Makale
Türkiye ve İran İlişkilerinde İniş ve Çıkışlar
GeçtiÄŸimiz 35 yılda, politik ve ekonomik anlamda Ä°ran ve Türkiye gerçekten ters yönlü bir iliÅŸki içinde oldular. Bir ülke ilerleme kaydederken ötekisi düÅŸüÅŸ içine girdi. 1980lerde Ä°ran Irak'a karşı 8 yıl suren yıkıcı bir savaÅŸ veriyorken Turgut Özal Türkiye'nin ekonomisini güçlendirdi.
Ardından, Özal çağının bitmesiyle birlikte, 1990larda Türk politikasına istikrarsız yönetimler hakim oldu. Bu sırada cumhurbaÅŸkanları Ali Ekber HaÅŸimi Rafsancani ve Muhammed Hatemi Ä°ran ekonomisini güçlendirdi.
Ä°ran’ın 1998'de %29'a yükselen enflasyon oranı 2005 yılına kadar %13'e düÅŸürüldü.
Benzer ÅŸekilde Mahmud Ahmedi Necad'in 2005'te baÅŸlayan sekiz yıllık hakimiyeti Adalet ve Kalkınma Patisinin (AKP) Tükiye’de iktidara gelmesine denk geldi. CumhurbaÅŸkanı görevini yürüten ve eski baÅŸbakan olan Recep Tayyip ErdoÄŸan 2001'de %70 olan enflasyon oranını 2013'te %7.4'e düÅŸürdü. Ayni dönemde Ahmedi Necad yönetiminde Ä°ran'ın enflasyonu (Türkiye'nin) aksine %43'e ulaÅŸan bir artış yaÅŸadı.
Yapılan bir röportajda Al-Monitordan Ä°ran'ın Türkiye eski Büyükelçisi olan Firooz Dowlatabadi, bu eÅŸ zamanlı geliÅŸmelerin arasında bir iliÅŸki olduÄŸunu düÅŸündüÄŸünü söyledi.
Dowlatabadi "Ä°ki ülke arasındaki iliÅŸkilerin tarihine çalıştığınız zaman bu gibi etkilerin bir çok örneÄŸini görebiliriz. Ä°ran’da Ä°slam Devriminin(1979) zaferinin ardından Türkiye'de Ä°slami hareketler geliÅŸmeye baÅŸladı. "
Hatemi cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerini kazandığında ve reformcular Ä°ran'da gücü elde edince (bu) Adalet ve Kalkınma Partisinin seçim zaferine bir etkisi oldu. Her iki devletin de bölgede odak merkezi rolü oynadığı gerçeÄŸini düÅŸünürsek bu deÄŸiÅŸimler bir birlerinden bağımsız gerçekleÅŸmedi. Arap baharının 2011'de gerçekleÅŸmesiyle birlikte, bölgesel geliÅŸmeleri çok farklı yorumladıklarından dolayı Tahran ve Ankara arasındaki fikir ayrılıkları arttı.
Aslında Irak'a da sıçramış olan Suriye'deki çatışma, DAES in ortaya çıkması ve Yemen'deki kriz hep birlikte Ankara ve Tahran arasındaki daha fazla gerilime neden oldu. Türkiye Suriyeli CumhurbaÅŸkanı BeÅŸar Esed'in devrilmesini isterken Ä°ran aynı ÅŸekilde Esed yönetiminin ayakta kaldığını görmekte diretmekte.
Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani 2013'teki cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerini kazandıktan sonra; ve bu arada Suriye'deki çatışmaların bir yıpratma harbini alması nedeniyle Türk Dış iÅŸleri Bakanı DavutoÄŸlu Tahran'ı ziyaret etmesinin ardından, Ä°ranlı yetkililer Ankara’nın muhtemelen, Ä°ran’ın Türkiye için Suriye'deki çatışmada bir arabulucu olarak gördüÄŸü ve Türkiye’nin Suriye konusunda politikasını deÄŸiÅŸtirmekle ilgilenebileceÄŸini düÅŸünmeye baÅŸladılar.
Ancak bu umutlar boÅŸunaydı. ErdoÄŸan CNN’e (verdiÄŸi) bir röportajda kararlılıkla Esed'in devrilmesini istedi ve Ä°ran’ın Esed'i desteklemesi gerçeÄŸinden duyduÄŸu memnuniyetsizliÄŸi açıkça ifade etti. Suriye, Türkiye ile Ä°ran arasındaki tek çatışma noktası deÄŸil.
Aslında Türkiye'nin DAES hususundaki açık politikası Ä°ran ile olan iliÅŸkileri daha fazla germekte.
Ä°ran Ankara eski diplomatı Dowlatabadi Al-Monitor'e " Türkiye bölgede DAES e kaynak saÄŸlayan (yapı) olmakla bir hata yaptı ve ancak simdi bunun kendisi için ne kadar problemli bir politika olduÄŸunun farkına vardı. BaÅŸka bir hatası ise Ä°ran DAES ile savaşıyor olduÄŸundan kendi sorunları hususunda Ä°ran’ı suçlamaya çalışmalarıydı"
Anahtar bir soru bu bölgesel çatışmaların Ä°ran ile Türkiye arasındaki ikili iliÅŸkileri ne derce etkilediÄŸidir. Eski Ä°ranlı diplomat Cryrus Nasseri son deÄŸerlendirmeye tamamen karşı çıkmaktadır. O, "Ä°ran ve Türkiye’nin ikili iliÅŸkilerinde bir problemleri yok. AnlaÅŸmazlıklar bölgesel konular üzerine .... ama bu farklılıkların (tanımı) Ä°ran ve Türkiye ikili iliÅŸkilerine geniÅŸletilmemeli." diye belirtiyor.
Ä°ki taraf arasında bir çok resmi ziyaretler gerçekleÅŸtirilmesine raÄŸmen atmosfer çok dostane görünmüyor. Tahrana yeni gerçekleÅŸtirdiÄŸi ziyaretin hemen öncesinde ErdoÄŸan France24'e Ä°ran’ın bölgedeki rolünün sorumsuzluk (örneÄŸi) olduÄŸunu söylediÄŸi bir röportaj verdi. Bu Tahran'da özellikle muhafazakar ağırlıklı parlamento üyeleri arasında bir çok itirazı ortaya çıkardı.
ErdoÄŸan hem Ä°ran’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney hem de Ruhani ile görüÅŸse de Türkiye ve Ä°ran bölgesel konularda anlaÅŸmazlık yaÅŸamaya devam ediyor.
Ä°ran ve BeÅŸ+Bir ülkeleri arasında 14 Temmuz Çok Amaçlı Ortak Eylem Planı sonuçlandığında, Türkiye bunu hoÅŸ karşıladı ve Ä°ran’ı kutladı.
Ancak öyle görünüyor ki bölgesel konular söz konusu olduÄŸu müddetçe iki ülke anlaÅŸmazlık yaÅŸamaya devam edecek. Nükleer uzlaÅŸmanın yara aldığı Avusturya'dan dönüÅŸünün ardından Ä°ran dış iÅŸleri bakanı Muhammed Cevat Zarif bölgedeki ülkelere bir ziyaret turu düzenledi.
Ne Türkiye'nin ne de Arabistan’ın durakları arasında olması dikkate deÄŸerdi. Zarif'in Ankara'ya ziyareti planlansa da Ä°ran ve Türkiye dış isleri bakanlarının ortak açıklamasına göre (ziyaret) planlama meseleleri yüzünden son dakikada iptal edildi.
Ancak France 24'e göre Zarif'in görüÅŸlerini Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısı ile baÄŸlantılı bir iptal gerçekleÅŸti. Makalesinde Zarif bölgedeki belli baÅŸlı ülkeleri eleÅŸtirdi ve olanları Suriye'deki terörist grupları desteklemekle suçladı.
Bir kaç gün sonra Tahran büyük elçisi Türkiye'deki Ä°ran vatandaÅŸlarının güvenliÄŸi endiÅŸesi hususunda (görüÅŸmek üzere) Ä°ran dış iÅŸleri bakanlığı tarafından çaÄŸrıldı. Bu, Ä°ran vatandaÅŸlarını taşıyan bir otobüsün Ä°ran sınırında bir Türk ÅŸehri olan Van'a giderken (kullandıkları) güzergah üzerinde saldırıya uÄŸramalarının ardından oldu.
Ä°ran ve Türkiye’nin ikili iliÅŸkilerde hala belli baÅŸlı problemler yaÅŸamasına raÄŸmen bölgesel konular üzerindeki gerilimin son otuz yılın zirvesine ulaşıyor olduÄŸunu söylemek doÄŸru olur. Ä°ran eski parlamenteri ve ÅŸuan Tahran Üniversitesinde politik bilimler profesörü olan Elaheh Koulaei " Türkiye Ä°ran’a uygulanan yaptırımlardan yarar saÄŸladığından, hali hazırda bir nükleer anlaÅŸmaya varılması, bu Türkiye ve Ä°ran arasındaki iliÅŸkileri daha fazla bozacaktır ve Türkiye Ä°ran’ın bölgedeki eski pozisyonunu geri kazanmasından hoÅŸlanmayacaktır." diye ekledi.
Ama Dowlatabadi olayları farklı algılıyor:"Ä°ki taraf birbirleriyle ortak bir politik iliÅŸki tarihine sahip ve ikili baÄŸların öneminin bilincindeler. (Ä°ki ülkenin) bölgesel meselelerin üzerindeki anlaÅŸmaların ikili iliÅŸkileri olumsuz etkilemesine izin verecekleri ÅŸüpheli. Tabii ki ErdoÄŸan problemli bölgesel politikasını deÄŸiÅŸtirmeli. Ayni zamanda AKP’nin Son Türk Parlamento seçiminde çok fazla oy kaybetmesinin nedeni de bu politikalar."
Türkiye’nin yeni bir genel secime gitmesiyle bir ÅŸey açığa çıktı: EÄŸer AKP elinde tuttuÄŸu gücü korursa ve eÄŸer ErdoÄŸan bölgesel politikalarını deÄŸiÅŸtirmeyi reddederse' Türkiye'nin Ä°ran’la olan iliksilerinin ilerleme kaydetmemesi olası. Bölgesel çatışmaların durulmasından ziyade tırmanmasından dolayı durum özellikle bu (yönde). Dahası, Türkiye’nin özellikle Kürt meselesiyle ilgili kötüye giden yerel karışıklıklarını göz önünde bulunduracak olursak, Türkiye ile Ä°ran arasındaki tansiyon çok kolay tırmanabilir. Geçen yaz Kuzey Irak'ta DAES’e yönelik hava saldırısının ardından. Irak Yerel Kürt Yönetimi Ankara'dan uzaklaÅŸarak kendisini Tahranla daha yakin ittifak halinde konumlandırdı.
Mürsel Öz: [email protected]
www.themiddleeastmagazine.com sitesinde Saeid Jafari tarafından kaleme alınan makale Mürsel ÖZ tarafından Dusuncemektebi.com içini Türkçe'ye aktarılmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.