Sosyal Medya

Makale

İnsanlığın içinde var olduğu şartlar

Ä°nsanlığın içinde var olduÄŸu ÅŸartların kendisi insanlığın geleceÄŸini belirleme özelliklerini taşımaktadır. Bu ÅŸartları geriletmek veya ortadan kaldırmak için mevcut ÅŸartları reddeden bir yaklaşımın genel bir kamuoyu sürecine mebni olarak kabulünün saÄŸlanması ise ÅŸartları gereÄŸi nerede ise imkânsız bir durumdur. Yeni bir Peygamber gelmeyeceÄŸine göre ve Peygamber varisi olabilecek bir sınıfın oluÅŸumunun bütün ÅŸartları ortadan kaldırılmış iken bunu saÄŸlamak ise beyhude bir çaba… Ayrıca mevcut ÅŸartlar, kendisine yöneltilen her hareketi deÄŸiÅŸime ve akamete uÄŸratarak kendi güvenliÄŸini saÄŸlama alma konusunda çok önemli tecrübelere ve tarihsel zemine sahip olduÄŸunu ispat etmiÅŸtir…

Dekart ile başlayan modern düşünce, aynı zamanda yeni bir hümanizmanın da kapısını aralamıştır. Bu çerçeve içinde aydınlanmayı iki dönemsel ayrıma tabi tuttukları bilinmektedir. Dekart öncesi ve sonrası olarak betimlenmektedir. Çünkü Dekart öncesi hümanizma, aşkınlık ile bağını muhafaza eden bir hümanizma iken, sonrasında ise bu aşkınlık ile ilişkisi koparılmış, salt kendisi kalmış bir hümanizma olarak öne çıkmaktadır. Yaşadığımız süreçte ise Post Hümanizm ise zaten hümanizmayı aşan ve yeni bir varlık kategorisine yönelen bir yaklaşımı öne çıkarmaktadır. Toplumsal Cinsiyet kavramı ve İklim değişikliği tezleri içinde bu yaklaşım biçimi küreselleştirilmeye çalışılmaktadır.

Mevcut durumda Yapay Zekâ temel bir iÅŸlevselliÄŸe sahip olmaya baÅŸlamıştır. Bilimsel çalışmalardan, yazarlığa kadar, akademik hayattan, sosyal hayatın düzenlenmesine kadar etkili bir ÅŸekilde kullanılmaya baÅŸlanmıştır. Hatta Yapay Zekâ sanatsal faaliyetlere de baÅŸlayarak, edebiyat, roman, hikâye, ÅŸiir ve benzeri konularda da ileri safhalara taşınmaktadır. Ä°ÅŸlerin kolaylaÅŸacağı bir zeminden insanın gereksizliÄŸine ve anlamsızlığına doÄŸru bir sürecin baÅŸladığı gözlemlenebilir olmuÅŸtur… YaÅŸamın her alanında kendisine önemli bir iÅŸlev yüklenmiÅŸ Yapay Zekâ yaÅŸamı kuÅŸatarak insana nefes alacağı bir zemin bırakmamaktadır. Zaman içerisinde insanın trans hümanizm üzerinden insan makine birlikteliÄŸine süreç içinde de insanı aÅŸan yeni bir türe yönelik bir zemine doÄŸru insanlık sürüklenmektedir.

Modern düşünce, insanı aşkınlık ile bağını kopartacak zemini inşa ederek insanı yeryüzünde bir tanrı gibi tasarımlayarak onu Rabbi ile bağını kopartmasına zemin oluşturarak yalnızlaştırdı ve yabancılaştırdı. Post Modern dönemde ise insanın kendisine ait hakikatini de parçalayarak insana ortaklar koşmaya başladı. İnsan, monist bakış üzerinden tekçi hakikatini kaybetti ve kendine yeni ortaklar bulmaya mecbur bırakıldı. Bu mecburiyet onu yeni arayışlara sürükledi. Parçalanan hakikat, insanın parçalanmasının zeminini inşa etti. Böylece insan, çoğul karakteri ile sahip olduğu bütün meziyetleri parçalayarak erdem, anlam ve ahlak anlamında elinde ne varsa hepsini kaybetmek zorunda bırakıldı. Kendisi de bu duruma teşne bir tutum takınarak kendi sorumluluğu da eklenmelidir.

Bu durumu saÄŸlayacak üç temel unsur öne çıkarılmaktadır. Birincisi, para. Ekonomik hayatı elinde tutanların belirleyici bir rol üstlendiklerini gözlemliyoruz. Ä°kincisi, iktidar, güç temerküzü… Üçüncüsü ekonominin desteklediÄŸi iktidar, güç temerküzünü saÄŸlayarak yeni bir dünyanın varlığını zorunlu kılmaktadır. Ä°ktidar, demokratik teamüllerden otoriter teamüllere doÄŸru bir sürükleniÅŸ içinde var olmaktadır. Pandemi ile birlikte disiplin toplumundan otoriter topluma geçiÅŸ yapıldığı ileri sürüldü ve bugüne kadar gözlenen ÅŸeyde bunu desteklemektedir. ABD baÅŸkanının ‘Gazze halkını tamamen topraklarından sürelim ve oraya yeni bir turizm beldesi yapalım’ demesini nasıl açıklayabiliriz ki…

‘Ä°deolojiler çağı sona ermiÅŸtir’ derken kastedilen ÅŸey, modernleÅŸmenin rasyonel ve pozitivist bakışın sunduÄŸu monist yaklaşımın tükendiÄŸini ve yeni bir çaÄŸa geçiÅŸ olduÄŸunu beyan sadedindedir. Bu beyan aynı zamanda aydınlanma ideolojisine yöneltilecek bütün düşünce arayışlarına set çekmek ve onları peÅŸinen mahkûm kılmaktır. Gazze olayı, Hamas’ın Gazze’den sökülüp atılması çabaları ve bu çerçeve içinde Filistin davasının taşıdığı uyanışı peÅŸinen yok etmenin bir imkânına dönüştürülmesi de bu çerçevede anlamını bulacaktır.

Sosyal medyanın varlığı, sanat ve spor, eÄŸlence kültürü gibi belirli mekânları iÅŸleten yapılar yerine yaÅŸamın bütününü kapsayacak bir derinliÄŸe sahip yeni bir tarza geçiÅŸ yapıldığı ve buna dayalı olarak istatistikler üzerinden insanın yeniden yapılandırılması tezinin bir karşılık üretebilmesi için gereken verilerin saÄŸlanması ve tecrübe edilmesini saÄŸlamaktadır. Ä°nsanın bütün zamanını çalan yeni bir durum ile karşı karşıya kalan insan, ne yapacağını bilemez durumda kendisine sunulan bu yeni durumu kabullenmek zorunda bırakılmaktadır. Zaten karşı çıkma imkânı da yoktur. EÄŸer istenilen tepkilerin dışında bir tepki verirseniz ve bu sakıncalı bulunursa hemen size karşı bir önlem alınmakta ve paylaşımlarınız yasaklanmaktadır. Zaten bütün mecralar kendi ellerinde bulunmaktadır. O yüzden size verilen ruhsat kadar iÅŸlevsel olabilirsiniz. Bunu Gazze özelinde birçok arkadaÅŸ yaÅŸamıştır. Sürekli paylaşımlarımız sakıncalı bulunmuÅŸ ve silinmiÅŸtir. Böylece kimin sözünün geçerli olduÄŸu sürekli hatırlatılmaktadır.

Daha önemli bir nokta ise, kişilerin sahip oldukları düşünce ve ideolojilerine yönelik farklılıkları mazur ve meşru görme ile birlikte o ideolojiyi birden fazla parçaya bölerek birbirleri ile uğraştırarak asıl uğraşılması gereken şeye yönelik etkisini ise sıfırlamayı başarmalarıdır. Ve buna dair bir tepkisellik pek oluşmamaktadır. Herkes ve kesim kendisi adına bir işlevsellik arayışında, toplu, birlikte bir şeyler yapma arayışı ise ufukta görülmemektedir. Varsa bu arayışlar çok cılız kalmaktadır. Çünkü buna yönelik güçlü bir sansür ve engel hazırda bekletilmektedir.

Temel soru ÅŸu: Ä°nsan var olduÄŸu ÅŸartlar ile mi yetinmeli, yoksa kendisini gerçekleÅŸtirecek yeni ÅŸartları mümkün kılabilir mi? Modern düşüncenin varlığı bile yeni ÅŸartların, yeni imkânların devÅŸirildiÄŸini bize göstermektedir. O zaman, insan kendi ÅŸartlarını inÅŸa eden bir irade ve beceriye sahip olmaktadır. Bu iradesini ve becerisini, mevcut ÅŸartları eÄŸer kendisini erdem, anlam ve ahlaktan uzaklaÅŸtırdığını düşünüyorsa onu deÄŸiÅŸtirmeye yönelik olarak kullanıma açmalıdır. Bunu saÄŸlayacak olan ÅŸey ise; erdem, anlam ve ahlakı inÅŸa edecek bir düşüncenin varlığı ve ona olan ihtiyacın belirginleÅŸtirilmesidir. Ä°nsan, eÄŸer yaÅŸadığı hayatın kendisini yalnızlaÅŸtırdığını, yabancılaÅŸtırdığını, anlamsızlaÅŸtırdığını, ahlaksızlaÅŸtırdığını fark ediyor ve bunu deÄŸiÅŸtirmek istiyorsa, o mevcudu oluÅŸturan bütün unsurlardan azade olarak önce kurtulmalı ve sonra yeni bir düşünce, eylem ve toplumsal yaÅŸamı inÅŸa etmelidir.

Ä°nsanlığın kurtuluÅŸunu saÄŸlayacak arayışlar, dinler, felsefelere dikkatle bakıldığı zaman, Ä°slam hariç neredeyse bütün düşünce ve kültürler modern düşüncenin baskısı altında deÄŸiÅŸime uÄŸramıştır. Ä°slam ise Müslümanların zihni yapıları dönüşüme uÄŸratılarak zaafa uÄŸratılmak istenmektedir. Ama Ä°slam ve Müslümanlar arasındaki o derin baÄŸ, yeniden teÅŸekkül edilebilecek özel bir ilahi inayete sahiptir. Bu yüzden Ä°slam üzerine deÄŸiÅŸim operasyonları entelektüel zeminde, ideolojik zeminde ve eylem zemininde süreklileÅŸtirilmiÅŸ bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirilmektedir. Müslümanlar ise kendi bütünlüğünü kaybettikleri gibi tarih ile sahih ve sahici bir baÄŸ kurma imkânlarını da berhava ederek kendilerini biçare ve yalnız bırakmaktadırlar.

Müslümanlar, yeniden Ä°slam ile Ä°slam’ın iman amel bütünlüğünü saÄŸlayan usulüne uygun bir iliÅŸki ve iletiÅŸim kurmayı baÅŸarmalıdırlar. Ancak bu ÅŸekilde mevcut dinin, ideolojinin, ekonominin, gücün ve iktidarın oluÅŸturduÄŸu Gayya kuyusunu aÅŸarak kendi varlıklarını inÅŸa edebilirler.

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.