CHP nasıl paralelsevici oldu?

Türkiye’nin yükselmesini, ileri gitmesini “muasır medeniyet seviyesini” yakalamasını istemeyenlerin kaosa nasıl yatırım yaptıklarını ibretle izliyoruz.

Son günlerde apaçık ortaya çıkan bundan ibarettir.

Türkiye’nin ileri gitmesini, yani, Cem Boynerlerin “GüneydoÄŸu'dan toprak satalım IMF’ye borçlarımızı ödeyelim” dediÄŸi günlerden IMF’ye borç verilebilecek düzeye ulaÅŸmasını, yani, alabildiÄŸine onurlu, hür ve  dirayetli ülke haline gelmesini kim istemez?

Tanzimat’tan beri tüm temel dönüÅŸüm ve yöneliÅŸlerde dış dinamiklerin belirleyiciliÄŸini bilen herkes bu soruya dış dinamiklerden bağımsız cevap veremez.

KılıçdaroÄŸlu’nun CHP’si iÅŸte bu dış dinamiÄŸin gözlerine bakıyor.

Zaten bunun için de paralelsevici oluvermiÅŸtir.

Yoksa...

DışiÅŸleri Bakanlığımız'daki o gizli toplantıyı dinleyen, MÄ°T’in Türkmenlere yardım TIR'larına iÅŸgal güçleri gibi operasyon düzenleyen, Türkiye’yi dünyaya terörü destekleyen ülkeymiÅŸ gibi göstermek için tezvirat yapan, bu yüzden de itibarı halkımız nezdinde yerle yeksan olan paralelcilerin avukatlığına neden soyunsun?

Tam aksine, CHP’nin eline müthiÅŸ bir fırsat geçmiÅŸti.

“Casusluk davası gibi davalarla ordumuza kumpas kuran bu paralelciler en çok sizin döneminizde palazlanmadılar mı?” yollu AK Parti’yi köÅŸeye sıkıştırılabilirdi.

Kim nasıl itiraz edebilirdi ki buna?

Zaten itiraz eden olursa da, Gülen’in onursal baÅŸkanı olduÄŸu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı BaÅŸkanı'nın “en rahat AK Parti döneminde çalıştık” açıklaması hatırlatılır, olur biterdi.

Sahi, CHP böylesi bir muhalefet dili geliÅŸtirseydi, AK Parti, gaflet içindeydik veya oyuna getirildik demekten öte bir ÅŸey diyemezdi.

Peki CHP ne yaptı?

Ne yapacak, AK Parti’nin farkına varıp hesaplaÅŸmaya giriÅŸtiÄŸi paralelcilere sarıldı.

17 Aralık darbe teÅŸebbüsünde piyasaya sürülen tapeleri ellerinin tersiyle itip, “sizin gibi ordumuza kumpas kuran örgütlerle hiçbir ÅŸekilde iÅŸbirliÄŸine girmeyiz” diyeceklerine, hülasa, ilkeli bir duruÅŸ sergileyeceklerine ne kadar paralelci malzeme varsa kapıp meydana fırladılar.

Ä°lkin 30 Mart’ta hezimete uÄŸradılar, ÅŸimdi de Haziran’da hezimete uÄŸrayacaklar.

Ä°mdi soralım: CHP’nin, itibarı üç buçuÄŸa düÅŸen paralelcilerle el ele kol kola girmesi siyasi basiretsizlikten ibaret midir?

Bir baÅŸka ifadeyle, AK Parti’yi paralelciler üzerinden köÅŸeye sıkıştırma fırsatını neyin karşılığında teptiler?

Bence bunun iki temel nedeni var:

Biri, KılıçdaroÄŸlu’nun CHP Genel BaÅŸkanlığı'na geliÅŸ tarzı, diÄŸeri dış dinamiklerdir.

Emniyet Ä°stihbarat eski Daire BaÅŸkanı Sabri Uzun “Ä°N” adlı kitabında, Baykal kasetinin paralelci marifeti olduÄŸunu net bir ÅŸekilde ortaya koyduÄŸuna göre, KılıçdaroÄŸlu’nun genel baÅŸkanlığa geliÅŸ tarzını artık tartışamayız. Gayet net, gayet açıktır.

Paralelcilerin malum dış dinamiklerin tahsilatçısı gibi çalıştığı da artık herkesin malumudur.

Demek ki, iki temel neden falan yok. Zira sonuç itibariyle ikisi de tek bir nedene baÄŸlanıyor: Dış dinamik.

Biraz da bu yüzden anlı ÅŸanlı aydınlarımız ÅŸappadak KılıçdaroÄŸlu seviyesine düÅŸtüler.

Bunlardan biri Cemal Hasan’dı, 30 Mart seçimlerinde oyunun rengini CHP olarak açıklamıştı. Belge Murat da geçenlerde CHP’de toplanalım deyiverdi.

Hep söylüyorum, bilgi - birikimin yetmediÄŸi kritik eÅŸikler vardır.

Cibilliyet gerektiren eÅŸikler...

Türkiye’deki tüm aydınları toplasanız Martin Heidegger’in kültür düzeyine eriÅŸmez.

Heidegger, “Yeni ruhun öncü savaÅŸçısı” dediÄŸi Hitler’e yazdığı mektupta ÅŸöyle demiÅŸti: “Ah, Führerim, siz bizim insanlarımızın ihtiyaç duyduÄŸu kurtarıcısınız...”

Belge Murat’ın da “Kemal’im siz bizi ErdoÄŸan’dan kurtaracak yegane lidersiniz” demesine ramak kalmış. Ne diyelim, saÄŸlık olsun.

Malum aydın türünün bu hallere düÅŸmesinde de ÅŸaşılacak bir ÅŸey yoktur. Durum gayet senkronizedir: Paralel yapı, paralel yapı eliyle dizayn edilen CHP, 

ve elbette, paralel yapının da bağlı olduğu dış dinamik...

Siz buna Edvard Said’in “sömürge aydınları” kavramlaÅŸtırmasını da ilave edebilirsiniz.

CHP de bu tür aydınlar da hiçbir zaman halka güvenmediler.

Halktan, seçimden umutları olmadığı için de kaosun, yani dış dinamiÄŸin “bizim çocuklar baÅŸardı” diyebileceÄŸi darbenin yollarına taÅŸ döÅŸüyorlar.

yenisafak.com