Makale
Sana mı düşmüş Şiilik, Sünnilik?
"Suudi jetleri Ä°ncirlik'te” haberleri medyada sıklıkla yer almaya baÅŸladı. Demek ki, Suriye'ye olası bir “koalisyon” müdahalesinde Suudi Arabistan'la birlikte hareket edeceÄŸiz.
Birincisi…
Bu Arabistan, “Dünyanın En Güzel Arabistanı” falan deÄŸil,Mısır'daki o alçak Sisi darbesinin en büyük azmettiricisi Suudi Arabistan.
Ä°kincisi…
Kime karşı, neyin koalisyonu?
Her ÅŸeyden evvel, ABD'nin yer almadığı bir “koalisyon” mümkün mü? Türkiye, NATO üyesi, NATO'nun patronu da ABD deÄŸil mi? Suudi Arabistan da ABD'nin Ä°srail'den sonra gelen en güzide müttefiki olduÄŸuna göre…
Pardon?
Demek ki (ÅŸayet girilecekse) Suudi Arabistan'ın da yer aldığı ABD öncülüğünde bir “koalisyonla” Suriye'ye gireceÄŸiz.
İyi de, ABD çoktan Suriye'ye girmedi mi?
Hiç girmemiÅŸ olsaydı “PYD bizim kara kuvvetlerimiz” der miydi?
Hadi onu geçtik, Rusya ile girdi. Åžu saatten sonra, Rusya'nın ABD'ye raÄŸmen Suriye'ye girdiÄŸini düşünen yoktur herhalde. Rusya'nın “Esat çağırdığı için Suriye'ye girdik” izahı tam anlamıyla mavaldır. Ona bakarsanız, Saddam da çağırmıştı. Rusya kılını dahi kıpırdatmamıştı. Zira karşısında ABD vardı. Ne oldu ÅŸimdi? Rusya'nın kanı mı bitlendi, yoksa ABD çaptan mı düştü? (Aklı başında hiç kimse bu soruya “evet” demez.)
Sorulması gereken soru şudur: ABD, Suriye'de neyin peşinde?
Gündüz gözüyle hem kendi “kırmızı çizgilerini” hem de “stratejik ortağı” Türkiye'nin “kırmızı çizgilerini” çiÄŸnemesinin bir nedeni olmalı.
Biliyorsunuz, ABD, “kimyasal silah bizim kırmızı çizgimizdir” demiÅŸti, Esat kullandı.
Ne oldu?
Halihazırda Esat rejiminin ayakta kalmasını sağlamadılar mı?
Türkiye'nin “kırmızı çizgimiz” dediÄŸi, PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde “devlet” kurmak hedefi için savaÅŸan PYD'yi de nasıl arkaladıklarını her gün ilan ediyorlar iÅŸte.
Lafı daha fazla dolaştırmanın lüzumu yok: Suriye konusunda tuzağa düşmemek, ABD'nin Suriye'de neyin peşinde olduğuna tastamam cevap vermekten geçer.
Geçen gün, ABD DışiÅŸleri Sözcüsü John Kirby'nin, Türkiye ve PYD'nin top atışlarını durdurmasına yönelik çaÄŸrısına, DışiÅŸleri Bakanı Sözcümüz Tanju Bilgiç, “Kirby'nin müttefiki Türkiye ile bir terör örgütünü aynı kefeye koyan açıklamalarını hayretle karşıladık…” ÅŸeklinde tepki gösterdi.
Aslında hayret edilecek hiçbir şey yok.
Sayın CumhurbaÅŸkanımız ErdoÄŸan bir süre önce ABD'ye, “Senin ortağın ben miyim, Kobani'deki teröristler mi?” demiÅŸti.
Bu çıkışı, “biz miyiz NATO üyesi, yoksa Rusya ve Ä°ran mı” ÅŸeklinde geniÅŸletmek mümkün mü?
Öyle ya…
ABD, Suriye ekseninde, Rusya ve Ä°ran'ın müttefiki gibi hareket ederken, PYD'ye “kara kuvvetlerimiz” demekle de, Türkiye'nin adeta düşmanıymış gibi hareket ediyor.
Peki gerçekte öyle mi?
Yani, ABD, sözgelimi, PYD'ye aşık da Türkiye'den nefret mi ediyor?
Hayır, yok öyle bir ÅŸey; ABD'nin dış politikası aÅŸk - nefret iliÅŸkisi üzerinden deÄŸil, çıkar üzerinden yürür. (Gelgelelim, ABD'nin “aÅŸk” iliÅŸkisi yaÅŸadığı tek bir “devlet” vardır OrtadoÄŸu'da; o da, Ä°srail terör devletidir.)
Bana soracak olursanız, “ABD Suriye'de neyin peÅŸinde” sorusunun cevabı, “ABD Türkiye'den ne istiyor” sorusunun cevabıyla yakından alakalıdır.
ABD, “Madem PYD'yi kara kuvvetlerimiz addetmemizden çok rahatsız oluyorsunuz, o halde buyrun kuzeyden siz girin Suriye'ye, siz olun bizim kara kuvvetlerimiz” demeye getiriyor.
Åžayet biz de “onları alma bizi al” moduna girdiysek, eyvah ki ne eyvah, tuzaÄŸa düştük, bataklığa saplandık demektir.
Çünkü, Suriye'ye (özellikle de Suudi Arabistan'la) girince, Ä°ran ile ister istemez karşı karşıya gelinecek, bu da arazide, bütün bir OrtadoÄŸu'yu kasıp kavuracak “mezhep savaşına” tekabül edecektir.
Rusya mı?
ABD ile ele ele verip kenara çekilecek, katalizör rolü üstlendikleri “mezhep savaşı” sonucunda oluÅŸacak durumu bekleyecektir.
Nasıl hedef biçmiÅŸti 11 Eylül 2001 saldırıları ardından Kissinger: “Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır…”
Hedefleri gerçekleÅŸince, Müslümanlar birbirlerini bire kadar kırmakla kalınmayacak, enerji hatlarını kontrol altında tutan “ikinci Ä°srail devleti” de Suriye'nin kuzeyinde kurulacaktır.
Bakınız, Ä°srail'in aÄŸzının suları ÅŸimdiden akmış, Savunma Bakanları MoÅŸe Yaalon, Suriye'deki duruma iliÅŸkin “Sünni Arap ülkeleriyle stratejik iliÅŸkiler geliÅŸtirmeye hazır olduklarını” söylemiÅŸtir.
Şu İslam dünyasının haline bakın?!
Bir kiÅŸi de çıkıp “Ä°srail terör devletine” demiyor ki, “Öldürdüğün Müslümanların ne zamandan beri mezhebine bakmaya baÅŸladın? Sana mı düşmüş Sünnilik, Åžiilik? Öldürdüğünüz Filistinliler Sünni Arap deÄŸil miydi?..”
Şayet Türkiye mezkur tuzağa düşmezse, bu sefer de, PYD üzerinden tehdit edilmeye devam edilecek, Suriye'deki kaos Türkiye'ye servis edilecektir.
Peki ne yapmalı? Bu akrep kıskacından nasıl kurtulmalı?
Onu da yarın konuÅŸalım…
Henüz yorum yapılmamış.