Yeni Şafak Yazarı İsmail Kılıçarslan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başlayan "İslam'da Güncelleme" tartışmalarını etimolojik yönden ele aldı.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan "İslam'da Güncelleme" meselesini köşesine taşıdı.
Sen Semih Kaplanoğlu olarak ‘bir Müslüman yönetmen nasıl film yapabilir?’ sorusuna cevap verecek bir başyapıt ortaya koyuyorsan, Hızır ve Musa kıssasını muazzam şekilde sinemaya uyarlı
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumunu hakkında duygusal bir yazı kaleme aldı.
Sen bana diyorsun ki ‘ben Kürdüm, Kürtlüğüm üzerinden her türlü milliyetçiliği, ırkçılığı, bilmem neyi yaparım. Ama sen sus ve Türk olduğun için özür dile.’
Maturidi zihin yapısının son derece önemsediğim ilk kavramı ‘etkileşim’dir. Ne demek bu? Karşılaştığı herhangi bir duruma, olaya, gelişmeye, bilgiye kendini kapatmamak. Durumla, olayla
Dikkat isterim. Günah işleyen değil, günahı ‘günah’ olarak görmeyen. Ve yine dikkat isterim: Ahlaksız değil; ahlakı bir dinden, bir ideolojiden, bir düşünce sisteminden, bir cemaatten,
Gezici, kripto Fetöcü, kırmızı pantolonlu, hocacı, Gülcü ve daha bilmem nelerci bir adam olarak Erdoğan adına racon kesen benim. Hatta içimdeki Tatar Ramazan’ı serbest bırakıp şöyle
İsmail Kılıçarslan: Bu satırları bir sarılma, bir kucaklaşma, bir birlikte ağlama olarak kabul edersin diye umut ediyorum.
İsmail Kılıçarslan: 'Hepimiz orada olacağız. Bin türlü bahanemiz, bin türlü mazeretimiz, bin türlü yalanımız olacak elimizde. ‘Şey’ diyeceğiz, ‘aslında’ diyeceğiz, ‘yapılması
'Şimdi ise Derda’sız, sağ elsiz, bedeni yanık bir zavallı âdem… ' İsmail Kılıçarslan - Yeni Şafak
'Craven’de, Romero’da, Carpenter’da göremeyeceğimiz türden bir korku filmi sahnesi anlatmıyorum size. Sakarya’da birebir yaşanmış, gerçekleşmiş bir utanç hikâyesi naklediyorum. İnsan
"Değil mi ki Kutlu Doğum Haftası'na 'FETÖ projesi' diyen bir takım paralel diyanetçikler bu mevzuda ileri geri konuşmaktadırlar. Değil mi ki 17-25 Aralık sürecinden 4 ay sonra STV'ye canlı