Makale
Fıkra, Bisiklet Kaçakçısı
Fıkra, fikir veren hikaye (cik) dir.
Birçok zaman düşüncelerimizi, fikir veren fıkralar vasıtasıyla sunarız.
Aslında her fıkrada, bir fikir saklıdır. Kıssadan maksat nasıl hisse ise, fıkradan maksatta fikirdir.
Bu manada bir fıkra üzerinden meramımı açıklamak isterim.
Bir ÅŸahıs sürekli gümrükten bir bisikletle geçmektedir. Haliyle bu durum, gümrük memurunun dikkatini celbeder. Tabii, ÅŸahsın her geçiÅŸinde bisikletin arka selesine bir paketin de baÄŸlı olması, daha bir hayretine-merakına mucib olur görevli memurun. Gümrük memuru, her geçiÅŸte mutad incelemesini-denetlemesini yapar, bisikletin arka selesine baÄŸlanmış, nazara verilen paketi açtırır, lakin her seferinde açtırdığı paket, güzel ambalajlanmış bir pakettir, içinde ise taÅŸ vardır. Bir ÅŸeylerin kaçırıldığından emin olan memur, kaçırılan deÄŸeri bulamamanın da huzursuzluÄŸunu yaÅŸamaktadır, bir gün geçen ÅŸahsı durdurur ve sorar “sen bu gümrükten bir ÅŸeyi kaçak geçiriyorsun, buna adım gibi eminim, ne geçirdiÄŸini söyle, söz veriyorum hakkında tutanak düzenlemeyeceÄŸim”, almış olduÄŸu sözün rahatlığı ile, kaçakçı ÅŸu cevabı verir: “Ben bisiklet kaçakçısıyım.”
Gelin birlikte fıkrayı hayata uyarlayalım.!
Biz, gümrük memuru rolündeyiz. Çünkü bir yerde (dünya) mes’ulüz. Misyonumuz, görevimiz var, uyanık bulunmalıyız, uyumamalıyız, ihmalimiz önü alın-a-maz sorunlara yol açar-açabilir. Kaçıracağımız, ya da kaçırılacak her deÄŸerden dolayı, hesap vermekle mükellefiz. Donanımlı olmalıyız, bulunduÄŸumuz yerin hakkını vermeliyiz, ehliyet-dirayet sahibi olmalı ve bize tevdi edilen sorumluluÄŸun hakkını ifa-icra etmeliyiz. Bize emanet edilen yerin uyuyanı, firarisi, haini olmamalıyız.
Bakın, genelde nazara verilen ÅŸey neyse ona kilitleniyoruz, ÅŸeytan gözümüzün önüne dünyayı dayıyor, dikkatlerimizi dünyaya çekiyor, bizi oraya yoÄŸunlaÅŸtırıyor, meÅŸguliyetimizi ona hasrediyor, baktığımız hep o oluyor, dikkatlerimiz oraya dönük, “acaba içinde ne var?” merakıyla oyalanıyoruz. “Bir ÅŸeyler yakalayabilir miyiz” diye ömür tüketiyoruz, uyanık gümrük memuru olduÄŸumuz edasıyla havalanıyoruz çoÄŸu zaman, “benden bir ÅŸey kaçmaz-kaçırılamaz” kibrine kapılabiliyoruz. İçi taÅŸ dolu paketi (dünya) herkes görür-görüyor zaten, ferasetle bakmalı ve bisikleti görmeliyiz. Kaçanın bisiklet (ahiret) olduÄŸuna uyanmalı, uyanabilmeliyiz. Bir kere, kaçan bisikleti göremeyen göz, görevinde baÅŸarısız demektir. Bu vazifeli ÅŸahsın, karşı karşıya kaldığı bazı durumlar vardır: Tazir, meslekten men, sürgün, süresiz izin, soruÅŸturma, kızaÄŸa çekme vs. bunların hepsi baÅŸarısızlığın ifadesidir.
Kaçakçı, ÅŸeytandır. Onun vazifesi, süslenmiÅŸ olana nazarı dikkatlerimizi celbetmek, içi taÅŸ dolu olana (dünya) baktırarak, bizi oraya kilitleyerek, bisikleti kaçırmaktır. Kaldı ki mes’ul bulunduÄŸumuz yerin ön eÄŸitimi de verildi bize. Onun tuzaklarına dair, planlarına dair, tezgâhlarına, hile ve desiselerine, hinliklerine, mesaisinin bitmeyeceÄŸine dair çok uyarılar verilmiÅŸ bize. Onun bizi maÄŸlup etmesine asla izin vermemeliyiz.
Bisiklet, ahiret hayatıdır. Kalıcı değer, kıymet ifade eden değerdir, ahiret hayatı. Bitimsiz bir saadet beldesidir. Mutlu bir akibettir-sondur. Gözden kaçan-kaçırılan değerdir. Kalıcı değerle (ahiret) geçici olanı (dünya) takas edebiliyoruz. Sonsuz olan ahireti feda edip, sonlu-sınırlı olan dünyayı tercih edebiliyoruz.
İçi taÅŸ dolu paket dünyadır. Geçicidir, sonludur, sınırlıdır, asla hedef deÄŸildir-hedef edinilmemelidir, hak ettiÄŸi deÄŸer, ahirete oranla azdır-az olmalıdır. Ambalajın cazibesine kapılmak esası-asl’ı kaçırmaktır.
Gümrük memuru bilinciyle mes’uliyyetimizi müdrik olmalı ve kıssadan çok hisse, fıkradan çok fikir almalı-çıkarmalıyız.
Yasin AydoÄŸan
Henüz yorum yapılmamış.