Sosyal Medya

Makale

Asıl Olan Haktır Batıl Köpük Gibidir Temelsiz ve Dayanaksızdır

Ä°nsan hakikatin arayıcısıdır ama kaynağı deÄŸil. Buna baÄŸlı olarak haksızlığın sınırları da çizilmiÅŸtir. Hak asıl, batıl geçici (relativ) dir. Batıl olarak nitelenen her ÅŸey hakikat ölçü olarak alındığında ortaya çıkmaktadır.

Öncelikle Kur an ın tarihe bakışını, yaklaşımını belirtelim. Tarihi insanlar yapar. Allah tarihin müdahilidir yani Allah’ın hayata müdahalesine tarih diyoruz. Ä°nsanların eylemlerine göre Allah müdahale eder. Tarih ÅŸu an ile insanın ilk yaratılış anı arasında bir zaman dilimidir. Kur’an’ın tarihi hem düz hem de yukarı bir seyir içerisindedir. Ä°ki yatak akıyor, hak ve batıl... Bazen hak zirvede, bazen batıl aÅŸağıda. Kur anda da belirtildiÄŸi gibi Allah günleri aramızda döndürüp durur. Vahiy, tarihi olayları kainattaki ayetler olarak göstermiÅŸtir ki insanlar düÅŸünüp ibret alsın diye. Ayrıca bu ayetler toplumsal dönüÅŸümün ÅŸartları hakkında bilgi verir.

Kur an a göre tarih, toplumsal deÄŸiÅŸimlerin, çöküÅŸlerin ve yeni oluÅŸumların çevrimi içindedir. Bu döngüde belirleyici olan, toplumsal yapıların dünyevi gücü ele geçirip yükseliÅŸleri deÄŸil, güçlü iken veya güçsüz iken barışın, adaletin ve esenliÄŸin kaynağını oluÅŸturan yaratılış amacımıza uygun bir hal üzerinde olup olmadıklarıdır. Bu noktada Allah a ve diÄŸer iman esaslarına inanmış olmak veya inanmamak toplumsal veya tarihsel konularda insanları iki kutba ayırıyor. Müminler – müÅŸrikler- hak – batıl, ilk tarihten bu yana mevzi nedenlerden dolayı deÄŸiÅŸik sosyal iliÅŸkiler, sosyal gruplaÅŸmalar olabiliyor ama, hak-batıl kutbu insanlık tarihinden bu yana hep asıl mücadele eksenini oluÅŸturur.

Toplumsal olayların seyri tek yönlü deÄŸildir. Tevhid – ÅŸirk, hak-batıl ekseni çevresinde oluÅŸan farklı kolektif bilinçler vardı. Böylece insanın doÄŸru ile yanlış arasındaki imtihanı, hak çizgisinde sebat edenlerle, inkarcılar arasında mücadele yelpazesine taşındı.

Bireysel tercihlerde olduÄŸu gibi, toplumsal tercihlerde de sosyal ve nihai bir akıbet sorunu vardır. Kur an, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından çok daha güçlü nice toplumların günahları yüzünden nasıl çöktüklerine dikkatleri yöneltmektedir. <<Acaba yeryüzünde gezip dolaÅŸarak kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduÄŸuna bakmazlar mı? Onlar güç ve yeryüzündeki eserleri itibari ile bunlardan daha üstün idiler. Allah yine de onların günahları sebebi ile alıp yakaladı. Allaha karşı onları koruyanda olmadı. >> (Mümin 40/21) Tercihlerini batıldan yana kullanan toplumların, kendilerine verilen mühleti doÄŸru deÄŸerlendirmeleri beklenir. Yoksa onların sosyal ve nihai gelecekleri azapla kuÅŸatılacaktır. <<Sen o kafirlere de ki: EÄŸer (ÅŸirkten) vazgeçerlerse onlara geçmiÅŸ (günahları) maÄŸfiret olunur. EÄŸer yine(ÅŸirke) dönerlerse kendilerinden öncekilerin sünneti muhakkak devam etmiÅŸ olur>> (Enfal 8/38).Bu akibet Rabbimizin bildirdiÄŸi kaçınılmaz bir yasadır. (Kaf 50/36) ... Günümüzde de batıl üzerinde bina edilmiÅŸ sosyal sistemleri verilen mühlet dışında öncekilerin yasasından baÅŸkası beklememektedir. (Fatır 35/43)...Bu azap Allah’ın deÄŸildir, herkes kendi tercihiyle zulmü veya kurtuluÅŸu seçmektedir. <<Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler. Rabbinin emri gelince, Allah’ı bırakıp tapındıkları ilahları onlara bir fayda saÄŸlamadı. Zarara uÄŸramaktan baÅŸka bir ÅŸeylerini de artırmadılar>>(Hud 11/101)

Tarih, toplumsal yapıların iradi tercihleriyle oluÅŸmaktadır. Dünyevi üstünlük ise toplumlar arasında çevrilip durmaktadır. Ancak Allah’ın muradı, inananları ortaya çıkarmak ve onları galip getirmek noktasındadır. Zira Allah zalimleri sevmez. <<EÄŸer size bir yara dokunduysa o topluluÄŸa da öylece bir yara dokunmuÅŸtur. O günleri: Biz insanlar arasında döndürür dururuz. Ta ki Allah müminleri ayırt etsin. Aramızdan ÅŸahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez. (Al-i Ä°mran 3 /140)

Ancak üstünlük kendiliÄŸinden gelmez. Toplumsal diriliÅŸ ve bütünleniÅŸ ÅŸartlarını oluÅŸturabilen bütün toplumsal çabalar bu tarihi misyona ulaÅŸabilir. Zaten Rabbimiz toplumsal deÄŸiÅŸimin ve baÅŸarının ÅŸartını toplumun kolektif iradesine baÄŸlamıştır. <<... Gerçek ÅŸu ki bir toplum kendi özünde olanı deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah’ta hallerini deÄŸiÅŸtirip bozmaz...>> (Rad 13/11). Toplumsal çöküÅŸü oluÅŸturanda yine toplumsal iradenin tutumu ile alakalıdır. (Enfal 8/53) ...

Kur’an’ın tarihe bakışını belirttikten sonra, yine Kur an da, hak ve batıl kelimelerini en güzel ve anlamlı biçimde ifade ederek ortaya koyan ÅŸu ayete bakalım.

<<Allah gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çaÄŸlayıp aktı. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya bir meta saÄŸlamak için ateÅŸte üzerine yakıp erittikleri ÅŸeylerde de bunun gibi bir köpük vardır. Ä°ÅŸte Allah hak ile batıla böyle örnekler verir. KöpüÄŸe gelince o atılır gider insanlara yarar saÄŸlayacak ÅŸey ise yeryüzünde kalır. Ä°ÅŸte Allah örnekleri böyle vermektedir>> (Rad 13/17)

Batıl düÅŸünce sistemleri ve ideolojileri köpük gibidirler. Bir temelleri dayandıkları bir öz maddeleri yoktur. Ancak bir kargaÅŸa ortamında belirginlik kazanırlar ön plana çıkarlar sosyal kargaÅŸa dindiÄŸinde, doÄŸal dengeler yeniden kurulduÄŸunda ortadan kaybolup giderler. Kalıcı ve deÄŸiÅŸmez bir deÄŸer olarak sadece hak kalır. Yararlı olan sadece haktır. Hak kalıcıdır, yararlıdır ve süreklidir. Batıl, asılsız, köksüz, dayanaksız ve kuruntudan ibarettir. Hak gerçek ve kalıcı olandır. Bu anlamda yalnızca Allah haktır. O’nun isimlerinden biridir. Hakk.. Bu O’nun dışındaki her ÅŸeyin batıl olduÄŸunun yani Lebid’in ÅŸiirinde de (Allah’tan baÅŸka her ÅŸey batıldır) ifade olunduÄŸu gibi, aslında olmadığının ifadesidir. Çünkü yalnızca Allah vardır ve Ondan baÅŸka hiçbir ÅŸeyin hakikati yoktur. Kainatta, Allaha karşı olan durumunu iptal edip, yalnızca kendi nefsindeki durumuna bütünüyle dönebilecek tek varlık insandır. Bu yüzden insanın etki alanının dışındaki her yerde hakk vardır. Kur’an’ın açıklıkla ortaya koyduÄŸu gibi yerler ve gökler batıl olarak yaratılmamıştır yani onlar Hakk olanı ortaya korlar, bu yokluÄŸun deÄŸil, kendilerine ait olan Hakk olanı ortaya korlar, bu yokluÄŸun deÄŸil, kendilerine ait olan yoklukta görünümleriyle Hakk varlığının iÅŸaretçileridirler.

Ama insan iradesiyle, hakkı görmez, varlığı bırakıp yokluÄŸa düÅŸer, batıl yönüne gider. Bu bakımdan, Allah onu kendine kendi iradesiyle döndürmek için Kur’an’ı hak olarak indirir, hak olarak peygamberleri gönderir. Ä°nsan, eÄŸer bir köpük gibi kendi yaptığı batıla uyarsa cehennem onun için hak olacaktır. Ama hak geldiÄŸi zaman batıl yok olur gider. Köpük kaybolmaya mahkumdur, zaten batıl yok olucudur. Yoktur, kendi tabiatı gereÄŸi yoktur, ama bazen bir köpük gibi, aynadaki hayal gibi, bir gölge gibi ortaya çıkar, insan bu gölgeyi ve hayali hak sunarak peÅŸinden gider. Fakat, Allah neyin hak olduÄŸunu bildirdiÄŸi zaman, ışığın gelince karanlığın kaybolması gibi batılda yok olur gider. Fakat, insanlar batılda ısrar edecek olurlarsa hakkı görmeyecek olurlarsa, hak olan cehennemi ve azabı hak ederler.

Her zaman üstün olan haktır. Batıl, geçici bir süre hakmış gibi görülebilir. Bu bir yanılgıdır, körlüktür, kalbin kararmasının sonucudur. Ama, Hak her zaman ortada olandır, açıktır ve bellidir. Ama, batılı hak, varlığı yokluk sanan, gölgeyi ve aynadaki hayali gerçek sanan insanlar, hayaller ve gölgeler üzerinde kurdukları bilgi üzerinde gittikleri ve kendilerine ait olan yokluk yanlarına uydukları zaman hakkı göremeyebilirler ve batılda ısrar ederler. Fakat, hak kendisini bir gün mutlaka ortaya kor, dünya hayatında hayalleri gerçek sanan insanlar için ortaya koyamazsa bile, ahirette gölgelerin ve hayallerin yok olduÄŸu, köpüklerin gidip, kendisine uyan insanların yaptıklarının kaldığı alemde mutlaka ortaya kor ve o zaman, batılla avunan insanlar, neyin hak, neyin batıl olduÄŸunu açıklıkla görürler. Ama ne ki, artık cennet ve cehennemde bir hak olarak karşılarına çıkar ve herkes hakkını alır.

Åžu dünya hayatında gün olur batıl her tarafı kaplayabilir, üstün görünüp kabardıkça kabarabilir. GeliÅŸip her tarafı sarabilir ama yukarıda belirttiÄŸimiz gibi köpükten ya da tortudan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Çok geçmeden bir gerçekliÄŸi olmadığı, kalıcı bir ÅŸey olmadığı ortaya çıkacaktır. Ama hak, hep sessiz ve sakindir. Hatta kimi zaman bazıları hakkın köÅŸesine çekildiÄŸini, bozulduÄŸunu, kaybolduÄŸunu hatta ölüp gittiÄŸini sanabilir. Fakat hak, hayat kaynağı olan, su gibi, saf maden gibi yeryüzünde insanların yararı için hep varlığını sürdürecektir. Cenab-ı Allah böylece örnek veriyor. Kur andaki ilgili ayette. Davaların, düÅŸüncelerin söz ve davranışların mahiyetini doÄŸuracağı sonuçları bu ÅŸekilde belirler. O bir ve her ÅŸeyden üstün olan, karşı konulmaz bir güce sahip yüce Allah’tır. O’dur evrenin ve hayatın gidiÅŸini planlayan, görüleni ve görülmeyeni hak ve batılı kalıcı olan geçici olanı bilendir...

Asıl olan haktır, kalıcı olan haktır, batıl köpük gibidir, temelsiz ve dayanaksızdır.

 

Bünyamin DOÄžRUER

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.