Araştırmacı ve siyaset bilimci Dr. Khalil al-ِِAnani, Cumhurbaşkanı Said’in Tunus’ta gerçekleştirdiği örtülü darbeyi konu aldığı makalesinde, “Seçimlerde demokratik yoldan elde
Tunus'ta ve Arap dünyasında sadece 17 Aralık 2010'da bir seyyar satıcının kendisini yakmasıyla patlak veren olayları değil aynı zamanda daha öncesindeki gelişmeleri anlamak ve değerlendir
Haber ilginç ve ilk bakışta çok da masum görünüyor. Alman Başbakanı Merkel, Müslümanlarla İslamcıları birbirinden ayırmak gerektiğini söylemiş ve ilave etmiş: "Biz Müslümanlara de
Allah’ın verdiği mal, makam, servet, medya gibi nimetlere karşılık istediği şükür, yoğun ve çalkantılı gündemler arasında ertelendikçe ertelendi. Oysa Allah, kime bir nimet vermişse
Yakın tarihimizi, tasfiyeler tarihi olarak okumadık hiç. Kendi kendini tasfiyeler tarihi üstelik de! Marx haklı: Fazlasıyla trajik yakın tarihimiz ama ders alamadığımız için komediye dön�
Soldan gelenlerin bir kısmı, İslamcı diğer kısmı ise ulusalcı oldu. Ulusalcı olanlar İslamcılarla savaşı şiar edindiler. İslamcılar da kendilerini ister istemez eski silah arkadaşlar�
Fatma Karabıyık beş ay önce Türk Kahvesi programında konuğum olmuştu. Oradaki tesbitleri de çok çarpıcıydı. Muhafazakar kesimin, İslamcıların kırılma yaşamasında 28 Şubattan daha
Faiz karşıtlığı, İslam birliği, antiemperyalizm ve benzeri talepleri “kendi düşünsel alanlarında” ilerletmek yerine “devlet çözer” kadüklüğüne değin ilerlediler. Tarihsel bir
Anayasa Mahkemesi'nin bir önceki başkanı Haşim Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana birçok insanın onuru çok büyük yaralar aldı. Sadece İslamcılar ya da solcular değil.
1962’de Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra sürekli generaller ve ordu tarafından yönetilen Cezayir’de, artık toplumsal yapı büyük oranda “istenen kıvam”a gelmiş bul
Kaldığımız yerden devam edelim. Sahi Erdoğan hangi gelenekten geliyordu?
İran “İslâm” İnkılâbı 1970’lerin sonunda müthiş zihnî sarsıntılara yol açtı. Türkiye’de klasik dinî çevrelerin temkinine rağmen radikal görünümlü islâmcılar arasında �
Son yıllarda dünya genelinde Rusya’ya yönelik tepkiler var. Özellikle ABD ve AB tarafından bakınca artan bir saldırganlık dalgası gözlemleniyor. Tabi bu Ortadoğulu İslamcılar tarafında
İslamcılık bitti bitiyor derken, sağlam bir damar İslamcılığın biten bir şey olmadığını hatırlatmaya devam ediyor. Çünkü İslamcılık ne siyasi alana endeksli bir şey ne de kişise