Kesin olarak diyebilirim ki; bizim her birimizin onun şahsiyetini sıhhate kavuşturma, hayatını değiştirme, ayaklarını sağlama bastırma ve eline gerçek gücü verme yolunda gayret payımız olursa, dünya onunla mücadeleden de vazgeçecektir; zira dünya, insan ve toprak, servet ve menfaatler olarak ona sahip olmak için (bunu umduğu için) mücadele etmektedir.
“Hayır, inanmıyorum,” diye bağırdım adeta, “Siz Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olamazsınız!” Hoyratlığıma karşı nezaketiyle “Niye ki?” diye sordu sakince. Tebessümü daha da
Benim anladığım İslam ticaret ahlakına göre, yalnızca ürünü tanıtmak vardır; tanıtırken de yalan, düzen, abartı, hile olamaz; ürün ne ise, özellikleri nelerden ibaret ise bunlar aç
Şerif Bey’in ardından yazılanlara bakacak olursak; her zaman olduğu üzere “bize özgü” tuhaf bir dengesizlik ve aşırılık durumundan bahsedebiliriz. O’na Türk Sosyal Biliminin en azim �
“Müslümanların canları ve kanları birbirine eşittir, kamu adına ötekilere verilecek güvenceyi (zimmet akdini) sıradan bir mümin de verebilir ve bu herkesi bağlar. Müminler, ötekine kar�
Suriye’nin petrol rezervi açısından en zengin bölgesi Deyrizor’u alıp 250 kilometrelik hattı kontrol etmek istediklerini söyleyen ABD’li general Townsend, “Deyrizor’la birlikte Orta Fırat
Kur’an-ı Kerim âyetleri ve Peygamberimiz'in (s.a.) hadisleri durup dururken müminleri kardeşliğe ve birliğe teşvik etmiyor; bölünmeyin, parçalanmayın, birbirinize düşmeyin, böyle yapars
Hastalığını unutturacak kadar, büyük dertleri vardı Mustafa Kutlu’nun. Bizim çocuklara ne oldu? Bizim camiaya ne oldu? Bizim ülkemize ne oldu? Bizim milletimize ne oldu? Ümmete ne oldu?...
Mehmed Görmez Hoca, son konuşmalarından birinde, ‘İslam’da din adamı yoktur, belki dinin adamı vardır..’ diyordu. Ama, başında bulunduğu kurumdaki yüzbini aşkın kişi de, toplumun gün
Klasik İslâmî kaynaklarda tefsir ile te’vil arasında kategorik bir ayrıma gidilmiş, tefsirin “ilâhî maksat ve muradın ne olduğu hususunda kesin konuşmak”, te’vilin ise “ayetlerdeki muh
Peygamberimiz (s.a.) ve ashabı, ehl-i beyt, arifler… hep evlendiler, çoğu rızkını çalışarak elde etti, yanılmak ve sapmaktan hep korktular, Allah’a sığındılar ve tevbe ettiler. Kimseni
Müslümanın ibâdet etmek, tevbe etmek (günah çıkarmak), hâsılı dînî hayatını yaşamak için -din adamı vb.- bir aracıya ihtiyacı yoktur. Câmide namazı cemâatle kılmak için belli b
Geleneğimizde bu iki cemaat dışındaki ilim, ibadet, terbiye, yardımlaşma gibi maksatlarla bir araya gelmiş müminlere cemaat denmez, yaptıkları işlerle anılırlar. Nefis terbiyesi, ahlak a
Güzel yaşadı, güzel öldü. “Ölümün güzelliği”nden bahsedildiğinde bazı insanlar tepki gösterir. Ölümün bir “Vuslat” yanı vardır, Mevlana'nın “şeb-i arûsu – Düğün gecesi”
Allah’ın kitabı, Resulüllah’ın sünneti, Amerikan sendikalarından daha değersiz mi ki, dilini bilmeden, usulünü bilmeden çöplüklerden toplama bilgilerle kesip doğruyorsunuz, egonuzu tatm
Allah’ın has kulları, evliyâsı, O’nu ve Resulünü kendilerinden bile çok sevme saadetine erişmiş kâmil insanlar dünyalıkları çoğaltma peşinde koşmazlar, Allah onlara dünyalık verir