ArkadaÅŸ olmak

Arkaya taÅŸ gibi durmak.

Anadolu aÄŸzıyla “daÅŸ” gibi saÄŸlam olmak, yaslanılacak, dayanılacak bir istinadgah olmak, olabilmek.

ArkadaÅŸ olmak yoldaÅŸ, sırdaÅŸ, dertdaÅŸ, gardaÅŸ, kardeÅŸ olmayı da içeriyor.

YaÅŸadığımız hayatta, anlamın yerini lafza, sadece söyleme bıraktığı, kalitenin epeyce düÅŸtüÄŸü bu zamanda arkadaÅŸ olmak laftan öte geçmiyor doÄŸrusu.

ArkadaÅŸ olmak yukarıda zikrettiÄŸimiz köklü beraberlikleri ihata etmiyor, edemiyor. ÇoÄŸu zaman geçici, muvakkat, makyavelist beraberliklere dahi isim olarak konulabiliyor.

Birbirimizi arkadaÅŸ olarak görüyor kabul ediyoruz ama bu bir türlü yoldaÅŸlığa, sırdaÅŸlığa, gardaÅŸlığa dönüÅŸmüyor. DoÄŸrusu arkadaÅŸlığı, nasıl arkadaÅŸ olunacağını, olmamız gerektiÄŸini de kutlu ÖÄŸretmenimiz Efendimizden (a.s) öÄŸrenmeliyiz.

Bir kere Efendimize (a.s) emin sıfatını verenler arkadaşları, yıllarca birlikte yaşadığı hemşehrileri, yakınları, hısımları hatta hasımları.

Öncelikle kazanmamız gerekli olan en mühim vasıf bu….

Bu vasfı haiz olunca emin bir arkadaÅŸ olabiliriz herkes için. O zaman düÅŸmanlarımız dahi emanetlerini bize bırakmakta hiçbir sakınca görmeyeceklerdir.

DüÅŸmanın emanetini gönül rahatlığı ile teslim edebildiÄŸi bir insan olmakla, dostun bile güvenemediÄŸi bir kiÅŸiliÄŸe sahip olmak arasındaki farkı çok düÅŸünmeliyiz.

Mesele birilerinin emanetlerini bırakmaları deÄŸil elbette ama bu vasfı haiz olmak iÅŸin olmazsa olmaz ÅŸartı. ArkadaÅŸ olurken, ararken, bulurken arayacağımız en önemli ve asal ÅŸart bu olmalıdır.

Emin bir kişilikte ihanete, hakarete, gıybete, iftiraya, adamsendeliğe, ayak kaydırmaya, harcamaya, adam satmaya, yolda bırakmaya asla yer olmayacaktır.

Emin bir kiÅŸilikte sadakat, samimiyet, açıksözlülük, içtenlik gibi vasıflar öne çıkar.

Nasıl arkadaş olunur?

Yolunu, yöntemini emin lakaplı Efendimizden(as) öÄŸreniyoruz.

Sadık bir arkadaşı var lakabı da sıddık.

Ebubekir (r.a) sadakatte zirve ama sadakati ona öÄŸreten yine Efendimiz (a.s)

Ebubekir (r.a) emin bir arkadaÅŸ bulmuÅŸ inanmış, içi tertemiz, niyeti halis tabii kendisini Emin Arkadaşına benzetmeye çalışmış ve baÅŸarmış.

“Bana arkadaşını söyle sana kim olduÄŸunu söyleyeyim.”

“Arkadaşın demirciyse isinden pasından, kokucuysa rayihasından hoÅŸ kokusundan bulaşır” demiÅŸler.

Sadık arkadaÅŸ hicret için sürekli yol arıyor ve efendimize müracaat ediyor her seferinde sabra davet ediliyordu. Kutlu Efendimiz sadık arkadaÅŸa “Acele etme belki Allah sana bir arkadaÅŸ bulur” diyordu. Tabii mesajı alıyor sadık yoldaÅŸ, sırdaÅŸ, gardaÅŸ, arkadaÅŸ, dertdaÅŸ. Ä°ki deve ayarlıyor ve dört ay bakımını üstleniyor, yola hazır ediyor.

Dile kolay!

Ä°ki deveye dört ay boyunca bakmak hem de ücret beklemeden ve risk alarak. Canını malını yoluna koyarak.

ArkadaÅŸ olabilsek, bir arkadaÅŸ kazanabilsek bütün bir hayatın çile ve meÅŸakkatlerini göÄŸüslemek için yeterde artar bile, ama kazanabilsek.

Hicreti haber vermek için Efendimiz sadık yol arkadaşının evine sıra dışı bir ziyareti öÄŸlen vakti yapıyor ve eve kapısından girmiyor, tedbir ÅŸart. Sadık arkadaÅŸ ziyarette bir farklılık olduÄŸunu seziyor ve misafiri buyur ediyor. Efendimiz ailesini kastederek “yanında bulunanları dışarı çıkar” buyuruyor. Sadık arkadaÅŸ ailece güvenilir. “Babam anam sana feda olsun ya Rasulallah onlar senin ehlin ve mahremindir, yabancı kimse yoktur.” diyor.

Hem arkadaÅŸ olacaksınız hem de ailenizi iÅŸin içine katacaksınız. Öyle bir baba olacaksınız ki ailenizde arkadaÅŸlığa, sırdaÅŸlığa, yoldaÅŸlığa hazır olacak.

Ve olayın devamını biliyoruz…

Hicrette sadık yol arkadaşıyla istikamet Sevr dağı, tüm tedbirler alınmış plan tamamıyla iÅŸliyor. DaÄŸda maÄŸara içinde üç gün ikamet.

Kombili, sıcak suyu kesilmeyen, full dekorlu evlerde yaÅŸarken anlamakta ne kadar zorlanıyoruz üç gün süren maÄŸara ikametini. Can korkusu, her ÅŸeyini kaybetme korkusu ve bunca olumsuzluÄŸu arkadaşı uÄŸruna yaÅŸamak.

Dahası var…

Planda kızınız, oÄŸlunuz, çobanınız hepsi görev alıyor.

Öyle bir arkadaÅŸlık ki fedakarlıktan hiç kaçmak yok.

Ama arkadaÅŸta öylesine emin ki hazır edilen develerin bedelini ödedikten sonra yol aracını kabul ediyor.

Kalplerde itmi’nan, karşılıklı güven. Ä°stismara asla mahal yok…

On gün süren zorlu çöl yolculuÄŸunda zorlukları dostluklar unutturuyor, dost varsa ne gam gerisi boÅŸ. Sadık arkadaÅŸ sadakati öÄŸreten emin öÄŸretmeninin etrafında pervane gibi dönüyor, canını siper ediyor. Menzil ilk önce Kuba köyü. Orada da bekleyen arkadaÅŸlar, gardaÅŸlar var.

Bir ömür süren sadık arkadaÅŸlığın çok renkli sayfalarından bir minyatür olay sunduk. ArkadaÅŸlığın nasıl yapılacağının, yapılması gerektiÄŸinin somut örnekleri o kadar çok ki asrı saadet döneminde.

Arkadaşlığı, yoldaşlığı, sırdaşlığı, dertdaşlığı temin eden bir tek bağ var: İman bağı.

Ä°mandaÅŸ olmak diÄŸer tüm “daÅŸ”lıkları beraberinde getiriyor.

Aslında iman etmek emin olmaktır. Önce Allah’ tan (c.c) emin olmak, O’ na güvenmek, itimad etmektir.

Allah’ a (c.c) güvenen kimseye Allah’ ta (c.c) güvenilir bir kimlik ihsan eder.

Arkadaşlığın, iman kardeşliğinin bitimsiz, ucu cennete ulaşan bir birliktelik, beraberlik olduğunu biliyoruz.

Bırakalım ticari ortaklıkların bitmesini, ticari birlikteliklerin iman bağına darbe vurduÄŸu, parasal iliÅŸkilerin selam ve sabahı kesmeye vesile olabildiÄŸi bizlerin yeniden düÅŸünmesi gerekmiyor mu?

Asrı saadetin, mutluluk çağının hayata hayat katan bu yaÅŸanmış enfes tablolarını bizde yaÅŸadığımız çaÄŸa taşımalıyız artık.

“Hayat’us Sahabe” kitaplarının sayfalarında okuyarak iç geçirdiÄŸimiz bu anıları yaÅŸamalı ve hayata dönüÅŸtürmeliyiz; amele, eyleme dökmeliyiz artık.