Dilini tutamayan, gafletten kurtulamayan, günahı terk edemeyen, öfkesine hâkim olamayan, ahlaksızlığı bırakamayan, cimriliği yenemeyen Müslüman...
İstanbul İslamlaşma fikriyatının bir neferiydi Akif. Bu bağlamda ittihadı İslam siyasetini savunuyordu. İslam toplumlarını bir bütün olarak sahipleniyordu. Bütün Müslümanları kucakla
Görünürde yoğun bir dindarlık vardır fakat insan sahih duruşunu kaybettiği anda, kendi iktidar arzusu olmak üzere dini hizmetine almanın bir yolunu bulur. 1928 yılındaki din reformu böyle
Gökyüzünün maviliğinde özgürce kanat çırparken, çerçevelere çarpıp kırılan bütün o kuşlar şu gerçekle tanıştı: Resimleri hayatın kendisi kadar enginliğe sahip değil!
Her gece O’nun hakikatinin nuruna ve Allah’ın varlığına darsılmaz bir inançla şahitlik edenler vardır.
O, sadece Yassıada’da şahitlik yaparken uyduruk mahkemenin başkanı Salim Başol’a gerçekleri haykırmaktan çekinmediği gibi, daha sonraki yıllarda da yayımladığı bir çok makale ile di
Mısır’dan Şiîliğin izlerinin tamamen silinmesi hamlesi ise, Kahire’de inşa edilen küçük bir türbeyle başlamıştır. Bu türbe, bugün İslâm dünyasında milyonlarca Müslümanın ke
Sadece inançlı olmak yetmiyor, inandırıcı da olmak zorundayız. Uzun sözün kısası: Halis niyet, salih amel ve hayırlı emek bahsini, samimi bir şekilde yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Kostantıniyye'nin alınması hayali, daima bahtı açık padişahın, yatak arkadaşı, yani rüyası olduğundan sürekli olarak adını dilden ve fikrini gönülden gidermez, elde edilmesi için ac
Bir zamanların 'idealler' çatışması, yerini vahşi çıkar çatışmalarına bıraktı. Berlin'den Kiev'e, Şam'dan Kudüs'e, Washington'dan Tahran'a yeni bir soğuk savaşın zilleri çalıyor.
Suriye muhalefetinin temsilcileri, Suriye Anayasa Komitesi çalışmalarının ilerleyebilmesi için Avrupa Birliği'nden (AB) Esed rejimine yönelik ilave yaptırımlar dahil olmak üzere destek tale
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesinin İran'a karşı kendisini korumaya devam edeceğini ve Tahran yönetiminin nükleer silaha sahip olmasına müsaade etmeyeceklerini ifade etti.
Aşırılığın her türü ama istisnasız her türü insana zarar veren bir sürece dönüşüyor. Dindeki aşırılık ise hem insanın kendisine hem de topluma bütünüyle zarar verme potansiyeli
Said Halim Paşa'nın İslamlaşmak veya İslamilik olarak ifade ettiği tezde, 'hürriyet' ve 'ilerlemek' olumlu manada anahtar kelimelerden iken, 'mukallitlik' ile 'bağnazlık' ise olumsuz hatta to
Yeryüzü genişliğinde bir geniş açıdan olup bitmiş hemen her şeye şahitlik eden bir insana dönüştük. Bu yeniliği ideolojik bir kalıba dökerek kutsayan anlayışlar yeni çağın zihins