Sosyal Medya

Makale

İslamcılık Üzerine Yeniden Düşünmek

Ä°slamcılığın ortaya çıkış ÅŸartlarını dikkate almadan Ä°slamcılığın klasik versiyonu üzerine farklı bakışlar üzerinden eleÅŸtiriye tabi kılmanın tutarlı bir boyutu yoktur. Ä°slam’ın sosyolojik ve siyasi olarak iktidar olduÄŸu bir dönemde iktidarın yeniden güçlendirilerek baÅŸlayan batı karşısındaki yenilgileri durdurmak ve içerde birliÄŸi ve bütünlüÄŸü saÄŸlamaya yönelik bir arayışın tezahürü idi…

Ä°ster Osmanlı Ä°slamcılığı olsun ister Afgani’nin başını çektiÄŸi siyasal Ä°slamcılığın ümmetin birliÄŸini bütünlüÄŸünü saÄŸlama ve yeni geliÅŸen modernleÅŸme ile uyumlu bir arayışı öne çıkartarak Ä°slam dininin iktidar alanını güçlendirme arayışı olsun fark etmez! Müslüman halkın, fıkıh ve kelam karşısındaki yenileyici tutumumun yanında siyasal bir iktidarın varlığının kaçınılmaz oluÅŸunu bilerek hareket ettikleri gözlenmektedir. Sait Halim PaÅŸalardan Akif’lere kadar her Ä°slamcı Ä°slam üzerine yeniden düÅŸünerek mevcut ÅŸartları nasıl daha müslümanca inÅŸa edebiliriz üzerine kafa yormuÅŸlardır.

Bu tanımı en iyi yapan ise Boby Selman Said Fundamentalizm Korkusu kitabında Ä°slamcılığı; ‘bugünü müslümanca yaÅŸama kaygısı’ olarak betimlemektedir. Bu temel bir çerçeve tanımı sunmaktadır. Bugün Ä°slamcıların kahır ekseriyetinin de siyasal Ä°slamcılık yerine bugünü müslümanca yaÅŸama kaygısını öne çıkardıklarını söylemek mümkündür. Seksenli yıllarda yoÄŸunlaÅŸarak baÅŸlayan Ä°slamcılık, tabii ki biri sürü hatayı içinde taşıyarak varlık sahasına çıkmıştır. Ama samimiyet konusunda bir sorun yaÅŸadığını söylemek haksızlık olur. Süreç tabi ki siyasal karakteri üzerinden samimiyetini test etmeye yönelik karşılaÅŸmalarda fire vermesini saÄŸlamıştır. En önemli sorun alanı ise bilgi yetersizliÄŸiydi. Bugün bunu daha rahat bir ÅŸekilde idrak etme imkânı doÄŸmuÅŸtur.

Yalnız, son on yıla yakındır Ä°slamcılığın tamamen silinmesine matuf güçlü bir saldırı furyası altında olduÄŸu gözlenmektedir. Ak Parti kendisini Ä°slamcı tanımlamamasına raÄŸmen, Onun üzerinden Ä°slamcılığa vurmak, Kemalist ve yerliliÄŸi savunan güçlerin Ä°slamcılık karşısında uÄŸrayacağı yenilginin korkusunun belirleyici olduÄŸunu söylemek mümkündür. Çünkü Ä°slamcılık, hala bu toprakların en büyük muhalif karakterini inÅŸa edecek yegâne düÅŸünce mekanizmasıdır. Tabi ki Ä°slamcılarda kendilerini bilgi olarak donattılar ve iktidar ile aralarına mesafe koymasını da baÅŸardılar. Türkiye’nin her yerinde bu tarz arkadaÅŸları görmek mümkündür. Tabi ki Ä°slamcılıktan rücu ettiÄŸini ilan eden entelektüel ve aydınlarda söz konusudur. Ama o arkadaÅŸların Ä°slamcılık eleÅŸtirilerinin çoÄŸu Müslümanların günahları üzerine bina edilmiÅŸ olduÄŸu için bir karşılıkları yoktur. Dine yönelik geliÅŸmiÅŸ yeni tavrın ise klasik modernleÅŸme ve aydınlanmayı yaÅŸamanın bir türü olarak bu topraklarda da zemin bulması anlaşılabilir bir ÅŸeydir. Çünkü Ä°slamcılığı bile yarım yamalak bilen bu kiÅŸiler, aynı ÅŸekilde modernleÅŸme, bilim ve felsefe üzerine de yarım yamalak bilgilerle dinin karşısına çıkma arzusunu dile getirmeleri kendi normalleri olarak kayda geçecektir.

Ama Ä°slamcılık özellikle son dönemde klasik metinlerin neredeyse çoÄŸunun yayınlanması sayesinde Ä°slam düÅŸüncesi üzerine daha derinlikli çalışmalar yapabilmekte ve üzerine daha saÄŸlıklı bakışlar geliÅŸtirebilmektedir. Tarihi bir tecrübe olarak modernlik ile doÄŸru bir karşılaÅŸma yaÅŸamak içinde temel bir fırsat sunmaktadır. Taha Abdurrahman gibi entelektüel âlimler bu karşılaÅŸmayı baÅŸaran ve bunu yazıya aktararak baÅŸkasını da buna ortak kılmaya çalışmaktadır. Taha Abdurrahman ve benzeri birçok âlim ve entelektüel bu meseleye doÄŸru yaklaşımlar geliÅŸtirmiÅŸtir. Yeni neo mutezililer gibi entelektüel kiÅŸiliklerde söz konusu ve bunlar laikliÄŸi bir çözüm olarak önerebilmektedirler…

Åžimdi durum daha da geliÅŸmektedir. Artık bir Ä°slamcı, kendi geleneÄŸi ile barışık ve kendi iç tutarlılığı içinde geleneksel düÅŸünce ile bir yüzleÅŸmeyi yapabilecek bir düzeye eriÅŸmektedir. ModernleÅŸmenin tarihsel sürecine dair ortaya konan çalışmalar, metinler Ä°slamcıyı batı düÅŸünce ve müktesebatı ile yüzleÅŸmeye imkân saÄŸlayabilecek bir ortamı oluÅŸturmaktadır. Doksanlı yıllarda post modern eleÅŸtiri üzerinden modernliÄŸin eleÅŸtirisi yapılmıştır. Ama bugün modernleÅŸme, post modernleÅŸme ve post hümanizm gibi temel akımlarla da hesaplaÅŸmayı yapabilecek bir seviye söz konusudur. Sadece bugün Ä°slamcılık tamamen kötülendiÄŸi için geri çekilmiÅŸtir. Ama düÅŸünce sürekli kendisini geliÅŸtirerek devam etmektedir. Bugün sene iki bin yirmi beÅŸte ÅŸu düÅŸünceleri rahatlıkla dile getirmek mümkün olmuÅŸtur.

Felsefi olarak gördüÄŸümüz her ÅŸey bir doÄŸruya/gerçeklik boyutuna sahiptir. Sorun onu bütün boyutlara taşımaktır. Tıpkı modern bilgi üretimini monist tekçi hale getirip mutlaklaÅŸtırmak en büyük sorunu iÅŸaret etmektedir. Tabi ki her alan kendi gerçekliÄŸi içinde anlamlıdır. Ä°slam/din ise aÅŸkın boyutu üzerinde anlam ve erdem üzerine kapsayıcı ilkeler koyarken diÄŸer alanlarda ise yol gösterici bir özellik taşımaktadır. Hayatı kendi bütünlüÄŸü ile kuÅŸatan yegâne olgu Ä°slam/din olgusudur. Ama bu içerideki olguların kendi doÄŸrularını/gerçekliklerini ortadan kaldırmak deÄŸil onlara yol gösterici bir pozisyon saÄŸlamak ile de insanlığa yol gösterici bir hüviyet inÅŸa etmektedir.

Her Ä°slamcı ÅŸunu idrak etmiÅŸtir ki; Her ÅŸeyi yerli yerinde fıtratına/doÄŸasına uygun idrak insanı hakikate taşır. Ä°slamcılık hala muhalif karakteri ile içtihat üzerinden düÅŸünceyi yenilemeyi, cihad ile de çaba ve gayret göstererek insanlığın kurtuluÅŸuna yönelik bir davayı sorumluluk olarak üstlenmeyi mümkün kılmaktadır. Buradaki muhalif karakteri mutlak bir karakter deÄŸil, insanlığı yok eden, yabancılaÅŸtıran ve onu kendi doÄŸasına aykırı bir yönelime sahip kılan bakış ve yaklaşımlaradır. Ä°nsana muhalefet deÄŸil, ya da yaÅŸam ÅŸartlarına dair olumsal yaklaşımı devre dışı tutmak adına deÄŸil, yaÅŸayan her varlığı kendi otantik ÅŸartları içinde varlığını sürdürmeyi bir sorumluluk olarak addetme adına yeni bir çıkış ve kurtuluÅŸ umudu oluÅŸturmayı içerir.

Ä°nsanlığın, giderek trans hümanizm üzerinden mekanik bir varlığa dönüÅŸmesine itirazı vardır. Sorumluluk üzerinden de insanın otoriter bir iktidar üzerinden köleleÅŸtirilmesine karşı çıkışı ile varlık kazanacaktır. ÖzgürleÅŸme, modern batılı versiyonu üzerinden kendi nefsinin arzu ve tutkularını yaÅŸamak olarak deÄŸil, ama bir amaca binaen kendisini gerçekleÅŸtirme imkânı bakımından her insanın hür ve koÅŸulsuz bir iradeye sahip olduÄŸunu ilan etmektedir. Hiç kimse Tanrı deÄŸildir, tanrının rolünü üstlenemez, buna izin de verilemezdir. Homo Deus üzerinden insan tanrıya ulaÅŸmayı uman bir felsefi bakışın insanlığın sonunu getireceÄŸini bilmemek aptallığın en koyu tarafını iÅŸaret eder.

O yüzden bugün Ä°slamcılığa olan ihtiyaç dünden daha fazladır. Tabi ki siyasal karakteri bir tarafa ama müslümanca bir düÅŸünce ve eylemliliÄŸin sahih ÅŸartlarını inÅŸa etmek her müslüman âlim, aydın ve entelektüel için bir sorumluluk alanıdır. Çatışma ve kaotik zeminlerden uzak durarak her insanın kendi kurtuluÅŸunun kendisi tarafından gerçekleÅŸtirilecek bir zemine, sosyal zemine yönelik bir inÅŸa faaliyeti insanlığın kurtuluÅŸunu iÅŸaret eder.

Dünya yeni bir kaosa sürüklenmektedir. Taammüden insanlık yok edilmektedir.  Ä°slamcılık bu soykırıma karşı elinden her türlü imkânı kullanıma açması kendi sorumluluÄŸundadır. Müslüman olmak ile Ä°slamcı olmak arasında sadece dine yaklaşım ve buna yüklenen anlam gibi bir fark söz konusudur. O yüzden her müslüman Ä°slamcı olmasa da her Ä°slamcı aynı zamanda muttaki bir müslüman olmakla mükelleftir. Turan Kışlakçı dostumun gündeme taşıdığı Ä°slamcılık meselesine benimde küçük bir katkım olsun…

Not: Ä°slamcılığın Arayışı ve Ä°slamcılığı Yeniden düÅŸünmek kitaplarımda bazı meseleler ele alınarak daha geniÅŸ ÅŸekilde tartışılmaya açılmıştır.

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.