Düşünce Mektebi

Molla Lütfi vakası ve Hased-i Akran belası-Mustafa Öztürk

Son günlerde, çayın demini bile dinî düzlemde konuşup tartışacak kadar maneviyat izhar eden bazı çevrelerin Kur’an’da tekrar, kıssalar, namazın kaç vakit olduğu gibi konularda bizi ilhadla suçlamaları Molla Lütfi vakasını anımsatan bir beladır ve belli ki bu beladan kurtuluş yoktur. Zira İslam’ın ilk yüzyıllarında fukahanın görüş ayrılıklarına dair yazdığı bir eserde sırf Ahmed b. Hanbel’den söz etmediği bahanesiyle Taberî gibi çok büyük bir âlime olmadık zulümleri reva gören, hatta cenazesinin gündüz vakti defnedilmesine bile müsaade etmeyen Hanbelîlerden ve bunların muadili faşizan “Haşvîgiller”den kurtuluş hiçbir asırda mümkün olmamıştır, bugün de maalesef olmayacaktır. Hâliyle, Rasûlullah’ın, “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarına zarar gelmeyen insandır” sözünün tam karşılığı muhtemelen öteki dünyada yaşanacaktır. Vallahu a’lem!