‘Rüzgar, ateşin gücünden az ise, ateşi yandırır; çok ise söndürür. Hiçbir zaman sınırlarını aşan bir güç talep etme; sönersin.’
Fikr edenler, gerçeği açığa çıkartır; küfr edenler saklarlar.
Bütün dünya malum virüsün pençesinde kıvranıyor. Bir yandan ilaç aranıyor, öte yandan ceset torbası. Bu korku insanoğlunu kendine getirir ve yeni bir dünya düzeni kurulabilir mi? Züme
İnsanoğlu yaşamını nerede sürdürürse sürdürsün ilk evvela kendini güvende hissetmek ister.Tehlike bu kadar yakınımızda iken güvenliğimizi nasıl sağlayabiliriz?
Şükrü Hanioğlu Princeton Üniversitesi'nde tarih profesörü. Salgının etkileri konusunda Taha Akyol’un sorularını cevapladı.
Hürriyet gazetesinin başyazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) “neleri sevip neleri sevmediğine” dair bir köşe yazdı.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden 6 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Hamza için gelen Zümrüt Salim, evlatlarına kavuşuncaya kadar oturma eylemine devam edeceğini söyledi.
Koronavirüs salgını insanoğluna tek seçenek sunuyor; Benimle tek başına mücadele edemezsin, birleşmek zorundasın. Dayanışma ve birlikte yaşama zorunlu artık. İnsani özelliklere göre y
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İspanya'nın iki özerk yönetiminin, Türkiye'den satın aldığı solunum cihazlarına ilişkin İspanyol basınında yer alan asılsız haberleri eleştirdi.
Acaba bu gerçek bir tefekkür müdür yoksa felaketin karşısında verilen kurtulmalıklar ve akabinde kalan sağlarla yoluna devamı düşünen başka bir aymazlık mı? Gerçekten öyle midir, yok
İstanbul'un Fethi'nin 548. Yıldönümü münasebetiyle Marmara FM'den İbrahim Paşalı'nın "İstanbul'un Fethi'nin anlamı" üzerine sorduğu soruya verilen yanıt...
Biz ne zaman sebepler ve sebeplerin sebebini masamıza yatıracağız acaba? Eğer insanoğlu sebeplere kafa yormazsa, felaketin geliş noktasını tahmin edemez. Bu durum, sonuca götüren gidişatı
Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 11. Yıldönümünde eski iddialar tekrarlandı. Bu trajik kazâ veya tuzak etrafındaki senaryolarla, merhûmun ailesi ve sevenlerinin acısı tazelendi.
Ey talib! Son seslenişim bu sana. Son küstahlığım. Son günahım. Son günahın
Kazanç, hayatın sıklet merkezi olunca, ilk bakışta, iktisadiyatla uzaktan yakından ilgisi, ilişiği yokmuş gibi gözüken nice âmil ile unsur, o yöne koşulmağa başlanmıştır. Hayat, bü