Sosyal Medya

Makale

Çin’de Huiler de var!

Ramazan hem rahmet ayı hem bir sınav kâğıdı koyuyor önümüze. “Dünyada Ramazan” haberleriyle farklı iklim ve coÄŸrafyalardan deÄŸiÅŸik renkler ve diller, Müslümanlara ümmet olduklarını bir kez daha hatırlatır. Hayatın rutin ritmine, alışkanlıklara bir müdahale olarak oruç, acziyette hepimizi birleÅŸtiren iman gücüdür.

Ne var ki, pek çok Müslümanın sınavı hayli zorlaşır Ramazan geldiÄŸinde. Azınlık olarak yaÅŸayan Müslümanlar, çoÄŸunluk olsalar da despotik yönetimler, demokratik olsa da seküler standartlar oruç sınavını zorlaÅŸtırır.

Oruçla gelen baskıların aleni ve doÄŸrudan dine yönelik olması bizi daha da duyarlı hale getirdi. En ilgisiz Müslüman bile dünyanın baÅŸka köÅŸesindeki bir Müslümanın derdine karşı daha da duyarlılaşır. Açlık, susuzluk, sürgünler, katliamları düÅŸündükçe iftar vakti dört gözle beklediÄŸimiz o bir lokma boÄŸazımızda düÄŸümlenir, kalpler hüzünlenir.

Müslüman olma bilinci, insan olduÄŸumuzdan dolayı tüm insanlık durumlarına dair hissedilenlerden öte bir bilinç halidir. Müslümanca yaÅŸamanın ırkları, sınıfları, coÄŸrafyaları ortadan kaldıran ortak sorumluluk duygusudur.

GeçtiÄŸimiz yıllarda Myanmar'da yaÅŸanan katliama karşı geliÅŸen duyarlılık yahut Filistin'deki Siyonist sömürgeciliÄŸe karşı dayanışma duygusu bu bilincin göstergesidir. Bu hassas dengede zulüm kimden ve kime gelirse gelsin karşı olmanın Müslümana yüklediÄŸi sorumluluk hamasetle karışırsa baÅŸka bir zulme kapı aralaması iÅŸten bile deÄŸil.

Bugünlerde DoÄŸu Türkistan'da Uygur Müslümanlara yapılan baskı ve cinayetler gündemde. Özellikle Ramazan aylarında dinin görünür ve bireysel de olsa insanların hayatını belirliyor olmasına devlet ideolojisi olarak karşı olan Çin bunu en ilkel ve kaba yöntemlerle yok etmeye çalışıyor. Uygur Türkleri için (her Müslümanda olması gerektiÄŸi gibi) din ve kimlik aynı anlama geldiÄŸinden sistem önce dini hedef alıyor.Ä°slam medeniyetinin en doÄŸuda neÅŸvü nema bulan görkemli mirasını bugün Uygurlar tahammülü zor ÅŸartlarda diri tutmaya çalışıyor. Bunun karşılığında ekonomik mahrumiyet, siyasal baskı, fiziki iÅŸkence, hayati tehlike, asimilasyon gibi her tür devlet ÅŸiddetini göÄŸüslemek zorundalar. Üstelik iÅŸgal altındaki toprakları da Çin sömürgeciliÄŸi tarafından yaÄŸmalanmaya açık alanlar haline getirildi.

Hissiyattan öteye geçemeyen bir dayanışma, sahiplenme duygusunun Türkiye'deki karşılığı ise kimi durumlarda vahim bir hal alıyor. Uygurlara sahip çıkarken ümmet bilincini bir kenara bırakan, yeri geldiÄŸinde siyasal manipülasyonlara açık bir yaklaşım sergileniyor.

Çin devasa bir ülke ve bunun içinde tarihimiz açısından son derece önemli DoÄŸu Türkistan iÅŸgal altında. Buna sahip çıkmak için hiç bir Müslümanın komplekse girmesine gerek yok.

Ancak devasa Çin ülkesinde Müslümanlar sadece Uygurlardan ve DoÄŸu Türkistan bölgesinden ibaret deÄŸiller. Sayıları Uygurlardan çok daha fazla olan, Çin'in daha iç bölgelerinde yaÅŸayan Müslümanlardan ne kadar haberdarız? Mesela Uygur Türklerinden sayıca çok daha kalabalık olan Hui Müslümanların durumu bizi ne kadar ilgilendiriyor? Muhtemelen devlet gelenekleri olduÄŸu için Uygurlar daha fazla baskı ve iÅŸkenceye maruz kalıyorlar. Ancak çok daha büyük bir kitle olan Hui Müslümanların Müslüman olarak yaÅŸadıkları zorluklar, maruz kaldıkları baskılar neden hiç gündeme gelmez? Çin'in din karşıtı politikaları, Müslüman toplumları asimile etme stratejisi karşısında ne türden sorunlarla karşı karşıyalar?

Uygurların Müslüman ve Türk olmaları etnik duyarlılığı kabartıyordu belki. Müslümanlık bilinci Çin'e kadar uzanıyorsa ayrım yapmadan diÄŸer Müslümanlara da gönlünü açabilmeli, elini uzatabilmelidir. Çin'deki zulmü sadece Uygurlarla sınırlayıp diÄŸerlerini yok saymak, Müslüman ve kardeÅŸlik hukukuna uymaz. Dini görünümlü bir etnik milliyetçilik tuzağına düÅŸmek olabilecek en vahim sapmadır.

 

http://dusuncemektebi.com/cinli-azinlik-musluman-milleti-hui-ler_d100856.html

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.