Makale
ah örgütçü kafa ah!
bireysel ve toplumsal deÄŸiÅŸim zor olduÄŸu kadar
bir o kadar da zaman alan çok sancılı geçen süreçlerdir.
çağdaş ideolojilerin toplumlarına kurtuluş adına teklif ettiklerinin
aziz islamla içerik açısından da metot açısından da benzerliği yoktur.
derim ki; müslüman aklı ayrı çalışır, gavurun aklı ayrı çalışır...
bence bu aklın en önemli farkı "görünür" olmaktır dost.
öylece yaşamak işte.
ortalık yerde, en doğal ve masum haliyle var olmaktır.
bir de varlığımız zaten bir başkasının fark etmesiyle anlamlıdır.
bilirsiniz deÄŸil mi?
her şeyden önce yaratıcı olan Allah bizi içimizde bir iddia olarak duran imanın
görünür hale döndüğü ibadetler üzerinden görmek istiyor.
onun için aziz kitap
iman eden ve salih amel edenlerin kurtulacağını müjdeliyor.
ilginçtir! kurtuluşa erenlerin iman edenlerin olduğuna dair bir ayet yok,
dilerseniz bakıverin
valla!
yani imanın kimde olduğu bilinmez değil be dost.
gittiğin yol, istikamet, hangi yolun yolcusu olduğunu bildirir, görünür yani...
öyle olunca kişisel ve toplumsal değişim görülenler tarafından gerçekleşir
görülen kişi ve topluluklar bilinen ve tanınandır.
şeffaftır, yani muhataplarına güven verendir.
güven veren ise emin olunandır.
bu durum kişi ve toplulukların değişimi için olmazsa olmazıdır...
hadi örnek verelim;
yüzyıllar önce dünyanın unutulan bir bölgesinde çölün ortasında
bizans'ın ve iran'ın süper güç olduğu bir dünyada
kabenin gölgesinde yanında küçük bir çocukla bir başına
kabenin rabbine ibadet ederken görenler
aziz peygamber için,
kimdir bu? sorusuna karşılık aldıkları cevap;
adı; muhammed. kendisinden “emin" olunandır. akrabayı gözetir, fukara dostu,
kimsesizlerin kimsesidir.
kısa bir süre sonra kabenin içi putlarla dolu iken
omuz omuza vermiÅŸ
40 yiğit inanmış adamın kabeye yürüyen görüntüsüne şahit oldu şehir...
alayların istihzaların, küfürlerin arasında yürüyen bir avuç adamdır şimdilik onlar
sonra bir ömre devrim sığdırmış, ve bugünlere milyarlarca inananı olmuştur...
bir "güzel insanın" görünür mücadelesi tam da anlattığıma eşsiz örnekliktir.
ha bir de!
"bana kim yardım edecek” diyen
isa resule
“biz Allah'ın yardımcılarıyız” diyen gibi arkadaÅŸları vardı.
ilahi!
bu nasıl bir şuur, uyanıklıktır böyle
modern zamanların
siyasal örgütlü olan mücadelelerini kendine bire bir örnek almaya çalışan
çokça müslüman, dini ve onun müntesibi olmayı
örgüt üyesi gibi olmak zannına düştü dersek yanlış olmaz.
biz müslümanlar gizli saklı işleri olan adamlar değiliz ki.
bir örgütün üyeleri hiç değiliz.
çağlar üstü bir çağrının adamlarıyız biz.
örgüt de ne ola!
hidayet davetçileri olanların "cemaat" olmakla,
sığ örgüt anlayışına karıştırmaları nedeniyle nasıl zorluklar yaşadığımız ortalıkta
bakıverin lütfen;
mezhebine, meşrebine, tarikatına, partisine, vakfına adam toplama telaşına düşen,
hesabı bilinmeyen adamların! çektiği bayrağın etrafına toplanmak
legal veya illegal fark etmez
çağdaş, modern örgütçü kafanın hastalığına tabii olmaktır.
toplumu tabandan değil, yukarıdan dönüştürmek için
görünmeyen yüzleri vardır.
en bariz örneÄŸi fetö denilen beladır, yaÅŸadık hep birlikte…
ey yolcu
“Allah'ın yardımcıları” olmak görünür olmaktan geçer...
gizli saklı ajandamız yok bizim...
davetimiz sadece Allah'adır.
görünür ol ki:
“hayrı’’ yaygınlaÅŸtır...
ökkeş sözü kaptı ve
biz hidayet yolunun "sarp yokuÅŸunda"
yol almaya çalışan
davetçileriz...
o kadar…
dedi ve sustu
Henüz yorum yapılmamış.