Şehit Kantarcı'nın eşinden: 15 temmuz ... birilerinin hayatına hiç dokunmadı , birilerininkini tarumar edip geçti
Üç yıl ... tam üç yıl geçti , gittiğinden beri ... bazen üç gün öncesi gibi , bazen üç asır kadar eski ...
Ayşe Kantarcı (Şehit Halil Kantarcı'nın eşi)
FotoÄŸraflarına bakıyorum zaman zaman... sanki hiç gitmemiÅŸsin, böyle kanlı canlı karşımda duruyormuÅŸsun gibi , bazen de hiç tanımadığım , hiç tanışmadığım bir yabancı sanki ... Anlayacağın yar dediÄŸim , sen bana bazen can oluyorsun bazen el gibi...
Çok ÅŸey deÄŸiÅŸti sen gittiÄŸinden beri , bazı ÅŸeylerse inadına kaldı olduÄŸu gibi ... Çocuklar büyüdü , ben büyüdüm . Her geçen yıl baÅŸka ÅŸeyler öÄŸretti , her geçen yıl bir ÅŸeyler aldı götürdü yerine baÅŸka baÅŸka güzellikler getirdi .
Ali Cihat daha sakin , aramız daha iyi , her zamanki gibi umursamaz tavrının altında çok naif , çok hassas yüreÄŸi ... “Ä°lk göz aÄŸrım “diyerek sevdiÄŸin , her anına ÅŸahitlik ettiÄŸin , en çok emek verdiÄŸin ...
Zeynep eskisi gibi sakin ve anlayışlı zeynep deÄŸil , yine uyumlu , olgun, akıllı ama daha öfkeli . Zeynep ... “babasının süsü” diye sevdiÄŸin... Nasıl düÅŸkün sana , nasıl seviyor hala seni ... Yeryüzünde herkes unutsa , bir tek o unutmaz sanki ... Senin gidiÅŸinle deÄŸiÅŸti ... o kadar zor oldu ki anlatmak bir daha hiç gelmeyeceÄŸini ...
Ömer ... ilk yaşını bile göremediÄŸin ... ne zaman böyle düÅŸünsem ve yansa ciÄŸerim , evladının doÄŸduÄŸunu göremeyen babaları düÅŸünüp hamdederim... Ä°lk konuÅŸmayı öÄŸrendiÄŸinde “ anne , babam nerde ? , gelsin artık “dedi . Bir ara arkadaÅŸlarımın eÅŸlerine “ baba “ diye seslendi , akÅŸamları zil çaldığında “ babam geldi “ diye koÅŸtu kapıya ... neyseki uzun sürmedi ... zeynep her defasında onu“ Ömer , babam cennette , eÄŸer iyi insan olursak, biz de cennete gideceÄŸiz “ diye teselli etti . Åžimdiler de Ömer “ babam öldü “ diyor , zeynep öfkeleniyor “ hayır babam ölmedi , ÅŸehitler ölmez ,o bir kahraman “ diyor . Ömer’de “ babam öldü “ diyor da ölmek nedir bilmiyor ki ... bazen bana “ anne, babam nerde ? , babama gidelim “ diyor , öylece kalıyorum . Geçenlerde “ mezarlığa gidelim mi Ömer ? “ dedim “ tamam gidelim , hem belki babam da oraya gelir “ dedi. Mezarlığa gittik , “ anne , babam gelmemiÅŸ , babam nerede ? “ dedi , kabrini gösterdim . “ ama burada çiçekler var “ dedi . “ baban onların altında uyuyor “ dedim . “ O zaman onu , çiçeklerin altından çıkaralım “ dedi. Baktım verecek cevabım , anlatmaya da gücüm yok“ haydi oÄŸlum , sen biraz koÅŸ “ dedim .
Ve ben ... sanki yüreÄŸimde bir yanım volkan , bir yanım buzdağı... içimdeki ateÅŸ her alev aldığında , imtihanımı nimet kabul edecek kadar ağır imtihan yaÅŸayanları düÅŸündüm , avuttum kendimi . Allah’ın bana gönderdiÄŸi güzel kulları ile su serptim yüreÄŸime ve rahmeti bol Rabbimin varlığı ile güç buldum , ona sığınıp devam ettim yoluma güvenle ...
Ä°lk zamanlar ... Algıda seçicilik oluyor sanırım , ne zaman çıksam dışarı el ele tutuÅŸan çiftlere takılırdı gözlerim ... hele yaÅŸ almış çiftleri gördükçe bir an daha fazla acırdı yüreÄŸim ... bazen sosyal medyada paylaşılan çift fotoÄŸrafları kaybettiÄŸim ÅŸeyi hatırlatır incecik bir sızı ile yakardı içimi ... o zaman daha iyi anladım , çok masum görünen bir ÅŸeyin bilmeden , istemeden belki ne kadar çok kul hakkına girmemize sebebiyet verdiÄŸini ...
Eskiler ibadet de ,muhabbet de, kabahat de gizli yapılır derlerdi . Böylece ibadette riya olmaz , kabahat de ÅŸahit tutulmaz ki günah da normalleÅŸmezdi ... muhabbet ise hem nazara gelmez , hem kul hakkına girmezdi. Çok deÄŸil yakın geçmiÅŸte sahip olduklarımızı ilan etmezdik o sebeple yuvada huzur , muhabbette ve sofra da bereket olurdu ve yapılan her ÅŸeyde var olurdu muhakkak edep ...
Ä°lk bir kaç ay sürdü bendeki bu hal , bilirsin beni, herÅŸeye verilecek mantıklı bir cevap bulur , avuturum kendimi ... ilk zamanlardı ... çoktan geldi geçti ...
Bir de öfke duyduklarım ve hayal kırıklıklarım var ... Ne söylediÄŸini nereye gideceÄŸini bilmeden , ne yaptığını görmeden , bazen de yapması gerekeni yapmayıp söylemesi gerekeni söylemeden hayatına devam edenlere ... Hep derdim ya sana “etrafın çok kalabalık , çok çabuk güveniyorsun insanlara , her seviyorum diyene aldanma “ diye . Severlerdi seni biliyorum , senin gibi abiyi , dostu kim sevmez ki ... bir gün sana “ keÅŸke eÅŸin olacağıma arkadaşın olsaydım “ demiÅŸtim . Ä°yi insanlara eÅŸ olmak , evlat olmak zordur zira sıra sana gelsin diye beklersin . Sevmek deÄŸil de sevginin tezahürü çok mühim mesele . Åžunu söyleyeyim üç kiÅŸi ÅŸaşırttı beni ikisi müspet birisi menfi ... çok kalabalıktı etrafın sen hayattayken , oysa ÅŸimdi çocuklarının büyüdüÄŸüne ÅŸahitlik edenleri toplasan bir elin parmakları kadar etmez . Herkesin canı çok yandı biliyorum çünkü sen herkese çok emek verdin . Herkes acısını farklı yaÅŸar elbet , sadece seninle o kadar zaman geçirip seni hiç tanımamışlar ona sitemim . Bizden çaldıkları vakti haketmeyiÅŸlerine öfkelendim .
Mezarına geliyorlar , aÄŸlıyorlar , dertleÅŸiyorlar seninle... senin kaderin , iki alemde dert dinlemek ... Ev ile mezarlık arası 5 dakika bir kez merak etmediler emanetlerini ... yine bu benim gördüÄŸüm , bildiÄŸim . Hakikat Allah’ın katında malum . Elbet vardır herkesin kendince bir sebebi ...
Ben ise , bazen bir Yasin okuyacak bazen de sadece bir Fatiha okuyacak kadar kalabiliyorum yanında . Gelmezsem eksik kalıyorum , geldiÄŸimde ise sanki sen orada deÄŸilsin . Bir nefeslik uÄŸrayabiliyorum yanına , nefes alıp dönüyorum zira yetiÅŸmem gereken yerler , yapmam gereken iÅŸler oluyor ... emanetlerine ve ismine sahip çıkmaya çalışıyorum elimden geldiÄŸince , ismini kullanmak yerine , ismine layık olmaya ... yapabildiÄŸim , olabildiÄŸim kadar .
Her an seninleyim zaten , her an aklımda , dilimde ve kalbimdesin ... bazen muhabbet bazense sitemle ... gerek yok uzun uzun anlatmaya , inanıyorum herşeye şahitsin ...
Eskiden seni ziyarete geldiÄŸimde diÄŸer ÅŸehitleri de ziyaret ederdim . Kabirler süslü birer çiçek bahçesi gibi . Herkes ayrı özeniyor , renk renk çiçeklendiriyor kabirleri . Fakat ÅŸehitlerden birinin kabrinde çiçekler yanında yabani otlar var , gözüm onlara takılıyor , temizlemek istiyorum elim gidiyor zor tutuyorum kendimi . Üzerime vazife deÄŸil elbet de takıntılıyım bilirsin beni . Neyse bir kaç kez böyle denk gelince dedim “ uzak oturuyorlar , belki sık sık gelemiyorlardır , belki de rahatsız etmiyordur otlar , beni rahatsız ettiÄŸi gibi” . Neyse ... bir gün bir vesileyle ÅŸehidimizin eÅŸiyle beraber gittik mezarlığa . Åžaka yollu takıldım “ AyÅŸegül abla , sen çok ihmal ediyorsun Mehmet abiyi , bak hep otlar sarmış her yeri . Kaç kez elim gitti temizlemek istedim ama belki sen baÅŸka bir kadın elinin eÅŸinin mezarına uzanmasını istemezsin , ya da Halil benim baÅŸka bir adamın mezarı ile ilgilenmemden rahatsız olur diye kendime engel oldum “ o da gülümseyerek bana “ haklısın AyÅŸeciÄŸim , öyle düÅŸünmezdim de ... “ dedi ve devam etti “Bakıyorum ÅŸimdi , bunlar da Allah’ın bir otu , çiçeklerde ... burada kendiliÄŸinden bitivermiÅŸler . Sırf diÄŸerleri gibi güzel deÄŸiller diye , onları koparmaya gönlüm el vermedi ... “
Böyle bir hadisede böyle bir cevap tahayyül edemezdim . O gün öÄŸrendim ki hayatta çok fazla ÅŸey göründüÄŸü gibi deÄŸil . Hadiselerin bir aÅŸikar bir de gizli yanları var . Oysa biz insanlar, ne kolay durum tespiti yapıyoruz , ne kadar çok ÅŸeyi biliyoruz , ne kolay hüküm veriyoruz ... iÅŸte tam da burada ömür hikmeti ... insan yaÅŸadıkça öÄŸreniyor , o da öÄŸrenmeye varsa niyeti ...
Sen giderken çocuklarını ümmete emanet ettin , ümmetten gelenler emanetlerinin büyüdüÄŸüne ÅŸahitlik etti . Hani ben sana “ sen baÅŸkaları için bu kadar koÅŸturuyorsun , Allah korusun sana bir ÅŸey olsa bu insanlar aynı ÅŸeyi yapacaklar mı ? “ demiÅŸtim , gitmeden 10 gün önce . Sen bana “ diÄŸerleri yapmaz “ deyip bir isim verdin “ ama o yapar , o da benim gibi dedin “ emin misin ? diye sordum sana “ boÅŸver hatun , Allah bilsin , Allah kimseye muhtaç etmesin de bizi “ dedin. Rahat ol sevdiÄŸim güvendiÄŸin güvenini haketti... Ankara’ dan geldikçe çocukları ziyaret etti , Ali’ yi alıp gezdirdi sonra geri getirdi .
Bir de “ hani o hiç büyümeyecek , o hep ailenin küçüÄŸü olarak kalacak “ derdin ya , öyle olmadı sevdiÄŸim , sen gittin , kardeÅŸin büyüdü . Ve öyle bir zaman geldi ki bir cümlesiyle beni bile büyüttü ... Ve yar dediÄŸim Allah bizi kimseye muhtaç etmedi . Anladım ki niyet Allah rızası için olunca kulun kim olduÄŸu mühim deÄŸil , kul bilmezse Halik bilir ve rızasına gönül verene baÅŸka kullar gönderir .
Bana hep “anlatmak istediÄŸiniz , söylemek istediÄŸiniz bir ÅŸey var mı ? “ diye soranlara “ yok “ dedim , “sessizliÄŸimle eÅŸlik edeyim “ ÅŸimdi niye anlattım bunları ?
Son bir kaç aydır hiç iyi deÄŸilim , içimde bir yangın , boÄŸazımda bir düÄŸüm. Ä°nsanlar güçlü durmaya çalışanları duvar zannediyorlar , halbuki duvar olsa bile bir gün yıkılır . Kimseye yük olmamaya , dert olmamaya çalıştıkça hep daha fazlası beklenir oldu benden . Ben kimseye sitem etmedim , sabrettim de üstüne bir de sitem yedim . Hep doÄŸru davrandım diyemem ama yanlış yapmamak için elimden geleni yaptım . En nihayetinde bende etten , kemikten , nefisten bir insanım . Benim için bunu söylemek , kendime bile itiraf etmek öyle zor oldu ki... ben çok yoruldum , çok yorgunum Halil ...herÅŸeye , her yere yetmeye çalışırken kendime geç kaldım ve hiç bir ÅŸey tam olmadı , her ÅŸey eksik her ÅŸey yarım . Son zamanlarda “ nasılsın ? “ diyenlere “ kendimi bir kapatıp, yeniden açasım var “ diyordum . Sanırım bugün kendimi kapatıp yeniden açtığım gün olacak . Bütün kırgınlıklarımı , kızgınlıklarımı geride bırakıp , bütün yüklerimden ve kendime yük ettiklerimden kurtulup , önceliklerini doÄŸru belirleyen bir AyÅŸe olarak kaldığım yerden devam edeceÄŸim . Miladım olsun bugün benim ...
15 temmuz ... birilerinin hayatına hiç dokunmadı , birilerininkini tarumar edip geçti . Tüm bedel ödeyenlere ve yakınlarına dayanma gücü ver Allah’ım , yüklerimizi hafiflet ... Bizleri imtihanını kazananlardan ve sevgine mazhar olanlardan eyle . Bizlere seni sevmeyi , senin sevdiklerinin sevgisini ve sadece sana yaklaÅŸtıracak ÅŸeylerin sevgisini nasip et.
Allah’ ım bu hain gecenin mimarlarını , planı yapan , emri veren , emre itaat eden , gördüklerine kör , duyduklarına sağır kalan , hiç bir bedel ödemeden yaptığı hainlik yanına kar kalan her kim varsa sence malum , sen onları her iki cihanda dilediÄŸin gibi cezalandır . Ayrıca 15 temmuz istismarcılarını ve içini boÅŸaltanları, anlamsızlaÅŸtıranları , bunca yanan canı yok sayanları sana havale ediyorum.
Hakikati bilen sadece sensin Allah’ım , inanıyorum ki birileri masum , birilerinin imtihanı çok ağır . Sen onları koruyup kolla , onların imtihanını kolaylaÅŸtır , yüklerini hafiflet , yaÅŸadıklarının nihayetinde kazananlardan olmalarını nasip et . Ailelerine kolaylık ve dayanma gücü ver ...
Son olarak farklı zamanlarda , farklı ÅŸekilde fakat bir vesileyle bize yardımı dokunan , yükümüzü hafifleten , bize iyi gelen , duasında yer veren , haberdar olduÄŸum veya olmadığım herkese çok teÅŸekkür ediyorum. Allah’ın rızası sizlerle olsun , Allah’a emanet olun...
Henüz yorum yapılmamış.