Güncel
İsmail Kılıçarslan / Vallah bu Meltemgiller eğitilmezdir
Follow @dusuncemektebi2
Sen Semih Kaplanoğlu olarak ‘bir Müslüman yönetmen nasıl film yapabilir?’ sorusuna cevap verecek bir başyapıt ortaya koyuyorsan, Hızır ve Musa kıssasını muazzam şekilde sinemaya uyarlıyorsan, ‘insan uykudadır, ölünce uyanır’ hadisini bir sahneye dönüştürme başarısı gösteriyorsan bu Meltemgiller daha çok kudurur hocam. ‘Yine mi balık tutacağız, ıha ıha ıha’ oyunculuğundan başka ne beklenir ki?
İsmail Kılıçarslan - Yeni Şafak
Önce Meltem Cumbul’un anlamasını umut ettiÄŸimiz dilden konuÅŸalım, nesnel bilgi verelim. Semih KaplanoÄŸlu, yönetmenlik, senaristlik ve yapımcılık kariyerine 2001 yılında ‘Herkes Kendi Evinde’ filmi ile baÅŸlayan, 2017 yılına kadar 6 tane çok önemli filme yönetmenlik yapmış bir sanat insanıdır.
Meltemgillerin ‘kutsal bilgi kaynağı’ saydığı Ä°MDB isimli güvenilir sinema sitesine göre KaplanoÄŸlu, (2017 yılında yaptığı BuÄŸday filminin aldıkları hariç) ÅŸu ana kadar 28 uluslararası ödül kazanmıştır. Ãœstelik bu ödüllerin kahir ekseriyeti ‘en iyi film’ dalındadır. Yine üstelik bu ödüllerin bazıları Berlin gibi, Sevilla gibi, Fecr gibi çok önemli film festivallerinden alınmıştır.
Meltem Cumbul ise kariyerine 1994 yılında baÅŸlamış bir oyuncudur. Film ve dizilerde oynar, sunuculuk yapar. Yine Ä°MDB isimli siteye dayanarak konuÅŸacak olursak Meltem Cumbul’un oynadığı film ve dizi sayısı 25’tir. Kariyeri boyunca almayı baÅŸardığı ödül sayısı ise 3’tür. Tabii, Altın Kelebek, Magazin Gazetecileri falan gibi bazı ödülleri vardır belki bilemem, ama Ä°MDB onlara ödül muamelesi yapmadığı için ben de zikretmeye deÄŸer bulmuyorum.
Åžimdi iÅŸin bir baÅŸka tarafına bakalım. Semih KaplanoÄŸlu, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ve DerviÅŸ Zaim, Türk sinemasının iki binli yıllarda yaptığı atağın motor gücü olan dört yönetmenimizdir. Belki Ceylan hariç, diÄŸer yönetmenlerin öyküsü aÅŸağı yukarı aynıdır. Ä°lk filmlerini bin çeÅŸit zorlukla, bin çeÅŸit parasızlıkla gerçekleÅŸtirmiÅŸ isimlerdir. Hatta bugün bile film yapma konusunda elleri olaÄŸanüstü rahat isimler deÄŸildir bu isimler. Zira sinema pahalı bir iÅŸtir ve bu dört isim de ‘bağımsız’ kalarak, karışanı-görüşeni olmadan film üretmeyi mesleklerinin bir gereÄŸi sayarlar. Yani yaptıkları iÅŸten para kazanıp kazanmamayı dışarıda tutarak söylüyorum, bu isimlerin salt ‘para kazanmak için’ yaptıkları herhangi bir iÅŸe rastlamak mümkün deÄŸildir.
Meltem Cumbul ise ÅŸu klasik ‘sinema çok güzel ama hayat da pahalı’ oyuncusudur. Piyasadaki hemen herkes gibi ‘her diziye oyuncu, her geceye sunucu’ olmakla ilgili herhangi bir derdi yoktur. Parasına, tatlı kârına bakar. Bu da ayıp bir ÅŸey deÄŸildir ayrıca. Sadece tercih meselesidir.
Nereden hatırlayalım biz Meltem Cumbul’u? Yavuz Turgul ustanın yaptığı Yılan Hikayesi isimli dizide sallama çay gördüğünde ‘yine mi balık tutacağız, ıha ıha ıha’ diyerek oyunculuÄŸun belini büken köylü kız rolünden. DoÄŸrusu, bana göre açık ara Türk sinema ve dizi tarihinin gördüğü en kötü ‘köylü kız’ tiplemelerinden biriydi. Mehmet Ali Alabora ve Görkem Yeltan gibi iyi oyuncuların karşısında tel tel dökülüyordu. Yine Yavuz Turgul’un Gönül Yarası’ndan da hatırlayalım Meltem Cumbul’u. Åžener Åžen ve Timuçin Esen’in ÅŸakır ÅŸakır oyunculuk dersi verdiÄŸi bu sıkı filmin en aksayan yanı Meltem Cumbul’du.
Åžimdi de meseleye gelelim. Meltem Cumbul, Adana Film Festivali’nin ödül töreninin sunucusu idi. Parasıyla deÄŸil mi? Çağırmış festivali düzenleyenler, gelmiÅŸ sunuyor o da. Burası önemli olduÄŸu için bir kez daha vurgulayalım: Parasıyla sunuculuk yapıyor Cumbul. Festivalle tek ilgisi bu.
Festival jürisi bu sene ‘en iyi yönetmen’ kategorisinde ödülü BuÄŸday isimli baÅŸyapıtı ile Semih KaplanoÄŸlu’na verdi.
Ä°ÅŸte meselenin koptuÄŸu yer burası. Ödülünü almak için sahneye çıkan Semih KaplanoÄŸlu’nun kendisine uzatılmış elini havada bırakarak dönüp arkasını gidiyor Meltem Cumbul. Bu terbiyesizliÄŸi hangi hakla, ne demeye, niçin yapıyor?
Uzatmanın anlamı yok. Cumbul, kendi kısıtlı aklına, dar algısına göre Semih KaplanoÄŸlu’nu ‘AKP’li, muhafazakar, yandaÅŸ’ bilmem ne saydığı için yapıyor bunu. Bir insan tekine bunu yapmayı, yapabilmeyi en doÄŸal hakkı sayıyor. Zira sanat camiasının, Türkiye’nin, hatta bütünüyle hayatın Cihangir kafelerinde konuÅŸulandan ibaret olduÄŸunu düşünüyor. Bir insanın AKP’li olmasının affedilemez bir hata olduÄŸunu varsayıyor. Kelimenin bütün anlamlarını içine katarak konuÅŸacak olursak bir ‘gündelik hayat faÅŸisti’ olarak yaÅŸayıp gittiÄŸini fark edemiyor bile. Altı üstü parasını alıp programı sunması gereken bir sunucu olduÄŸunu bu yüzden unutup, bu yüzden çakma bir V for Vendetta maskesine bürünüyor. O maskenin gündelik hayatın içinde neÅŸvünema bulan faÅŸizmi saklamaya yetmeyeceÄŸini ise bir türlü anlamıyor. Kendisinin o terbiyesizliÄŸi hadsizce yaptığı gün CumhurbaÅŸkanı Sözcüsü Ä°brahim Kalın’ın hasta yatağındaki Arif SaÄŸ’ı ziyaret etmesine bakıp ibret de almıyor. Zira ibret, alınabilir bir ÅŸey deÄŸildir Meltemgillere göre.
Bu yüzden ‘vallah bu Meltemgiller eÄŸitilmezdir’ diyorum. Hayatı sadece siyah ya da sadece beyaz alanda yaÅŸamanın getirdiÄŸi konfora talipler çünkü. Memleketi de, sanatı da, sinemayı da, politikayı da öz babalarının öz malı sanmaları tam bundan. Yavuz Turgul olmasa Türkiye’nin adını dahi bilmekte zorlanacağı biri, Yavuz Turgul kadar saygıdeÄŸer bir baÅŸka isme fütursuzca terbiyesizlik yapabiliyorsa tam bundan.
Hadi ÅŸununla bitirmiÅŸ olalım: Sen Semih KaplanoÄŸlu olarak ‘bir Müslüman yönetmen nasıl film yapabilir?’ sorusuna cevap verecek bir baÅŸyapıt ortaya koyuyorsan, Hızır ve Musa kıssasını muazzam ÅŸekilde sinemaya uyarlıyorsan, ‘insan uykudadır, ölünce uyanır’ hadisini bir sahneye dönüştürme baÅŸarısı gösteriyorsan bu Meltemgiller daha çok kudurur hocam. ‘Yine mi balık tutacağız, ıha ıha ıha’ oyunculuÄŸundan baÅŸka ne beklenir ki?
Henüz yorum yapılmamış.