Sosyal Medya

Makale

Ben adam mıyım?

Hayata gözlerimiz açtığımız her gün; onlarca, yüzlerce, belki binlerce olgu ve oluÅŸla, tutum, davranış ve yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Memnun oluyoruz, seviniyoruz, üzülüyoruz, kızıyoruz, kahroluyoruz, kırılıyoruz, nefret ediyoruz, küsüyoruz vesair… Arada bir karşılaÅŸtığımız adamlıklar bize umut verirken, aslında kendimizde yoksunluÄŸunu yaÅŸadığımızı hep baÅŸkalarında arıyor ve oradan bakıyoruz hayatlarımıza. Hep öteki üzerinden okuyor, anlıyor ve tutum alıyoruz. O zaman ben öteki için “adam” mıyım?

En küçük adamlığın dahi yalanına ceket verilecek günlerdeyiz. Güncel hayatın rutinleriyle görüp iÅŸittiklerimiz referanslarımız oluyor. En çok sesi çıkanları, en çok korkutan/korkulanları, öfke kusanları görüyor, dinliyor; bu bilgilerle de tutum alıp, taraf ya da düÅŸman olarak yaşıyoruz.

Bölge, ülke, dünya ölçeÄŸinde imal edilmiÅŸ, yapılandırılmış tarifler üzerinden oluÅŸan anlamların biriktirdikleri, anlık davranışlarımızda hatırı sayılır bir yere sahip. Mesela; deÄŸneksiz köyün köpekleri Amerika’dan afkururken, on binlerce delikanlı ve masum insanların ÅŸehadetleri üzerinde ÅŸehvetle tepinmeleri beni utandırmıyor bile. Hatta megaloman bir adamın aÄŸzından çıkacak barış ihtimallerine yalan ve sahte bir ateÅŸkes teraneleriyle anlam yükleyebiliyorum. 

Dünya bu katil, bu gâvurlarla daha iyi bir dünya olmayacak, biliyorum ve fakat nasılsa her gün, ağızlarından çıkacaklara dikkat kesiliyorum. Ruhumda, iç dünyamda Allah’tan daha fazla belirleyici oluyorlar ve ben bahÅŸedilmiÅŸ zafer naralarıyla oyalanmaya devam ediyorum.

Korkutarak yönetmenin psikolojik, askeri, ekonomik propagandası karşısında manipüle edilmiÅŸ, manipüle olmuÅŸ bir dünya, korkunç yalanlar üzerine kurulmuÅŸ bir dünya… Ve böylesi bir dünyanın sıradan vatandaşı olmaya razı olmak, tüm kölelik tariflerini geçersiz kılacak derinlikte…

Hak ve adalet iddiasındaki coÄŸrafyaların, baÅŸka bir yalanın parçası olma ihtimali çok daha korkunç ve de büyük bir yalana tav olma riskini beraberinde taşımakta. Gerçekte bir iltisakın kölesi olmuÅŸ ve fakat hamaset nutukları ile kör ve akletmeyen ama özünde samimi gözüken kitleleri, ayartmaktan öteye geçmeyecek gerçek veya zımni yalan beyanların muhatabı olmak büyük bir talihsizlik…

Korku ve öfkeyle yönetmek, baÄŸnaz ve önyargılı iliÅŸkiler, adaletin yalanına dahi gözyaşı dökülen bir coÄŸrafyada, dünyada yaşıyor olmak ve bundan hangi seviyede olunursa olunsun razı olmak, utanç verici deÄŸil mi?

Mesele ÅŸu olsa gerek ki; küresel ölçekte gördüÄŸüm, duyduÄŸum, okuduÄŸum, maruz kaldığım her ne var ise, bireysel ölçekte bana ne diyor ve sorumluluklarım. Ä°çerisinde bulunduÄŸum en küçükten en büyüÄŸüne kadar toplumsal olarak bize ne diyor ve sorumluluklarımız…

Elbette hala hayatta olanlarımız için vakit geç deÄŸil, imkân vardır. Ekin ve neslin düÅŸmanı oldukları, yaratıcı tarafından tescil edilmiÅŸlerin merhametine, ağızlarından çıkacak en küçük bir umut cümlesine odaklanacak kadar yönünü kaybetmiÅŸ olmak; devlet yönettiÄŸini iddia edenlerden en sıradan görülen insanımıza kadar üzerinde derin tefekkür edilmesi gereken bir durumdur. Ki bu “adam” olmak bahsini daha esastan anlamlı kılmaktadır.

Beyanatlar dünyasının en dayanılası olanı Allah deÄŸil de anlata anlata bitirilemeyen bilmem ne silahları ise; deriz ki sırtını Allah’a dayamayanın “adam” olma ihtimali yoktur.

Bana nimet olarak verilenlerin kıymetini bilip; her nerede, hangi sorumlulukla sınanıyorsam sınanayım, ÅŸükredici bir kul olma gayretim yok ise “adam” olma ihtimalim yoktur.

Az bir tadımlık dünyada içerisinde bulunduÄŸum kalabalıklara tav oluyorsam, her fırsatta, her ortam da kendimden mülhem ne kadar güçlü, zengin, bilen, kalabalık hesapları yapıyor isem, “adam” olma ihtimalim yoktur.

Ä°nsanlığın, imkânları, hakları, hayatları üzerine hesap yapanların hesaplarını okuyamayacak, göremeyecek kadar kör olup; özelde ve genelde hamaset nutuklarıyla kendimi ve kitleleri aldatıyorsam, “adam” olma ihtimalim yoktur.

Sözü olup da bana sözünü söyleyeni dinleyemiyorsam, uyarısı olup da enfüsümde gördüÄŸüm, bildiÄŸim halde uyarılmaya açık deÄŸilsem, “adam” olma ihtimalim yoktur.

Hangi inanca sahip olursam olayım, hangi ırktan, hangi topluluktan olursam olayım, kendi yanımda olanla seviniyor, sevindiklerim ile haklı olma kavgası veriyor isem, “adam” olma ihtimalim yoktur.

Yüzünü Allah’a dönerek, nefsinin ilahlığını reddedip, sadece Allah’a kulluk edemiyor, sadece O’ndan yardım dilemiyorsam, “adam” olma ihtimalim yoktur.

En küçük bir adamlık gördüÄŸünde gözyaÅŸlarına hâkim olamıyorsan, en küçük bir adamlığın yalanına ceketini vermeye hazırsan, en zayıf ve fakat “adam” olduÄŸuna inandığın birine yakınlık duyup yoldaÅŸ olmaya varsan, kimse üzerine hesap yapmıyorsan… Umut var demektir.

Benim bana dair sormam gereken soru ÅŸu; Ben “adam” mıyım?

 

Mustafa Öner

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.