Sosyal Medya

Mustafa Öztürk: İmam Maturidî de mi Cennetle Alay Ediyor?

Kur'an'daki cennet tasvirleri, o günkü muhatap kitlenin anlayış şekline hitap eden tasvirlerdir. Bunu İmam Maturidi de söylüyor. Fatır suresinin 33. ayeti, erkeklerin de cennette ödül olarak altın bileziklerle süsleneceğini ve ipek elbiseler giyeceğini söyler. Bir erkek olarak lütfen söyleyin; bugün altın bilezikler takıp ipek elbise giyip sokağa çıksanız, insanlar sizi nasıl algılarlar? Kur'an'ın indiği dönemde altın bilezik ve ipek elbise hükümdarı, kralı anlatan özelliklerdi. Yani Allah bir bakıma, "sizi cennette krallar gibi yaşatacağım" diyor. Sizin anladığınız ise, erkek bile olsak orada ödül olarak altın bilezik takıp ipek elbise giyeceğiz. İmam Maturidî de aynı noktaya dikkat çekiyor. Erkeklerin altın bilezik ve ipek elbise gibi şeylere rağbet etmediğini söyledikten sonra şu kaydı düşüyor: Arapların bu gibi şeylere merakları ve rağbetleri vardı. Aynı şey, ayette cennet nimeti olarak verilen "çadırda huriler" ifadesi için geçerli. Kendisi de Türk olan İmam Maturidî, cennette ödül olarak verilecek çadırın biz Türkler için pek bir anlam ifade etmediğini ancak Arapların bunu çok sevdiğini söyler. Benim söylediklerimin aynısını söyleyen kişi, gördüğünüz üzere İmam Maturidî. İmam Maturidî cennet yok demiyor, cennetle alay etme gibi bir niyeti de yok. Cennet tasvirlerinin ilk muhatap kitlenin zevkleri öncelenerek ifade edildiğini söylüyor. Bir de dikkat edin, biz Kur'an-ı Kerim'i tek bir seferde inmiş bir kitap gibi okuyoruz. Oysa Kur'an, bir topluluğu adetâ emekleme safhasından olgunluk safhasına 23 senede getirdi. Aynı bizim çocuğumuzu ikna etmek için uğraştığımız gibi. Önce çikolata dedi, bisiklet dedi, bilgisayar dedi; büyüdüğü zaman da "bak sana hakkımı helal etmem" dedi. Her yaşın mükafatı da tehdidi de farklıdır. Hz. Ebubekir bir günde Hz. Ebubekir olmadı. "Ben taptığım putu acıkınca yerim" diyen evreden başlayan topluluk yavaş yavaş ilerledi. Böyle olunca Kur'an da somut ödüllerin tasvirini azalttı, soyut kavramlara ağırlık verdi ve Tevbe suresinde ki en son inen suredir, "Allah'ın rızası bütün bunların hepsinin ötesindedir" diyerek sahneyi kapattı. Çünkü Allah rızası gibi soyut bir kavramı anlayabilecek olgunluğa ermişlerdi.