Sosyal Medya

Makale

Ak Partiye Bir Şans Daha

1 Kasım seçimleri sonuçlandı. AKP %49,4 ile büyük sürpriz yaptı.

Geçen hafta sizlerle paylaştığım yazımda bu seçimlerdeki beklentilerimi, anket sonuçlarının aksine AKP’nin tek başına iktidar olmasını beklediğimi yazmıştım ama açıksa %45’ten fazlasını beklemiyordum.

Şahsen AKP içinde çoğu insanın bile bu sonucu beklediğini sanmıyorum. Ama nihayetinde hem 7 Haziran hem de 1 Kasım seçim sonuçlarının ülke için hayırlı olduğu kanaatindeyim.

Kendini vazgeçilmez sanan AKP,  7 Haziran seçimlerinde yediği şamarla ayakları yere bastı. 1 Kasım’da sandıktan koalisyon çıkmaması ekonomik ve siyasi istikrar açısından önemliydi.

AKP:

7 Haziran seçim sonuçlarını en doğru okuyan parti oldu.

AKP kurmayları, yuvarlama ve muğlâk vaatlerin çok bir anlam ifade etmediğini, insanların başkanlık sistemi gibi bir dertlerinin olmadığını, seçim meydanlarında diğer siyasi parti liderlerine yönelik bağırıp çağırmanın prim yapmadığını vs. öğrendi.

Haziran seçimlerindeki başarısızlığı, 3 dönem yüzünden aday gösterilemeyen eski tüfeklerin yokluğuna bağlaması ise AKP’nin yanlış okuması oldu.

Nihayetinde, ayakları yere basan, seçmeni/vatandaşı önemseyen, haddini bilen bir AKP çıktı karşımıza.

1 Kasım’da kendisinin bile şaşırdığı bir sonuç aldı. Dilerim zafer sarhoşluğuna girmeden, 1 Kasım öncesi tevazu ve sorumluluk bilinciyle hareket ederler.

Eğer bu zaferin kerametini salt kendilerinden bilip, şımarırlarsa eskisinden daha beter olurlar.

Kanaatimce AKP için oy verenler olduğu gibi, ülke kaosa girmesin diye istemeyerek AKP’ye oy verenler de olmuştur.

AKP, ekonomik alanda rüştünü ispatlamıştı zaten; kimsenin kalkınmadan yana endişesi yok. Millet artık AKP’den adalet ve yolsuzlukla mücadele alanında somut adımlar bekliyor.

İnsanlar Davutoğlu’nun samimiyetine inanıyor. Eğer Davutoğlu irade ortaya koyup “Yolsuzluk ve Hırsızlıkla Mücadele” için adım atar ve içindeki çürük yumurtaları ayıklayabilirse AKP büyüyerek yoluna devam eder. Eğer şimdiye kadar yaptığı gibi yolsuzlukla mücadele etmede ayak direrse 7 Haziran’dan daha beter olur.

CHP:

Seçimin nötr partisi ya da Ali Nesin’in tabiriyle “Moruklar Partisi”.

Varlığı veya yokluğu çok şey değiştirmiyor. Siyasetinin ana eksenini İktidar/Erdoğan karşıtlığı üzerine kurması partiyi ne uzatıyor ne de kısaltıyor.  Oy verenlerin çoğu, Kılıçdaroğlu’na olan muhabbetten ziyade Erdoğan’a olan öfke nedeniyle oy veriyor.

Her iki seçimde de ağırlıklı olarak Alevi adaylara yer vermesinin, Emekliye fazladan 2 maaş ve asgari ücrette artış vaat etmesinin semeresini aldı.

Kimse Kılıçdaroğlu’ndan memnun değil ama koca CHP Kılıçdaroğlu’na bir alternatif de çıkaramıyor.

Hasılı kelam, CHP bu şartlarda alabileceği en yüksek oyu aldı.

HDP:

7 Haziran seçimlerini AKP ne kadar doğru okuduysa HDP o oranda yanlış okudu.

HDP’nin %7-8 civarında belli bir kitlesi vardı zaten. 7 Haziran seçimlerinde dışarıdan gelen yaklaşık %5’lik bir emanet oy vardı.

Bu %5’in yaklaşık yarısı AKP iktidar olmasın diye diğer partilerden ve paralelden gelen oylardı. Diğer yarısı ise PKK’nın silahlı mücadelesi yerine HDP’nin meclise taşınarak sorunların siyaset üzerinden çözülmesini isteyen kesimdi.

Ama HDP kendisine verilen misyonu tam olarak idrak edemedi daha doğrusu fırsatçılık yaptı:

Seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan kaos ortamını fırsat bilen HDP,  Kobani’yi, Suruç patlamasını gerekçe göstererek Kürtleri sokağa dökmeye çalıştı.

Amaç AKP hükümetini asayişi/emniyeti sağlayamadığını düşündürüp aciz göstermekti. Böylece hem olası erken seçimde kendi oylarını artırmayı hem de Hükümetten tavizler koparmayı umuyordu. Ama planı geri tepti.

Anlaşılan o ki silahsız çözüm beklentisi olanlar HDP’den umudunu kesip tekrar AKP’ye dönüş yaptı.

Ulusalcıların ve aşırı sol kesimlerin desteği nereye kadar sürecek?

HDP’nin önünde iki yol var:

Ya silahsız çözüm için samimi bir çaba ortaya koyar ya da marjinal bir parti olarak barajın altında kalır.

MHP:

Bahçeli’nin “Huysuz İhtiyar” tavırları ve beklenen son. Bahçeli’nin AKP ve Erdoğan öfkesi kendisini ve partisini vurdu.

Seçimin mağlubu olarak uzun süreli bir fırtına yaşayacaklar gibi. Ülkücüler, MHP’nin HDP’nin altına düşmesini hazmedemeyeceklerdir.

Bahçeli’nin seçim öncesi AKP’nin bölünmesini ima ederek ortaya attığı 5 partili meclis beklentisi gerçekleşecek gibi gözüküyor. Bahçeli istifa etmez de eski huyunda ısrar ederse bu beşinci partinin MHP içinden çıkması kuvvetle muhtemeldir.

SONUÇ:

AKP’nin %35 civarında kemikleşmiş bir seçmen kitlesi var ama bu kitle tek başına AKP’yi iktidara taşımaya yetmezdi.

Bence AKP’yi iktidara taşıyan konformizm ve Türkiye’nin geleceği endişesiydi. Ekonomik ve sosyal rahatlarının bozulmasından korkanlar ile ülke geleceğinden endişe eden ciddi bir kitle AKP için değil kendi konforları/ülke geleceği için sandıkta AKP dediklerini düşünüyorum.

Öyle veya böyle; sonuçta AKP’ye bir şans daha verildi. En az ekonomik beklentiler kadar adalet ve yolsuzlukla/hırsızlıkla mücadele için bir beklenti var.

Sorunlar, sıkıntılar bitmedi ama Türkiye şimdilik derin bir oh çekti diyebiliriz. Sadece Türkiye değil, başta Ortadoğu olmak üzere diğer birçok İslami Coğrafya da kısmen rahatlama yaşadı.

Bundan sonrası top AKP’de.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.