Başarı, beş kişiye bir buçuk saat konuşma yapmaktan geçiyordu. Başarı, iki kişiyle cemaat olabilmekten geçiyordu. Karşınızda veya arkanızda yüzlerce, binlerce insanın durmasına gerek
Üslup meselesini defalarca yazdık. Öyle anlaşılıyor ki daha da yazacağız. Kibrin ve kuvvetin beslediği dilden kimseye yarar gelmez. Bir parantez: Güç zehirlenmesi, mideyi yıkamakla geçec
Öyle ya. Millî Mücadele'nin Samsun, Erzurum, Amasya ve Sivas'tan başladığına inanıyorsunuz da değişimin buralardan başlayabileceğine niye inanmıyorsunuz?
Bu 'seçim' başka. Siyasetin üstünde, memleketin hizasında. Konuştuğumuz zaman bizi kim alkışlıyor? Kimlerden destek görüyoruz? Mazlumun duası mı, zalimin imkânları mı bizimle beraber
Düzen, inşallah yeniden kuruluyor. Yaşananlar bunun sancıları, sıkıntıları. Kaç vakittir şaşkınlık içinde ve ibretle seyrediyoruz. Her gün yeni bir skandal. Küstahlık, tehdit, niyet
Bir insanın gerçek yüzünü görmek önce üzüntü verir. Sonra kazanca dönüşür. Bazı kimseler için ancak şunu söyleyebiliriz: Tanıştık, sevindik. Tanıdık, üzüldük.
Bir insana veya partiye olan düşmanlığın vatanın aleyhine dönüşmesi. Unutmayalım: Türkiye kimsenin partisi değildir.
Bilinen hakikat: Milletimizin özgüvenini yıkmak için üç asırdır uğraşıyorlar. Buna 'batılılaşma serüvenimiz' de diyebiliriz. 'Bizden adam olmaz' sözünü söyleyenlerin sayısı neden
Evet, dünyayı bir ağaç gölgesi olarak görenlerdeniz. Altında biraz soluklanıp gideceğiz. Bu yüzden sadece gölgeye değil, ağaca da dikkat kesilmek gerekiyor. Hayır, dünyaya düşkünlü�
Tarih bazen eşitler. Mesela yüz sene sonra padişah ile muhalif aynı siperde, safta buluştu. Abdülhamid Han ve Mehmet Akif diyelim. Evet, hakkaniyet. Bir asır sonra bizler kimlerin yanında dura
Bugün 28 Şubat. Sürecin üzerinden tam yirmi yıl geçmiş. Dün gibi. Buruk hatıralar eşliğinde bir yazı yazmak niyetindeyim. İskenderpaşa cemaatinin nasıl bir baskıya maruz kaldığın�
Göz görür ve beğenir, gönül duyar ve sever. Hisseder. Yazmıştık, yine yazalım: Bu dünyadan bize kalacak olan, gözümüzün gördükleri değil, gönlümüzün duyduklarıdır. O halde gön
Bu yalan dünyadan bize ne kalabilir? Tamam, oyalandık, ettik. Neye muhabbet duyduk ve duyuyoruz? Peşinde olduklarımızla birlikte nereye doğru gidiyoruz?
Yalnızca edebiyatın, siyasetin, ticaretin peşinde olamayız. Ben sanatıma, kazancıma yahut oy oranıma bakarım diyemeyiz. Evvela bir şahsiyet olarak temayüz etmeliyiz. Önce şahsiyet, hemen a