İster maddî ister manevî ister fikrî içerikte olsun, genel form ile özel form diyalektiği/cedeli dikkate alınmaz ise ortaya zulüm çıkar; adalet ise ikisinin de yerini bilmektir. Bu kavram �
Türkiye'deki toplumsal olgu ve olaylar hakkında, tarihî gerçekliği dikkate almayarak konuşan, -sözüm ona- sosyolojik çözümlemeler yapan pek çok kişinin durumu, şimdiye değin özetlenen
Dik-durmak(kebed) insana ufka bakmayı sağlar
"Toplumun maslahatı lehine kendi menfaatinden vazgeçebilen birey, toplumsal barışı korur; kendi menfaatini toplumun maslahatına tercih eden ise toplumu karışıklığa sürükler."
Gelenek bir milletin tarihî mensubiyetiyle içiçe olduğundan, nutkiyetini kaybetmemiş her tarihi millet için gelenek olmaz-ise-olmaz bir mukavvim unsurdur.
Batılılar, bu milletin geçmişini dikkate almadan, kısaca "Türkler'in geçmişi ne olacak' sorusuna cevap vermeden "Türkler'in geleceği ne olacak" sorusuna cevap verilemeyeceğini gördüler. P
Anlamak çoğu zaman bir ''ahlak'' sorunudur.
Hiç bir şey tamamen bembeyaz olamaz; olsa bilinir kılınamaz...
Anladım ki, "ANLAMAK" derdi olmayanlar, dindar da olsalar, dinsiz de olsalar YOBAZLIK'tan asla kurtulamazlar...
Dr. Lamia Levent Abul ve Emin Gürdamur’un Diyanet Dergisi'nin Ocak 2019 tarihli sayısı için Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu Hoca ile yaptıkları söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Ne Konya, ne Bursa, ne İslâmbol... Hiçbir şey bol değil artık. Kaht yani kıtlık var her yerde: Kaht-i rical derdi eskiler; şimdi artık kaht-i nazar da var. Sirac'ın ve Sadr'ın olmadığı
ABD ile çıkarlar bazlı “kazan-kazan” prensibine dayalı örtülü işbirliğinin İran’ı bölgesel bir güce dönüştürdüğü ortada. Fakat, görünen o ki, yaşanan konjonktür farklı i
Bir saksı ile bir bahçede yetişen çiçek arasındaki fark, en basit deyişle yapay ile doğal arasındaki fark kadardır. Tarih, tabiat ile hayatı birleştiren, insanın doğasıdır. Düşünce
Bir Sırp atasözü şöyle der: “Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş durmaksızın/sürekli değişir”. Son iki yüzyılın dünyasını en iyi ifade eden belki de en güzel
Hiç bir işaret, simge olarak bizatihi kendisini göstermez; belirli bir duruma, eyleme işaret eder. Her bir kavram da delalet ettiği nesneyi ortaya çıkarırken diğer tüm nesneleri örter. Tüm