Sosyal Medya

Makale

Oyun Üstüne Oyun Kurmak ve Ümmetin Yeniden Dirilişi

Batılı devletler, oyun üstüne oyun kurmakta pek mahirdirler… Onlardan ders alan yeni aktörlerde benzer bir konuyu gündemleÅŸtirerek kendilerini haklı çıkarmanın yollarını döÅŸemekte kararlılar. Kirli propaganda yöntemlerinin kullanılması ise zaten pek bilinen bir ÅŸeydir.

Kaotik bir zemine doÄŸru sürüklendiÄŸimizin bilinci ile hareket etmenin ne kadar önemli olduÄŸunu ancak karşı karşıya kaldığımız çatışma, bölünme ve ölümlerle anladığımızda geç kalmış olacağız.  Bu kaotik zemin her zaman yeni bir düzenin ipuçlarını sunmaktadır. Kriz giderek derinleÅŸtirilmektedir. Uluslararası siyasal sistemin krize girmesi, batılı deÄŸerlerin ve kavramların içinin boÅŸ olduÄŸunun ayan beyan açığa çıkması ve yeni aktörlerin öne çıkışı ile birlikte yeniden bir hamle ile istediklerini almaya çalıştıklarını görebiliyoruz, kendilerini sistemin sahibi sanan erkler…

Batı, Avrupalı deÄŸerler üzerinden kendi dışındaki dünyayı kendilerine köle kılma adına onları parçalayacak iÅŸler yapmaya devam ediyorlar: Mezhep çatışması, din çatışması, etnik çatışmalar… Uzun zamandır, ele geçirmek istedikleri topraklarda etnik ayrımlar, erkek kadın ayrımı, mezhepsel çatışmalar, inanç çatışmaları vesaire ile kendilerine adam devÅŸirmeler ve böylece orada iktidar üzerinden bir hegemonya kurarak oranın yer altı ve yer üstü zenginliÄŸini ele geçirmek istemektedirler. Modern tarih boyunca bunları uygulayarak elde etmek istediklerini elde ettiler. Ä°lk kez Gazze meselesinde bataklığa battılar. Bütün dünya, iktidar erkleri tarafından sessiz kalmasına raÄŸmen vicdanlı insanların ayaÄŸa kalkması ve özellikle Gazze halkının kahramanca direniÅŸi ile istediklerini elde edemediler. Soykırımın her türlüsünü uyguladılar. Ambulanslara saldırdılar, yaralıları tedavi olmaktan alıkoydular, okulları kapattılar, kadın ve çocukları taammüden öldürdüler, gazetecileri öldürdüler, aç, susuz bıraktılar. Ama bu kahraman halk direndi. Ve batılıların ne kadar gereksiz insanlar olduklarını bütün dünyanın suratına çarptılar.

Önce ulusalcılık diye bir ÅŸey çıkardılar. Ä°mparatorlukları parçaladılar. Sonra ulus kavramını ırk/etnisite olarak betimlediler ve böylece ulus devletleri kendi kontrolleri altına almak için demokratik siyaset, özgürlük vesaire ile halkları böldüler ve parçaladılar. Ä°ktidarları kendilerine boyun eÄŸer hale getirdiler. Bölgesel dayanışmayı engellemek için mezhepler çatışmasını körüklediler. Ä°ran ve Türkiye gibi ülkelerin birlikte hareket etmelerine mani olmanın siyasal yollarını döÅŸediler. Buna raÄŸmen, bölgesel zeminde kendilerinin kontrolünde olan iktidarları korumaya aldılar. EÄŸer, kendi iktidar erkleri devrildilerse veya seçim kaybettilerse, yeni bir darbe ile iktidarı kendi yandaÅŸlarına vermeye çalışıyorlar. Bunun bir sürü örneÄŸi hala hafızalarda ve bugünün gerçekliÄŸi olarak önümüzde durmaktadır.

Suriye özelinde meydana gelen deÄŸiÅŸim, kabul edilmiÅŸ gibi davranarak çok kısa bir süre sonra yeniden baÅŸladılar, mezhep, ırk temelli bir çatışmayı körüklemeye… Mesele ise kendi iktidar alanlarının kaybedilmesine olan hazımsızlıktır. Ama her zaman kendilerine kullanacakları aparatlar bulmakta zorlanmadıkları için yeni erkler ile yollarına devam etmektedirler. Mesele Suriye’de kimin iktidar olması meselesi deÄŸil, mesele, Suriye üzerinden küresel sistemin yeniden dizayn edilmesi kadar, DoÄŸu Akdeniz Gazı ile ilgili sorunun çözümünü de içermektedir. Türkiye’nin bölgesel güç olmaktan küresel bir güce dönüÅŸmesi ve Suriye özelinde ise DoÄŸu Akdeniz Gazı üzerinde kuracağı iktidar olma arayışını peÅŸinen baltalamaktır. Bunu engelleme adına ise, Suriye iç çatışmasının haritasını yeniden gündemleÅŸtirdiler. Åžiilik, Kürtçülük, Dürzîlik vesaire ile yakında da laiklik ve demokrasi havarileri de sokaÄŸa çıkarsa ÅŸaÅŸmamak lazım… Çünkü bu oyun son iki yüzyıldır sürekli tekrarlanarak oynanmaktadır. Ama halklar bir türlü bu temel gerçeÄŸi kavramamakta inat etmektedirler. Hâlbuki bölgesel devletler, birlikte hareket ederek kendi yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi halkları ile birlikte paylaÅŸsalar, kendi aralarında adalet ve ahlak temelli bir iliÅŸki kurarak birlikte yaÅŸamayı baÅŸarsalar da bu batılı sömürücü zalim devletleri kendilerinden uzak tutarak kendilerine ve halklarına bir iyilikte bulunsalar. Ama yok, illa onlarda kendi bölgesel güçlerini korumak ve kendilerine müttefikler bularak kendi iktidar alanını geniÅŸletme arayışını sürdürmektedirler. Bu durumun yarın kendi baÅŸlarına da bela olacağını hesaba katmadan yapmaları ise tam bir hamakat örneÄŸidir…

Çözüm ise hem kolay ve hem zordur. Kolay olması, bütün bu çatışmaların; ırk, renk, cins, inanç ve mezhep ayrımlarının batılı iktidar alanını koruma adına yapılmış ve alevlendirilmiÅŸ olgular olduÄŸunu kabul etmektir. ZorluÄŸu ise, bu çatışma alanları üzerinden kendi erk ve güç arzusunu saÄŸlayan ihanet eden bir kesimin varlığı, ihaneti içerde aramak ve dışarıdaki ihaneti ise karşılamanın daha kolay olduÄŸu gerçeÄŸini de bilerek bu olguyu düÅŸünmektir.

Müslüman devletler açısından ele aldığımızda mesele zaten kendi açıklığı ile ortada durmaktadır. Kısa ve istisnai dönemler hariç bu sorunlar hiçbir zaman Müslümanların gündemini meÅŸgul etmemiÅŸtir. Siyasi çatışmalar hiçbir zaman tam olarak bir mezhep ayrımına ve ırk ayrımına tekabül etmemiÅŸtir. Farklı dinlerin müntesiplerinin müslüman ülkelerde yaÅŸadıklarını ve hiçbir zaman toplu bir sürgüne katliama maruz kalmadıklarını biliyoruz. Son iki yüzyılda neredeyse onlarca müslüman katliamı ve sürgün yaÅŸayan müslüman halklar biliyoruz, doÄŸudan batısına her yerde…

Åžimdi yeniden düÅŸünme zamanı… Müslümanlar, mezhep, ırk ve benzeri ayrımların modern bir çatışma aracı olduÄŸunu bilerek kendi aralarında barışı ikame etmeyi baÅŸarmalılar. Yoksa hepsi yok olup gidecektir. Ä°hanet edenlerde sırası geldiÄŸinde yok edileceklerini bilmeleri ÅŸarttır.

Birlik ve bütünlük için gereken temel ÅŸey; Türk, Kürt, Arap ve Acem kadar farklı mezhepleri ve hatta farklı dinlere sahip yapıların da katılacağı büyük bir barışın ikamesidir. Aradaki fitne fücur hareketleri devre dışı bırakarak haklar kendileri bir araya gelerek birlikte kardeÅŸçe dün paylaÅŸtıkları ÅŸeyi bugünde paylaÅŸmayı irade ederek yeni bir dünyanın kuruluÅŸunu ilan etmelidirler.  O yüzden Kürt kardeÅŸlerim, öncelikli olarak müslüman olduklarının farkındalığına sahip olmalıdırlar. Türk kardeÅŸlerim de Kürt kardeÅŸlerinin binlerce yıldır birlikte yaÅŸadıklarını ve birlikte kâfirlere karşı cihat ettiklerini hatırlamalılar. Birlikte var oldukları zaman onları yenecek bir kâfir güç bulunamayacaktır. Müslüman olmalarını hatırlamayı Arap kardeÅŸlerimiz de öncelemelidirler. Müslüman olduÄŸunu hatırlayan Araplar, Türkler ile Kürtler ile birlikte bu topraklarda kardeÅŸçe yaÅŸadıklarını anımsayacaklar. Birlikte paylaÅŸtıklarını, birlikte at sırtında koÅŸtuklarını, aynı topraklar için birlikte öldüklerini de hatırlayacaklar. Ve bu yeni durumun ÅŸeytanın bir oyunu olduÄŸunu idrak ederek kurtulmanın imana yaslanmak olduÄŸunu bilmelidirler.

Åžiiler, yıllarca iktidar savaşı verdiler. Bu yüzden hep bir çatışmayı öncelediler. Hâlbuki Åžii olmak veya Sünni olmak, müslüman olmanın ötesini iÅŸaret etmez! Farklılıkları ise müslüman olmanın zenginliÄŸi olarak deÄŸerlendirilmelidir. Hep kardeÅŸçe yaÅŸanmışsa bugünde kardeÅŸçe yaÅŸanabilir. Yeter ki sadece batılı nifakın farkındalığına sahip olunsun ve ondan beri olmayı toplumsallığın bütün kesimlerinde bir karşılık oluÅŸturulsun…

Ya düÅŸmanın çizmesi altında ezileceksin ey Müslüman veya kardeÅŸinle barışık yaÅŸayarak düÅŸmanı rezil rüsva ederek kendi iktidar alanını selam üzere kuracaksın. Karar senin ve irade senin tekelinde, sorumluluk da sana aittir. Her müslüman üzerine düÅŸen sorumluluÄŸu yerine getirmelidir. Ve her müslüman kendi iktidar erkini de selam iklimine taşımaya ahdetmelidir.

Temel ilke, bütünün çıkarları elit bir kesimin eline bırakmadan her kesin kesimin faydasına olmasını saÄŸlamaktır. Kendi çıkarını ise bütünün çıkarına feda ederek bütünlüÄŸü koruma altına almaya ahdetmiÅŸ bir hareketi oluÅŸturacak ve ümmeti yeniden diriltecek bir ruhun uyanışını temin etmek olmalıdır.

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.