köyde geçirmiş, dolayısıyla coğrafi ol
Çok ciddî bir coğrâfî bölgede, çok ciddî günlerde yaşadığımız; üzerimizde çok ciddî dînî ve millî görevler bulunduğu için; hepimiz çok ciddî düşünmek ve çok ciddî çalı�
Filistin ve İsrail arasındaki çatışma görece küçük bir coğrafi alanda gerçekleşmesine rağmen çok sayıda uluslararası grubun ve büyük ülkelerin dahil olması nedeniyle hem politik an
Avrupa’yı taklit uğruna önce imanımızdan koptuk. İmanımızdan kopunca insanımızdan koptuk. İnsanımızdan kopunca toplumumuzdan, kültürümüzden, tarihimizden, medeniyetimizden, sanat an
Dayanıklı gemiler devri ve ardından gelen coğrafi keşiflerle ticari ilişkilerin değişerek gelişmesi, Batı dünyasında özellikle Orta Çağ sonrası dönemde başlayan Doğu merakını daha
Türk edebiyatına biri yarım kalmış üç roman, iki öykü, bir de masal kitabı bırakmış olan Yusuf Atılgan, yaşamının büyük bir bölümünü köyde geçirmiş, dolayısıyla coğrafi ol
Bilimsel-Teknik yaratma ve ekonomik üretme, Antropolojik olarak halkların yaşam koşulları ve güç istenci tutkuları ile ilgili bir sorundur. Doğal iklim koşulları yaşama müsait olan coğra
Hz. Peygamber (s.a.s)’in vefatından sonra, İslam toprakları fetih hareketleriyle oldukça genişlemiştir. Emevilerle başlayan İstanbul muhasaraları ise 1453’te Fatih’in İstanbul’u feth
Edward Said’in Kültür ve Emperyalizm adlı kitabı, Oryantalizm’den sonraki başyapıtıdır. Said, entelektüel kariyerinin ana sorunu olan kültür ve kimlik oluşumunu modern imparatorlukla o
Türkiye’de İslâm’ın “modern toplum”la ilişkileri tartışılacaksa, her şeyden önce ülkemiz insanının yaşam biçimindeki hangi unsurların kendisini İslâm’a, hangilerinin inanç