Makale
Dinlemek zordur ve fakat başka da çaresi yoktur
EÄŸer insanları, rablaÅŸarak kullanacak amaç ve hedeflerin, güç ve organizasyonun yoksa, yaratılmış eÅŸitler olarak, hayatın farklı alanlarında ve hususlarında; iliÅŸkiler kurup, iÅŸ birlikleri geliÅŸtirmek, paylaşıp yardımlaÅŸmak için en uygun, elveriÅŸli, niyetli insanları bulmak ya da onlarla buluÅŸmak istiyorsan; hiç çaren yok dostum dinlemek zorundasın. Sadece dinlemek yetmez; söylediklerini iÅŸitmek, anlamak, anlamlandırmak ve deÄŸerlendirmek zorundasın.
Bu dinlemek tavsiyesi, iletiÅŸim uzmanlarının taktik düzeyde önerdikleri dinlemek eylemi ile karıştırılmamalıdır. Güncel halimizin önümüze getirip, mecbur bıraktığı stratejik bir zorunluluktan bahsediyorum.
Ä°nsanların içerisinde, hayatlarını inÅŸa edip, yürütebilecekleri, bununla tatmin bulacakları, birlikte, sürekli inÅŸa etmeye devam ettikleri, fıtratlarına uygun, adil, dengeli ve huzurlu bir atmosferde; israf etmeden, tükenmeden, kirlenmeden, desteklenerek yaÅŸadıkları koÅŸulların olmadığı bir demde; her ÅŸeyin yeniden keÅŸfedilip, anlaşılıp, tasarlanıp, inÅŸa edilmek mecburiyetinde olunduÄŸunu bir vakitte; herkesin bu sürece dahil olmak bilincine, niyetine, samimiyetine, formasyon ve kıvamına kavuÅŸmak zorunda olduÄŸu bir zeminde; bunları saÄŸlayacak usullerin, kurumların, örneklerin, geleneklerin elzem olarak ihtiyacına sahip olunduÄŸu bir zamanda; hale çare, yola yoldaÅŸ, sorunlara çözüm arayan; özgür ve hakikat peÅŸinde olanlar, aradıklarını bulmak için mutlaka sözleri dinlemelidirler ve doÄŸru olanlarına tabi olmalıdırlar.
Zira ÅŸu anda müthiÅŸ bir zihinsel, ruhsal, sosyal, iliÅŸkisel ve pratik kakofoninin, hercümercin ortasında; ÅŸeytanların çalıp, herkesin oynadığı bir durumda; bulmak için dinlemek, anlamak, iletiÅŸim ve iliÅŸki kurmak ve sonra da iÅŸ birliÄŸi yapmak mecburiyeti vardır.
Son zamanlarda tevafuken tanıştığım bazı kiÅŸilerin yazılarını, kitaplarını okudum, konuÅŸmalarını dinledim. EdindiÄŸim izlenimler arasında, bunların birçok hususta insanların mevcut çıkmazlarına, sıkıntılarına çözüm üretebilecek, bizlere ufuklar açıp umut kazandıracak, destekler saÄŸlayıp yol gösterecek kapasite, zekâ, yetenek ve potansiyellere sahip olmaları söz konusu olabilir. Bununla birlikte, iyi niyetleri ve kendilerince gayretleri de var. Ancak neredeyse hiçbirisi, sadra ÅŸifa bir performansı ortaya koyabilecek; zihin, ruh, fikir, eylem, hal ve iliÅŸki bütünlüÄŸüne ve berraklığına sahip deÄŸiller. Ayrıca zamanın öÄŸütücü ve yıpratıcı etkilerinden nasiplenip; Hali, ideali ve olması gerekenleri, anın vaciplerini ve bunları gerçekleÅŸtirecek hususları ve engelleri; bu çerçevede kendi durdukları ve olmaları gereken yeri; bunun için yapmaları gereken iÅŸ birliklerini ve bunu zorlaÅŸtıran nedenleri net olarak idrak edip gerekli adımları atmakta zorlanmaktadırlar.
Bu sıkıntı ve zorlukları mevcut halleriyle kendileri aÅŸamadıkları gibi, aÅŸmalarını mümkün kılacak iletiÅŸim ve iliÅŸkileri de gerçekleÅŸtirememektedirler. Bunun ağırlıklı sebebi ise mevcut durumlarını oluÅŸturan içsel etkiler gibi gözüküyor. Fakat bu insanların, mevcut engellerini aşıp, kendi görev ve sorumluluklarını yüklenmeleri de olmazsa olmaz cümlesinden bir mecburiyet gibi duruyor.
Bu insanlar müstaÄŸnilik iddialarından vazgeçip; takvadan gelen sorumluluklarını kuÅŸanabilmek için, "ihtiyaçları" olduÄŸunu kabul etmelidirler. Yorgunluk, bıkkınlık, umutsuzluk laflarını bir tarafa bırakmalıdırlar. Enaniyetlerini, gururlarını, kibirlerini ve zaaflarını dolaba kilitlemelidirler.
Kendilerini besleyip, eksiklerini tamamlayacak ve önlerini açabilecek insanları aramalıdırlar. Bu niyetle okumalı, izlemeli ve iletiÅŸim kurmalıdırlar. Artık bundan sonra inÅŸa edici dinlemek safhasına ulaÅŸabilirler.
Bulup da iletiÅŸim kurabildikleri insanlarla iliÅŸkiler, baÅŸlangıçta istiÅŸare ve iÅŸ birliÄŸi nitelikli olmamalıdır. Zira mevcut müktesebatla ortaya, sadra ÅŸifa, çok iÅŸe yarar ve etkili ÅŸeyler çıkmamaktadır. Bu safhada hedef, yeniden inÅŸa sürecinde yer alabilecek kıvama gelene kadar piÅŸmek, tamamlanmak yani yeniden inÅŸa olmak olmalıdır.
Bu eylem, söyleyecek sözü olduÄŸuna kanaat getirilen insanları; ön koÅŸulsuz, sabırla, dikkatle, sonuna kadar dinlemek biçiminde gerçekleÅŸmelidir. Bu dinleme eylemi, ancak fayda saÄŸlanamadığından kesin emin olunca sona ermelidir. Aksi durumda, netice alınana kadar sürmelidir.
Bu ancak, hakikat arayışında, kararını vermiÅŸ, temellerini oluÅŸturmuÅŸ, ana strüktürünü inÅŸa etmiÅŸ, yolu ve erkânı olan kiÅŸilerin yararlanabileceÄŸi ve sabredebileceÄŸi bir süreçtir. Bunlar, sabırlı dinlemelerden orijinal ve etkili bilgiler ve veriler elde edip, kendi seyirlerini muhasebe edebilir, düzeltip, tamamlayabilir ve takviye edebilirler. Farklı boyutlar, düzeyler, ufuklar ve yaklaşımlar elde edebilirler.
KonuÅŸanların benzerliklerini, farklılıklarını, tecrübelerini, tamamlayıcı noktaları ve iÅŸ birliÄŸine dair verileri öÄŸrenebilirler. Kendileri ve diÄŸerleri hakkında daha doyurucu kanaatlere sahip olabilirler. Bu süreçlerle; saygı, güven, ihtiyaç, talep ve usul geliÅŸtirebilirler.
Velhasıl bu dinlemelerle; ufuklara, hedeflere, kararlara, yöntemlere ve iÅŸ birliklerine dair veriler ve psikolojik takviyeler elde edilebilir. Yani halihazırda ihtiyaç olduÄŸu halde elde edilemeyenler bu vesile ile saÄŸlanabilir.
Yayın sıkışmış kısmında ezilmeye devam edenlerimiz; can havliyle bundan kurtulmak için, yayın rezonans yaptığı en uç noktalarda dağılıp, zerrelere ayrılmış olanlarımız; rezonans salınımında, henüz karara ulaÅŸamamış ve ıstırap çekenlerimiz için de kulağını ve yüreÄŸini açıp bulmak niyetiyle, hakikate iliÅŸkin olanları dinlemek mecburi gibi duruyor.
Dedim ya dinlemek çok zordur ve fakat baÅŸka da çare yok gibi gözüküyor. DeÄŸer ve deÄŸerli gördükleri herkes birbirlerini dinlemelidirler. Söyleyecek sözü olanlar da söylemelidirler.
Henüz yorum yapılmamış.