Sosyal Medya

Makale

Pencereyi aç! Adı, bahar olan ay geliyor

Pencereyi aç

Adı, bahar olan ay geliyor. Bir dalda on bir ay bekleyen bulut gibi geliyor. Yelkenini merhametle doldurup yaklaşıyor.

Kollarını aç.

Ekvator geniÅŸliÄŸince aç. Kıtaları kuÅŸatan "meltem" yumuÅŸaklığıyla, pamuktan örsüyle Ramazan geliyor!

Sözler sivrilmiÅŸ, gönüller farkında olmadan gaflete sınır olmuÅŸtu. Ä°nsanı, kenti, iliÅŸkileri, iÅŸleri yeniden kurmak, eksene taşıma vakti gelmiÅŸti ki, yine on gün önceden defterler kapanmadan yetiÅŸti Ramazan.

Åžükürler olsun.

Gönlünü aç.

Sarsın sımsıkı. Yıkasın sinemizi.

Pırıl pırıl olsun sözlerimiz. Adaletin nefesi sinsin iÅŸlerimize. Yanlışlar dökülsün bir bir. Sayısız hissediÅŸ pencerelerinden, her birimize sır olan, sırdaÅŸ olan orucun anlattıklarıyla, yine yeniden ve kavi bir kıvamla; kendimize, sokaÄŸa, yeryüzüne, semaya bakmak için en büyük açıyla açılsın kollarımız.

Eve bahar dolsun.

Kalpler titresin ve kıta kıtaya baÄŸlansın. Kâbe evinin çocukları açsın ellerini semaya. Hamd, ÅŸükür ve sımsıcak gözyaşı...

AÅŸkın iÅŸareti gözyaşı...

Ramazan örsünde tevhidin solmaz rengiyle hemhal olarak aynı sofraya diz kırmak ve ak bir alınla secdeye varmak...

Açın “Kitab”ı!

Bu defa oruç mevsiminin iklimiyle “oku”; insanı, olayları, kâinatı. Noktası bulunmaz bir okuma. Hayretle okunan, hayranlık vadisine ulaşılan duraksız okuma.

Yeryüzünün en büyük hazinesi Kur’an.

Sayfaları açmadan önce yüreÄŸini aç.

Bahar geliyor. Varlığı bahar sevinci olan zaman geliyor evimize.

Ne mutlu sinesini yenilmez ülke gibi gererek, “Ben Müslümanım; Müslümanlardanım” diyene.

Mekân arınıyor, zaman ışıl ışıl,

Dünya tuzak, bin bir hile sürekli deviniyor, kılıktan kılığa girerek topraÄŸa çekiyor bedeni. Beden, hazları fark ettirmeden adım adım artırırken ruha sızı veriyor. Ahenk kaçıyor.

Mü’minleri konuk etmiÅŸ mescidler. Çocuklarda hayret, aÄŸyarda ÅŸaÅŸkınlık. Uzaklar nasıl yakın olur, Ramazan bilir. Kıtalar arası sofra açar ve davet eder Mü’minleri.

Oruç bir büyük “Usta”.

Zarafet, merhamet, sevgi ve dua bu sofranın taamı. Herkes talebi kadar “kaşık” sallar.

Pamuktan örsünde kuÅŸ tüyü çekiciyle bedeninden razı olan ruhu ve ruhu taşımaktan huÅŸu duyan bedenin ahengini kuruyor.

Sözler, eylemler, niyetler oruç tuttuÄŸunda insanla melek karışır birbirine. Yatay yaÄŸmurlar yaÄŸar Ramazan’da. Açık her pencereden dışarıya dua, içeriye rahmet sızar.

Tarifi gayri kabil bir nimet.

Mevla Mü’min kullarına küçük bir zahmet karşılığı akla sığmaz ödüller bağışlıyor. Bir ay ki, içinden rahmet geçiyor izahtan vareste.

Ve bayram.

Bir ay, içinde “bin ay”dan fazlası saklı.

Diriltici sevinç. Kıtaları, kuÅŸakları birbirine baÄŸlayan; görmeden kardeÅŸ kılan tevhidin gökyüzü mavisiyle sonsuza, yola çıkması.

Serçenin kanadına daÄŸ yüklenmiÅŸ de yıldızlar ÅŸölen kurmuÅŸ gibi.

Ramazan, cana can olan zaman...

Bir ay ki her günü bir baÅŸka rahmete açılan, sonsuzluk yurdunun kokusunu taşır.

Zaman saatlerden kurtulur Ramazan’da.

Ä°ftar açılır, sahur olur, imsak gelir ve gecelere gündüz yaÄŸar.

Nasıl da haddini bilir sözler. Ä°liÅŸkiler, kadife giyiÅŸiyle girer güne geceye. Sanırsın sema yeryüzüne iyilik çadırı kurmuÅŸ. Elini açana, gönlünü açana, pencerelerini açana hesaba gelmez erdemler destelemek var.

Dua tadında hissediş elde etmek talebe bağlı.

Ä°nsanın nutku tutulur önce.

Varlık söze girer, nimet konuÅŸur. Ä°nsan kendine ayna olur, sessizce arınmaya durur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.