Suriye'de uzun süredir yaÅŸanan çatışmaların tetiklediÄŸi olayların en önemlilerinden biri göç olgusu ve savaÅŸtan kaçan milyonlarca Suriyelinin en büyük uÄŸrak noktalarından biri ise Türkiye.
YaÅŸanan bu göç dalgası, Türkiye toplumunda ırkçılık tartışmalarını beraberinde getiriyor.
Göçmenler, Türkiye açısından bölge siyasetinin bir konusu olmakla birlikte, artan ırkçılık olaylarıyla birlikte ülkenin önemli iç gündem maddelerinden biri haline geldi.
Özellikle Ä°stanbul'da yaÅŸanan ırkçı saldırıların hedefinin de yalnızca Suriyelilere deÄŸil, bir bütün olarak Arap göçmenlere yöneldiÄŸi tespiti yapılıyor.
Ä°stanbul'a iki yıl önce gelen 20'li yaÅŸlarındaki Nasreen Amirah (gerçek ismi deÄŸil), Haaretz'ten Esther Solomon'a yaptığı açıklamalarda Türkiye'de Araplara yönelik ırkçı söylem ve saldırıları deÄŸerlendirdi.
Amirah, 'dünyaya açılan bir anahtar' olarak deÄŸerlendirdiÄŸi Ä°stanbul'u baÅŸlarda 'kökenine göre deÄŸil, yeteneklerine göre' deÄŸerlendirileceÄŸi bir yer olarak hayal etse de, gerçeÄŸin çok farklı olduÄŸu görüÅŸünde.
'Ä°NSANLAR DÜÅžMANCA BAKIYOR'
Ülkedeki Arap karşıtlığına dikkat çeken Amirah, "Irkçılık yer yerde. Metrobüste insanlar düÅŸmanca bakıyor. Neden bu kadar incitici olmak istediklerini merak ediyorum" dedi.
Ä°stanbul'da Suriyelilere yönelik ırkçılığın Araplara yönelik ırkçılığa evrildiÄŸini söyleyen genç kadın, derin bir hayal kırıklığı içerisinde bulunduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi:
"Gazze'deki arkadaÅŸlar dışarıda iÅŸlerin kolay olduÄŸunu düÅŸünüyor. Ancak, burada hayata sıfırdan, yeni doÄŸmuÅŸ bir bebek gibi baÅŸlıyorsunuz. Bu sorunlar arasında birinci sırada da ırkçılık bulunuyor. Aşırı, Gazze'de bile görmediÄŸim türden bir ırkçılık.
'ASIL TEHDÄ°T ARAPLAR'
Ä°stanbul'a yaptığım ziyaretlerde, bu ırkçılığın ne kadar yaygın olduÄŸunu gördüÄŸüm çok sayıda örnek yaÅŸadım. Ä°lk akÅŸamlarından birinde, 40'lı yaÅŸlarındaki bir turizmci bana Türklerin bir konuda ortaklaÅŸtığını söyledi: Asıl tehdit unsuru olanlar Araplar.
Ülkede iki tür Arap karşıtlığı var. Bunlardan birincisi, doÄŸrudan Körfez ülkelerinden gelenlere yönelik. Onlar zengin, lüks içinde yaÅŸamak ve saç ektirmek için Türkiye'ye gelenler' olarak deÄŸerlendiriliyor. Muhafazakar bir baÅŸörtülü Türk komÅŸum, onların Türkiye'de 'Mercedes'li bedevi' olarak adlandırıldıklarını söyledi."
Amirah'a göre Türkler, özellikle Arap erkeklerin Körfez ülkelerinde var olan kısıtlamalardan kurtularak Ä°stanbul'a geldiklerinde sergiledikleri davranışları 'ikiyüzlülük' olarak deÄŸerlendiriyor.
Amirah ayrıca, Türkiye'de iktidar partisi baÅŸta olmak üzere yaygın bir ÅŸekilde gözlemlenebilen 'Filistin'e destek' söylemlerinin günlülk yaÅŸantısında etkisinin olmadığını söyledi.
Günlük yaÅŸantısında Filistinli olduÄŸu ayırt edilemeyeceÄŸi için Amirah 'Suriyeli' olarak deÄŸerlendiriliyor ve Türkçe biliyor olması bile durumu deÄŸiÅŸtirmeye yetmiyor.
'AÄ°LEMÄ°N BUNLARI YAÅžAMASINA KATLANAMAM'
Ä°stanbul'da yaÅŸadıklarının kendisini olgunlaÅŸtırdığını söyleyen Amirah, Türkiye'ye geldiÄŸi için piÅŸman olmasa da burada kalmak istemediÄŸini belirtti. Amirah, Ä°stanbul’un 'aşırı önyargısı' ve Türkiye'deki yaygın ve artan milliyetçiliÄŸin olmadığı, çeÅŸitliliÄŸe deÄŸer veren ve daha kapsayıcı bir toplumda yaÅŸamak istediÄŸini söyledi:
"Aileme de söyledim, buraya gelmeyi düÅŸünmeyin bile. Onların burada hakaretlere ve bakışlara maruz kalmalarına katlanamam. Ä°stanbul ancak son seçenek olabilir."
BirleÅŸmiÅŸ Milletler verilerine göre Türkiye, 3.6 milyondan fazla Suriyeliyle en fazla göçmen alan ülke konumunda. Resmi verilere göre, bu rakamın yaklaşık yarısı ise Ä°stanbul'da yaşıyor ve ÅŸehrin nüfusunun 3.4'ünü oluÅŸturuyor. Bu verilere göre Ä°stanbul, dünyadaki en büyük üçüncü 'Suriyeli' ÅŸehri.
Solomon'a göre ÅŸehirde 'geçici misafirler' olarak deÄŸerlendirilen göçmenlerin en büyük gerilimi ise iÅŸçi sınıfıyla yaÅŸanıyor. Kayıt dışı ve aylık 100 dolar ücret ortalamasıyla çok kötü koÅŸullarda çalışan Arap göçmenler, Türkiye’nin aylık asgari ücretinin üçte birinden daha az bir ücrete çalışıyor olsalar da, ucuz iÅŸgücü olarak deÄŸerlendirildikleri için daha çok tercih ediliyorlar ve bu sebeple Türk çalışan sınıf tarafından 'iÅŸlerini ellerinden almakla' suçlanıyor.
Genellikle verilmeyen çalışma izinleri ise, kayıt dışı iÅŸçilik pazarını günden güne büyütüyor.
Öte yandan, bu olguları 'dengeleyen' bir diÄŸer unsur olarak, Ä°stanbul'da yaÅŸayan Suriyelilerin 15 binden fazla iÅŸ kurarak yaklaşık 100 bin kiÅŸiye istihdam sundukları da biliniyor.
Ancak, ekonomik kriz yükseldikçe ve Türk lirasının deÄŸeri düÅŸtükçe, Türkler ortaya çıkan iÅŸsizlikten ötürü Suriyelileri suçlamaya devam ediyor.
SURÄ°YELÄ°LER 'ÅžEHRÄ°N KÜLTÜRÜNÜ DEĞİŞTÄ°RMEKLE' SUÇLANIYOR
Ayrıca, Ä°stanbul'daki Suriyeliler 'kalabalık, ÅŸiddet eÄŸilimli ve pis' olarak nitelendiriliyor ve 'dilleri ve kültürleri ile ÅŸehrin karakterini deÄŸiÅŸtirmekle' suçlanıyorlar.
Filistinli eleÅŸtirmen Muhammed Shehada da, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Gazzeli popüler bir restoran zinciri olan Al-Taboon'un Ä°stanbul'da Türk müÅŸterilere hitap eden bir ÅŸube açtığını ancak kısa sürede battığını hatırlattı. Shehada, konuÅŸtuÄŸu restoranın eski müdürünün kendisine "Türkler bir Arap restoranından bir ÅŸey almak istemiyor" dediÄŸini aktardı.
Bilgi Üniversitesi'nde 2017'de yapılan bir ankette ise, Ä°stanbul'un yüzde 86'ının 'Suriyelilerin savaÅŸtan sonra ülkelerine dönmeleri gerektiÄŸini düÅŸündükleri' sonucuna ulaşılmıştı.
Öte yandan, Suriyeliler, ülkedeki siyasi parti ve figürlerin de siyasi argümanlarından biri.
'GÖÇMENLER ÅžEHRÄ°N RENGÄ°NÄ° DEĞİŞTÄ°REMEZLER'
Muhalefetin Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı seçilen adayı Ekrem Ä°mamoÄŸlu dahi, "Bazı mahallelere girildiÄŸinde dükkan isimlerini bile okuyamıyorsunuz. Burası Türkiye, burası Ä°stanbul. Onlar (göçmenler) ÅŸehrin rengini deÄŸiÅŸtiremezler. Irkçı adımlar atan bir yönetim olmayacağız, ancak bu durum böyle devam edemez. EÄŸer gerekiyorsa, göçmenler kamplarda eÄŸitimden geçirilmeli" demiÅŸti.
Bunların yanında, ülkede yükselen ırkçı söylemler, yer yer ortaya çıkan söylentilerin Suriyelilere yönelik çeÅŸitli ÅŸiddet eylemleriyle sonuçlanmasına neden oluyor.
Suriyelilerin karıştıkları suçlar ve suç oranlarının dışında, göçmenlere yönelik söylentiler bile kısa süre içerisinde ırkçı saldırılara yol açabiliyor.
Artan ırkçılıkla birlikte, ülkedeki Suriyelilere destek olanlar da var.
Haaretz'e konuÅŸan Rakel Sezer, daha önce gönüllü olduÄŸu Yunan adalarında bulunan mülteci kamplarında göçmenlerin yaÅŸadığı travmaları ve 'umutlarının yavaÅŸça ölmesini' izlediÄŸini söylüyor.
Koç Üniversitesi Göç AraÅŸtırmaları Merkezi'nden DoÄŸuÅŸ ÅžimÅŸek'e göre ise, Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin genellikle 'suçlu, dilenci, soyguncu, sömürücü, fahiÅŸe, siyaset oyuncağı' olarak görüldüklerini, ancak 'birey' olarak görülmediklerini söylüyor.
ARAP KARŞITLIĞI EĞİTİM SİSTEMİNDE BAŞLIYOR
Suriyeli göçmenler konusundaki tartışmalar, rakamlarla desteklendiÄŸinde ise daha kompleks bir hale bürünüyor. ÖrneÄŸin, birkaç yıl önce Ä°stanbul'a yerleÅŸen Suriyelilerin çocukları ÅŸimdi Türkiye'de okula gidiyor. Ä°stanbul'da yerleÅŸik düzene geçen Suriyeli ailelerden 346 bin 330 bebeÄŸin dünyaya geldiÄŸi biliniyor.
Öte yandan, Solomon'un haberinde Türkiye'deki Arap karşıtlığının çocuklara verilen eÄŸitimle baÅŸladığı bilgisi veriliyor. Tarih kitaplarında 'Arapların 1. Dünya Savaşı yıllarında Türklere ihanet ettiÄŸinin aktardığını' hatırlatan Solomon, 'Türklük' kavramının yalnızca Araplara deÄŸil, Kürtler, Ermeniler ve Rumlar gibi diÄŸer etnik unsurları ayrıştırmak için kullanıldığını vurguluyor.
Bu diskurun siyasi alanda da kendisini gösterdiÄŸini belirten Solomon, yerel seçimler döneminde Ä°mamoÄŸlu'na yöneltilen 'Pontus' suçlamalarını bu durumun bir örneÄŸi olarak açıklıyor.
Henüz yorum yapılmamış.