Makale
Kur'an Bir Nesil Yetiştirir, Hz. İbrahim'in Neslini Andıran Bir Nesil
Allah’ın ipine tutunmayı ilke edinmiÅŸ, duyarlı ve sorumluluk sahibi bir nesil.
YaÅŸamaya dönük bir anlayışla Kur’an’ı okuyan bir nesil. İlahi kaynaktan yararlanma noktasında yeni nesillerin yetiÅŸmemesini, aziz ÅŸehit Seyyid Kutub ÅŸu tespitlerle dile getirir:
"İlk dönemin örnek nesli, Kur’an’a kültürü geliÅŸtirme, bilgi edinme, haz duyup tatmin olma gibi maksatlarla yanaÅŸmazlardı. Onların hiçbiri sırf kültürlü olmak için, kültür hazinesini geliÅŸtirmek için veya ilmi ve fikri konularda daÄŸarcıklarını ÅŸiÅŸirmek için Kur’an’ı ele almazlardı. Onlar, gerek kendileri ve gerekse içinde yaÅŸadıkları cemiyet hakkında ve bu cemiyet içinde uygulanacak olan hayat tarzının nasıl olması gerektiÄŸi hakkında Allah’ın emrini öğrenmek üzere Kur’an’ı ele alırlardı. Söz konusu emri de duyar duymaz hemen tatbik etmek üzere alırlardı. Bu ÅŸuur, uygulamak üzere öğrenmek ÅŸuurudur. Böylece Kur’an, kiÅŸilikleri tarafından sindirilerek pratik bir metotla vicdanları ve hayatlarıyla kaynaşıyordu."
"Hiç şüphesiz, Kur’an, O’na ancak bu ÅŸuurla yönelenlere, yani uygulamaya dönük bir bilgi edinme ÅŸuuru ile yönelenlere hazinelerini açar." (İsra, 106) (Seyyid Kutub, Yoldaki İşaretler, s. 10)
Tek beslenme, davranış ve yetiÅŸme kaynağı Kur’an olan bir nesil. Kalbi, aklı, bakış açısı, ÅŸuuru ve bilinci her türlü ideolojiden ve yabancı tesirlerden arındırılmış bir nesil.
Modern bid’at ve hurafelere geçit vermeyen, bulandırılmış ve sulandırılmış din yerine vahiyle inÅŸa olmuÅŸ, dini sadece ve sadece Allah’a has kılmış bir nesil…
Vahyin ÅŸahitliÄŸini üstlenen, iman ettiÄŸi ilahi deÄŸerleri hayata taşıyan, taşımakla kalmayıp yaÅŸayarak içinde bulunduÄŸu topluma güzel örneklik (prototip) teÅŸkil eden öncü bir nesil…
Cahiliye bir zaman dilimi deÄŸil, hayat biçimidir deyip, 21. asrın modern cahiliye toplumundan, cahili deÄŸer yargılarından sıyrılarak, Allah’a doÄŸru zihinsel ve imani bir hicreti gerçekleÅŸtirmiÅŸ bir nesil…
Konjonktürel düşünmeyen, ÅŸartlara iman etmeyen, konformist olmayan, tüm zorluklara ve çetin koÅŸullara raÄŸmen ayaklarını sırat-ı müstakimde sabit kılmayı baÅŸarabilmiÅŸ, inandığı imani deÄŸerler uÄŸruna bedel ödemekten çekinmeyen bir mücadeleyi ve örnekliÄŸi ortaya koyan bir nesil…
Kur’an’ın gölgesinde yaÅŸamayı bir nimet kabul eden, Kur’an’ı anladıkça onurunun, ÅŸerefinin, izzetinin yükseldiÄŸini fark eden ve fıtratına sahip çıkan bir nesil…
Tutarlı, ilkeli, ÅŸahsiyetli bir mücadele pratiÄŸine sahip; eÅŸyaya, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel olay ve vakıalara Allah’ın *"bak"* dediÄŸi yerden bakan bir nesil…
Kur’an’ı okudukça, yüce Allah’ın tüm insanlığa mesajı olduÄŸunu, onları karanlıklardan aydınlığa, bataklıklardan erdemliliÄŸe, duyarsızlıktan ve bilinçsizlikten gerçek insanlığa çıkaran bir mesaj olduÄŸunu anlayan bir nesil…
Kur’an’ı anladıkça, vicdanının, fıtratının ve ruhunun üzerini kaplayan kara bulutları dağıtan, inancında, düşüncesinde ve ahlakındaki karanlıkları nura çeviren bir nesil. Kendini vahiyle yüz yüze getiren, kalbini, vicdanını ve aklını harekete geçiren bir nesil…
Kur’an’ı okuyup anlayarak, tüm endiÅŸelerini, korkularını, ÅŸaÅŸkınlığını, tereddütlerini bertaraf eden, kalbini, gönlünü ve vicdanını rahata, güvene ve huzura kavuÅŸturan bir nesil… Bilinçli, duyarlı, alçak gönüllü, basiretli hale gelmiÅŸ bir nesil…
Kur’an okudukça, evrene, hayata, topluma, insana, yere ve zamana iliÅŸkin yepyeni bir düşünce, yepyeni bir anlayış, yeni bir dünya görüşü ile bakan bir nesil… EÅŸyanın ve olayların esprisini yakalamaya, içindeki ibret derslerini okumaya önem veren bir nesil…
Kur’an’ın tüm insanlık için hayat programı olduÄŸunu anlayan ve kavrayan, gönlü ve vicdanı sükunete ermiÅŸ, içine güven gelmiÅŸ, erdemli, bilinçli, akıllı bir nesil…
Yeryüzündeki basit deÄŸerlerin, nimetlerin ve güzelliklerin etkisinden, bağımlılığından kurtulmuÅŸ; heva ve hevesini, arzu ve isteklerini putlaÅŸtırmayan bir nesil…
Dünyanın geçici oyun ve eÄŸlenceden ibaret olduÄŸunu, hayatın iman eden ve salih amel iÅŸleyenlerin dışında hiç kimsenin kazanamayacağı bir oyun olduÄŸunu anlayan, idrak eden bir nesil…
Gözünü İslam davası bürümüş, davasını bayraklaÅŸtırmış, burnunda dava ateÅŸi ve kokusu tüten, davasını dert edinmiÅŸ, içini, kalbini, gönlünü, aklını, zihnini dava aÅŸkı, dava arzusu bürümüş, davası uÄŸruna hedefe gönderilecek bir mermi gibi namluda bekleyen bir nesil…
Bütün insanlar, bütün dünya bir araya gelse hedefinden saptıramayan, sapmayan bir nesil…
İşte Kur’an, tek tek davasının eri yaptığı böylesi yürekli, erdemli, bilinçli, akıllı, umut, aksiyon ve hayat dolu insanları tertemiz, arı duru, yalın bir dava, bir inanç sistemi, bir akide etrafında buluÅŸturur, kaynaÅŸtırır, bütünleÅŸtirir, bir potada eritir. Onların *"ben"*lerini *"biz"* yapar. Hepsinden bir kervan çıkarır, yola verir. Gönlü bir, vicdanı bir, yolu bir, davası ve amacı bir bir kafile oluÅŸturur onlardan. Salar kupkuru çöllerin içine doÄŸru, uzanıp giden yollara… Ruhunu, vicdanını, erdemini, hedefini, amacını, insanlığını yitiren, ÅŸaÅŸkınlaÅŸan, garipleÅŸen, zavallılaÅŸan, alçalan, basitleÅŸen ve sığlaÅŸan insanların, toplumların içine doÄŸru akıp giden yollara verir onları…
Yol uzar, kervan gider, kıvrım kıvrım bir nehir yatağında insanlığa hayat götüren serin sulara dönüştürür onları… İnsanı insan yapan, hayatı hayat yapan…
Allah’ın armaÄŸanı Kevser’den, insanlığın üzerine esen rahmet meltemleridir onlar… Küfürden, zulümden, iÄŸrençlikten, basitlikten ve bencillikten iÄŸrenmiÅŸ, nefret etmiÅŸ ve bunalmış insanlığın üzerine esen meltemler…
Öyle bir nesil ki; Hz. İbrahim’in neslini andıran bir nesil… Allah’a derin bir teslimiyetle baÄŸlanmış… Allah’ı vekil tutmuÅŸ, O’nu yar ve yardımcı bilmiÅŸ, O’nsuz bir hayatı zindan ve anlamsız telakki etmiÅŸ bir nesil…
Öyle bir Kur’an nesli ki, tüm insanlığın hayranlıkla seyrine doyamadığı bir nesil…
Kendisini Allah’ın askeri gören, bir elinde insanlığı diriltecek mesajı oluÅŸturan Kur’an, bir elinde zulme, tuÄŸyana, isyana karşı adaleti gerçekleÅŸtirecek gücünün sembolü olan silahı (demir) bulunduran bir nesil… Ve bu nesillerden oluÅŸmuÅŸ bir ordu… Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, hiçbir beÅŸeri azgın, zorba ve müstekbir gücün durduramayacağı bir barış ordusudur. Åžimdi insanlık, böyle bir orduya ne kadar muhtaç… GittiÄŸi, ulaÅŸtığı yere barışı, adaleti, güveni, huzuru, merhameti, insanlığı, hak ve özgürlükleri götüren bir barışçıl ordu…
BulunduÄŸu çevrede, köyde, kasabada, ÅŸehirde, ahlak, fazilet ve erdemden oluÅŸan Kur’an halkaları, okulları açan bir nesil… Öyle bir okul, öyle bir ders halkası ki, buram buram aÅŸk, erdem, umut, aksiyon, hayat, sevgi, saygı, ülfet, ünsiyet kokan bir ocak…
Kur’an’ın yetiÅŸtirdiÄŸi bir yürek sahibi nesil… Tertemiz, arınmış, herkese açık bir yürek. Samimiyet, sevgi, güven, huzur dolu bir yürek. İnsanın, hayatın ve toplumun iyiliÄŸinden baÅŸka içinde bir ÅŸey görmeyen bir yürek…
Kur’an’ın yetiÅŸtirdiÄŸi nesil, insanlığın gözbebeÄŸi bir nesildir. Muvahhid kimliÄŸi ile Müslüman, ibadeti ibadet, ahlakı ahlak, iliÅŸkileri iliÅŸki olan bir nesil. Hayatları hayat, sevgileri sevgi, saygıları saygı, mesajları mesaj, yönleri yön, amaçları amaç, hedefleri hedef, her iÅŸi, her eylemi, her tutumu ile örnek bir nesil…
Kur’an neslinin amacı saÄŸlam, hedefi net, istikameti saÄŸlıklı, yönü bellidir.
Kur’an’ın yetiÅŸtirdiÄŸi nesil; bir inkılap muÅŸtusudur. Zulme, tuÄŸyana, isyana, kötülüğe ve aldatmaya karşı amansız bir mücadele azmi içerisinde bulunur. Hile, tuzak, sömürü, bilinçsizlik, duyarsızlık, çıkarcılık temeline dayalı gayri meÅŸru tüm yapıları ve dikeyleri yatay hale getiren, söküp atan, her iÅŸin, her eylemin, her hareketin dizginini Hakk’a devreden bir nesil…
Kur’an nesli, dengeli bir nesildir. Her ÅŸeyi dengeli bir zemine, saÄŸlıklı bir konuma oturtur. Akıl ile vicdan, his ile heyecan, ruh ile beden, madde ile mana, birey ile toplum, fert ile devlet, kadın ile erkek, dost ile düşman, iyi ile kötü, güzel ile çirkin, yer ile gök arasında çok hassas bir denge kurarak deÄŸerlendirir ve yorumlar. Çünkü mutlak nizamın ölçülerini ölçü kabul eder; bu ilahi ölçüden kıl payı sapmaz…
Kur’an, öyle bir nesil ortaya çıkarır ki, misyon ve vizyon sahibidir. Azimli, yürekli, direniÅŸ ve mücadele adamıdır. Zaaflar, hatalar, kusurlar ve aksaklıklar karşısında direniÅŸini, azmini, potansiyel gücünü ve enerjisini kaybetmez. İnsanları harcama ve kaybetme lüksü yoktur.
Kur’an nesli, adaletli bir nesildir. Hakka, hukuka özen gösteren, düşman dahi olsa hak ve adalet söz konusu olduÄŸunda insaf ve vicdan ilkesine baÄŸlı kalmasını bilen, düşmanlığın, öfkenin adalete gölge düşürmemesini öngören bir nesil… Anne, baba, akraba, aile, komÅŸu, yoksul, yetim, yöneten ve yönetilen her kesin hakkını, hukukunu saÄŸlam, ÅŸaÅŸmaz ilkelerle gözetir…
Sadece Rabbine dayanan, O’na raÄŸbet eden, O’na yönelen, O’na sığınan, ihtiyaçlarını O’ndan isteyen, *"O’nun dilediÄŸi olur, dilemediÄŸi olmaz"* diyen bir Kur’an nesli…
Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen bir nesil… Allah’ın ayetleri okunduÄŸu zaman imanları artan, Rabbine tevekkül eden, namazlarını kılan, kendilerine verilen rızıktan infak eden bir Kur’an nesli. (Bkz. Enfal, 2-4)
Güzel sıfatları, güzel davranışları, güzel duyguları olan bir nesil.
BildiÄŸi hakikati çekinmeden söyleyen, söylemese aÄŸzına gem vurulacağının bilincinde olan, imanı iman doÄŸuran, İslam’ın insanını üreten, diriltici sevgiyi kuÅŸanan, Allah’ın sevdiÄŸini seven, sevdiÄŸini iÅŸporta tezgahlarında ucuza satmayan bir Kur’an nesli…
Allah’a selim bir kalple kavuÅŸmayı uman, havf ve reca arasında yaÅŸayan, *"La ilahe illallah"*ı hayata yediren bir Kur’an nesli…
Tek zaafı Allah’a olan, makama, dünyaya, zevklerine, mala-mülke, eÄŸlenceye, paraya zaafı olmayan, satın alınamayan bir Kur’an nesli…
Mümin, muvahhid olan, muvahhid bir toplum oluÅŸturmanın sancısını, derdini taşıyan bir nesil…
Bilgi ve hikmeti ele geçirerek, inandırıcı ve etkili bir ÅŸekilde, yüksek bir idrak ve sadakatle davayı uygulamaya koymak suretiyle sosyal deÄŸiÅŸmeye öncülük edecek bir Kur’an nesli…
Hak ile batılı birbirine karıştırmayan, Allah ile muhabbet iliÅŸkisi kuran. İslam’la insan arasına kurulan engelleri kaldırmak için cihat eden, O’nun yolunda can vermekten çekinmeyen, ölüme seve seve giden, ÅŸehadet ÅŸerbetini gözünü kırpmadan içmeyi ÅŸeref kabul eden, davasının aşığı bir nesil…
Bakışında derinlik, duyuÅŸunda his, hayatında mana olan, tezekkür, tefekkür, tasavvur sahibi bir nesil…
Hiç kimseye deÄŸil, sadece ve sadece Allah’a yaranmak iddiasında olan bir nesil…
YüreÄŸinde hüzne her zaman sessiz küçük bir köşe ayırmasını bilen, hüzünlerin Peygamberi Hz. Muhammed’i model alan bir nesil…
Kur’an’ı hayatının eksenine yerleÅŸtirip, elde ettiÄŸi bilgileri vahyin süzgecinden geçirdikten sonra eyleme döken bir nesil…
İslam’ın insanı olan, hiçbir hizbin, grubun, tabelanın insanı olmayan, düşmandan merhamet görmeyen ama düşmanına dahi merhamet eden, ölen ama öldürmeyen, zulme uÄŸrayan ama zulmetmeyen, mahrum kalan ama mahrum bırakmayan, zemheriyi bahara döndüren, cemreyi yüreklere düşüren, tarihin öznesi olan, tarihi ve talihi lehine döndüren, tuÄŸyana mezar olmuÅŸ bir beldeyi yeniden Kur’an ile inÅŸa etmeye çalışan, yaptıklarından ve yapamadıklarından Allah’a hesap verme ÅŸuurunda olan, çağını iyi tanıyan, ümitvar olan, bilgiyi silah edinen, ibadetini vazgeçilmez bir görev bilen, insanları seven, bunu inancının özü kabul eden bir nesil…
Varlığını Allah’a adayan, O’na itaati ve rabıtayı özgürlüğün temeli kabul eden, bir kafa ve kalbe sahip olan, aksiyoner düşünceyi özbenliÄŸinin derinliklerinde yaÅŸatan, direnişçi bir kiÅŸiliÄŸe bürünmüş, İbrahim (a.s.) ÅŸahsında abideleÅŸen teslimiyetle Allah’a baÄŸlanmış bir nesil…
En güçlü azığı namaz ve sabır olan, yaratıcının çizdiÄŸi yolda mücadeleye adanmış bir ömrü yaÅŸayan, bu uÄŸurda son nefesini veren bir nesil…
Cenneti kazanmak için malını ve canını Allah’a satan, Rabbiyle güzel bir alışveriÅŸ yapan bir nesil…
Kabirlerde yatanların dirildiÄŸi, kalplerde gizli olan tüm düşüncelerin hesabının sorulacağı günü hatırından çıkarmayan, insanların kemiklerini titreten ölümü sürekli düşünen, ölmeden önce ölen bir nesil…
Çirkin hayatın merhametsiz kucağına düşmektense, güzel ölümün ÅŸefkatli kollarını tercih eden bir nesil…
Huzur-u ilahiyeye zalim yaftasıyla deÄŸil, mazlum sıfatıyla çıkmanın endiÅŸesini taşıyan, Rabbinden razı olmuÅŸ, Rabbi de ondan razı olmuÅŸ bir nesil…
Bünyamin DOĞRUER
Henüz yorum yapılmamış.