Makale
sen kişinin dostlarına bak, adamı, dostları tanımlar?
sen kişinin dostlarına bak,
adamı, dostları tanımlar…
görüyorsun işte, adamın ciğeri beş para etmez ama buna rağmen
üzerinde sırf inancına ait bazı kırıntı değer ve yargıları var diye düşman kazanır...
veya,
ismi, coğrafyası, hatta ten rengi bile ötekileştirme sebebidir...
saçlarını sarıya boyarlar, tenini açarlar sayısız müdahaleyle,
evet evet onlar!
bazı siyahi kişilerin beyaz adama onca öykünmesine rağmen,
spor müsabakalarında veya sinema, tiyatro, müzik salonlarındaki onbinleri
çok zaman eğlendirmesine rağmen,
veya beyaz adamın hizmetlerinde koÅŸar dururken yine de maymun muamelesi görürler…
pis zenci!
çok uzağa da gitmeyelim,
sadece ismi, ahmet, muhammed, aişe, fatıma
olduğu için düşmanlar kazanır insanlar.
kabukta bir ÅŸeyler olduÄŸu halde, yolun kokusu sinmiÅŸtir. bu kadar.
yolu hatırlatan ne varsa iÅŸte yolun sahibi olan aziz Allah’a düşmanlıkları nedeniyle
sadece basit bir ritüel bile kişiyi öteki yapar...
acı olan böylesi düşmanlıklar üreten zihniyete yaranmak, ilgisini çekmeye çalışmak
hani “biz de sizler gibiyiz” diyen o haller var ya!
onları taklit edersek kabul görürüz anlayışı.
keler deliğine girseler, arkalarından girilen yakınlıklar kurulmuştur...
ilk tekmeyi yiyecek olan yine de onlardır.
tarihimiz ibretlik hikayelere ÅŸahittir...
ah ki ah..
bu nasıl bir aymazlık ve yola ihanettir ilahi!
nereye mi geliyorum?
yani diyorum ki;
çok zaman, kişiler üzerindeki vasıfları nedeniyle haklı düşmanlar kazanmış değildir.
öyleyse
kişiyi tanımlayan düşmanları değildir...
yani tek başına düşmanlarına bakarak kişiye katma değer veremezsiniz
çok yerleşik bir anlayış vardır söylenir durur;
“düşmanlarına bak tarafını seç” diye.
bunun yanıltıcı olabileceğini söylemeye çalışıyorum...
öyleyse, doğru olan ne?
sen kişinin dostlarına bak...
adamı dostları tanımlar
dost;
sırdaş olan, gönlünü açtığın kişidir
kaybedeceÄŸin belli olduÄŸu anda bile,
kendinin de kaybedecek olmasına aldırmadan senin yanında duran,
acıyı, sevinci paylaÅŸan…
"geleceÄŸini biliyordum” dediÄŸin kiÅŸi var ya! iÅŸte o dur dost...
acının insanı kuşattığı anlar da, etraftakiler akıl vermeyi dostluk zanneder.
akıl değildir ki o ara ihtiyaç olan.
gözünün içine bakan ve elini elinin üzerine koyan ve
acına göz yaşını harman eden adamın adıdır dost...
dost, ah!
anadan, babadan yardan, evlattan, damattan dost olmaz.
onlar senden bir parçadır zaten.
senden gayri ama senden gibi olan var ya!
sırdaşın gönlünü açtığın kişi, ha işte o...
üç dost vardı, tanırsınız.
hem de nasıl dost;
risaletin geldiği o gün nasıl da sarsılmıştı ama,
sonra tahire’sinin dizlerine başını koyup sükun bulmuÅŸtu ya!
son nefesini verirken de yine bir kadının, hümeyra’sının dizlerindeydi başı...
peygamberler emaneti verdiÄŸi yerde defnedilir dediler ve
ayşe annemizin hücresinde toprağa verildi...
sonra iÅŸte bilirsiniz ayÅŸe annemiz
sevgili babası ebu bekir'in arzusuna hayır diyemedi,
baba iÅŸte...
cenazesi dostun, aziz olanın kıyıcığına konulmuştu.
diğer yanına kendisi için ayırmıştı ayşe anne.
bir de ömer’in peygamber yanına gömülmeyi arzu ettiÄŸini de biliyordu...
ömer ölünce üç dostu ayırmak istemedi,
kendi hakkından vazgeçti,
dostlar ayrılmasın diye...
duyuyor musunuz?
dostlar ayrılmasın diye en sevgilinin yanında kendisi için ayırdığı yeri ikram etmek...
bu nasıl bir dostluktu ki, kişiyi eşinin yanındaki yerinden vaz geçirdi...
dost işte... aynı yere gömülürler.
milyonlar ÅŸimdi ziyaret ettiklerinde selam ederler ya Aziz olana,
yanındaki yatan dostlarını da anarlar isimlerini...
dostluklarına şahittir müminler...
ömer’i, ebu bekri tanımlayan sadece inanmışlıkları deÄŸildir ki,
aziz peygamberin kendine dost diye seçmesidir...
Ä°ÅŸte dediÄŸim tam da böyle bir ÅŸey…
ey yolcu
düştüğün yol kaderindi...
sen seçmedin.
CoÄŸrafya, anan, baban bilirsin iÅŸte...
bunlar nedeniyle üretilen düşmanlıklar ötekileştirmeler seni tanımlamaz...
sen edindiÄŸin dostlara bak…
nasıl dost edinilir mi diyorsun?
kolay, valla...
ben müminlerin dostuyum diyor ya Allah,
bu nasıl bir seçkinliktir ilahi...
öyleyse
Allah’ın boyasından daha güzel boya var mıdır?
o boya, yürüdüğün yolun rengi olsun,
sıbgatullah'a dostların vurgun olsun
o boya
bilinmez, görülmez değildir ki
onu diyorum...
ey yolcu
Allah’ın dost bildiklerini kendine dost edin...
onlar senin yoldaşın olsun...
paylaşmaya değer gördüğünüz yazılarımın dilediği kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir. valla!
https://www.hertaraf.com/koseyazisi-mustafa-akmese-sen-kisinin-dostlarina-bak-adami-dostlari-tanimlar-4464
Henüz yorum yapılmamış.