Benzer şekilde ABD-Türkiye ilişkisine BAE, Mısır, Suudi Arabistan benzeri ülkeler söz konusu olduğunda unutulan "insan hakları ve demokrasi kalitesi" ve "değer paylaşımı" zemininde yakla�
Batı Avrupa ve 1989 sonrasında demokrasi inşa süreci başlatan Doğu Avrupa ülkelerinde "radikal sağ popülizm," "sağ radikalizm," "yeni popülizm," "sağ aşırılık," "milliyetçi popülizm"
Osmanlı’nın parçalanması doktrininin Rus dış politikasının değişmeyen hedefi olduğu pek sorgulanmayan bir kabuldür. Oysa Petersburg’un İstanbul’a yaklaşımı siyasî konjonktüre g
İstiklâl Harbi'nin "millî"liği ağırlıklı olarak "Müslümanlar"a atıfta bulunan ve dar ölçekli bir "İttihad-ı İslâm" tasavvurunu yansıtan bir kavramsallaştırmayı dile getirmiştir.
Cumhuriyet kurucuları "kopuş" temeline dayalı bir ulus-devlet ideolojisi geliştirmenin zorunlu olduğunu var saymışlardı. Bu yaklaşım "kopuş"u, imparatorluktan ayrılarak bağımsız devletl
Donald Trump'ın Filistin'de iki devlet temelli çözüm çabalarının tabutuna son çiviyi çakan "Kudüs kararı," seçimde kendisini destekleyen Evanjelist tabana yönelik bir hamle olarak yorumla
Cumhuriyet sonrasında gözlemlenen, dini toplumsal alandan çıkartma ve "bireysel" düzeye indirgeme çabaları, "deizm" benzeri bir düşünsel arka plana sahip olmamıştır. Bu alanda uygulanan s
Gelinen noktada, "sosyal medya"nın "dijital parrhesia"yı "elektronik agora"da işlevselleştirerek modern demokrasinin katılım ve çoğulculuk alanlarında yaşadığı sorunları aşmasına yard�
"Irk"ın yaptığı atıflar alanında yaşanan değişimin ayrıntılarını bilmemek mümkündür. Buna karşılık, Birinci Meclis'in 1921'de millî marş olarak kabûl ettiği metindeki "kahraman
Türkiye'nin "entelektüel karşıtlığı"nın küresel liderlerinden birisi olduğu tartışma götürmez. Türkiye’deki yaygın “entelektüel karşıtlığı”nın siyaset kutupları tarafınd
Birinci Dünya Savaşı'nın "unutulması" konulu yazıma ilişkin okuyucu mesajları, harbin aslî nedeninin "Osmanlı Devleti'nin parçalanması" ve "Türklerin cezalandırılması" olduğu tezinin
Osmanlı’nın parçalanması doktrininin Rus dış politikasının değişmeyen hedefi olduğu pek sorgulanmayan bir kabuldür. Oysa Petersburg’un İstanbul’a yaklaşımı siyasî konjonktüre g
Tarihçi yazar Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu Sabah gazetesindeki yazısında Osmanlı'daki ve Cumhuriyet evresindeki millet kavramı ve yaklaşımını ele aldı.
Tanzimat'tan beri içinde savrulduğumuz "baskıcılık-komploculuk" sarmalını kırmak ancak onu yaratan yapısal nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir