Mustafa Özel - Muhafazakâr yöneticilerimizin lider modeli şöyle şekilleniyor: Ölü, erkek ve uzakta!
Birçoğumuzun belki hissettiği ama ya iyi ifade edemediği yahut ifade etmeye içi elvermediği gerçeğe, genç arkadaşımız Hüseyin Etil ses verdi: “Türkiye’de insanların yarısı burada yaşıyor ama bugünde yaşamıyor; diğer yarısı da bugünde yaşıyor ama burada yaşamıyor!” Stratejik Liderlik seminerlerimde genel olarak “muhafazakâr” yönetici elitle muhatap oluyor ve şöyle bir testle başlıyorum: Hiçbir zaman, mekân, kültür, millet, medeniyet sınırlaması olmadan; lider denildiği zaman aklınıza gelen ilk ismi söyleyin! Cevaplar Hz. Peygamber ile başlıyor, Hz. Ömer, Alpaslan, Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Abdülhamid… diye devam edip gidiyor. Aralarında birkaç “seküler” yönetici varsa, onlar da Atatürk, Ecevit, Napolyon, Lincoln… gibi isimleri sayıyor. Nadiren araya Özal, Erbakan, Erdoğan gibi daha yakın zamana ait devlet adamlarımız giriyor. Ve muhafazakâr yöneticilerimizin lider modeli şöyle şekilleniyor: “Ölü, erkek ve uzakta!” Hiç kimse kendi yakın çevresine bakmıyor; gözleri hep uzakları tarıyor. Kendi müdürünün, ustasının, mahalle muhtarının veya belediye başkanının adını veren yok. Kadınlar da dâhil olmak üzere, muhafazakâr insanımız bugünde değil, geçmişte “güçlü bir erkek” olarak yaşıyor! Sahnenin uzağında!