Osmanlı Devleti döneminde “deniz” denilince ilk akla gelen kişi olan Barbaros Hayreddin Paşa, gösterdiği başarılarından dolayı ilk olarak Cezayir’in hükümdarı olmuş, daha sonra Yav
Modern zamanların, ilkel ve kaba insanı, cahiliye devrini aratmıyor. Rızkın sahibinden haberi olmayan, yaşam gayesini unutan insanlar, acı akıbetlerini hazırlıyor. Depresyon çıkmazındaki
Hindistan'da Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'ten gelen 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan; ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakacak şekilde değiştirilen Vatan
İsveç'te sosyal medyada kapalı gruplarda örgütlenen bazı aşırı sağcıların, ülkedeki bütün Müslümanların öldürülmesini istediği belirtildi.
‘Modernliğe itiraz hayat tarzında başlamalıdır. Siz alternatif bir hayat tarzı sunarsanız o hayat tarzının öngördüğü iktisadı, eğitimi, teknolojiyi ya da ilişikleri üretebilirsiniz
Kur’an’daki tüm Teâlâ fiillerinin öznesi Muteal olan Allah’tır. Muteal, Esmai Hüsna’dan (Allah’ın güzel isimlerinden) biridir; Aşkın, Ulu ve Yüce demektir.
Müslümanlar bütün dünyada ya kamplara tıkılıyor ya da bombalara tutuluyor. . Dışlanıyorlar, ötekileştiriliyorlar, toplama kamplarına dolduruluyor, yurttaşlık kimlikleri yırtılıyor,
Osmanlı bu topraklardan ayrılalı beri aradan uzun yıllar geçmesine ve çok şiddetli bir iç savaş yaşanmasına rağmen Travnik hâlâ müslüman şehir kimliğini koruyan bir yer. Yapısı, mi
‘Öteki’nin olması için kişinin öncelikle ‘ben’ demesi gerekir. Oysa bizim ahlak ve itikadımızda ‘ben’ demek terk-i edeptir. Terk-i edeptir, çünkü bunu diyen ‘benlik davası’
Geçtiğimiz günlerde yine gündemde Nobel ödülüne layık görülen faşist bir yazarın talihsiz açıklamaları yer almaktaydı. Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı inkâr eden Avusturyalı
Avrupa'da aşırı sağcı ideoloji ve zenofobi ile beslenen islamofobik saldırılarla karşı karşıya kalan Müslümanlar Asya'da da etnik ayrımcılık, asimilasyon ve baskı uygulamalarına maru
19 Aralık akşamı HT kanalında, M. Âkif Ersoy’un eski Genelkurmay Başkanlarından İlker Başbuğ’la yaptığı, 1 saati aşkın uzuun bir mülâkat vardı. İlker Bey, ‘Kıta Sahanlığı�
Macera dolu bir hayat... Sovyet eğitimi almış, Kızıl Ordu saflarında Almanya'ya karşı savaşmış, Ukrayna'da ağır yaralanmış, ardından Nazi üniformasıyla Türkistan lejyonlarında Sovy
Türkiye’de İslamcılık cereyanının harekete dönüşmesi 1908’li yıllarda gerçekleşse de cereyanın ‘‘fikri’’ yansıması Islahat Fermanı ile başlamaktadır.[5] Hatta bu süreç,
Çin'in Uygur Müslüman Türkleri'ne reva gördüğü zulmü, toplama kamplarından birinde bir yıl boyunca tutulan Gulbahar Jelilova, kampta yaşadıklarını anlattı