Sivil kadrolarca “Nabzın tutulamaması” diye bir gerçekliği de vardır Türkiye'nin. Devletin istihbarat kuruluşu bile, ya nabzı tutamadığı için ya da tuttuğu nabzı ülkeyi yönetenlere b
Genelkurmay Başkanı Akar, "Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, Silahlı Kuvvetlerimizin yüklendiği onurlu sorumluluğun başarıyla yerine getirilmesinde, aziz milletimizin kahr
Her şeye rağmen bir ülkede, samimi olarak adâlete dikkat çekmek ve haksızlıkları önlemek için yapılacak meşru eylemlerde bulunmak hem gerekli, hem de faydalıdır, ama samimi olmak şartı
'Mü’min; yaşamın bütün uğrak yerlerinde “şeylerin” farkına varabilendir. Mükellef olduğu ibadetlerinin vakte bağlı oluşu mü’mini, akıp giden zamanın farkına vardırır. Mü’min,
Medyada gerçekleşen bir “Yargısız infaz”ın elinden adaleti kurtarmak kolay mıdır? Türkiye'nin bir “yargı sorunu vardır” efendim. Yargıyı bizim etkilediğimiz zamanda etkilemeyi meşr
Görmez, 'Zenginlerin malında mirasçılarının, evlatlarının hakkı nasıl varsa ve o hakkı gasbetmek ne kadar kötü ve yanlış bir davranışsa, zenginin malında da fakirin öylece hakkı va
Gezi olaylarında nasıl ağaç bahane edildiyse bu grupların yıkıcı faaliyetleri için de ağaç benzeri bahanelere ihtiyaçları vardır, bunu da ararlar ve bulurlar, ama ilgililer unutmasınlar
Herkesin sadece Cahit Zarifoğlu için söyleyecek birkaç güzel kelimesi vardır. Hem herkesin aşikârı ama aynı zamanda hem de herkesin meçhulü bir insandı o. Şairdi, dervişti, dava adamıy
"'Bir adam yolda yürürken şiddetle susadı. Nihayet bir kuyu buldu, oraya indi, su içip çıktı. O esnada bir köpek dilini çıkarıp soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalıyordu. Bunun üz
Dünyada varlık içinde doğan, varlık içinde yaşayan ve ölen pek çok insan vardır ve bunlar eğer oruç tutmuyorlarsa yokluğun, açlığın ne demek olduğunu, aç susuz insanların nasıl bi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mayıs ayı temasları Türkiye'nin yeni uluslararası ilişkiler ağı içindeki merkezi pozisyonu açısından tarihi niteliktedir. Çünkü ikili ilişkilerin çok öte
Diplomasi konusunda; ‘Evet’ demek, ‘belki’ demektir; ‘belki’ demek de, ‘Hayır!’ demektir. Doğrudan doğruya, ‘Hayır!’ diyen, diplomasiyi bilmiyor demektir’ diye bir söz vardır.Bu söz�
Tutulduğumuz, tutuklandığımız, bir yere kıpırdayamadığımız, kapatıldığımız, dilimizin lal olduğu anlar vardır. Buna kilitlenmişlik mi demeli?
Eğri oturup doğru konuşmalıyız, bizim modernleşme diye bir derdimiz var ve bazılarımız onu batıcılaşma sanıyor ve büyük bir yanılgı içindeler. Milli Mücadele'nin bizi kendilerine be
Benim okuyamadığım iki ülke tarihi vardır: Cezayir ve Endülüs. 1830-1962 yılları arasında Fransız işgalinde kaldığı süre için yaşananlar o kadar acıdır ki, o kadar insanlık dış