Sosyal Medya

Makale

Varlığın en zarif hâli: İhtimam Ahlâkı

Ben batanları sevmem demiÅŸti Azer’in oÄŸlu. Nebiydi, tek başına bir ümmetti. Ben batanları sevmem demiÅŸti. Yol haritasını böyle seçmiÅŸti.

Batanları, yani kaybolup gidenleri deÄŸil hakikâti arayandı o.

Bir elime güneÅŸi diÄŸer elime ayı verseler bu davadan vazgeçmem demiÅŸti Abdulmuttalib’in torunu. Nebiydi, alemlere rahmetti.

Gaip olup gideni deÄŸil istikrarlı bir duruÅŸla müstakim olanı seçmiÅŸti.

Ä°ki peygamber özetinde tevhidi yürüyüÅŸün odağında kararlılık hakim. Rastgele deÄŸil özenli bir duruÅŸla vahiyden beslenen bir istikamet.

Sahabiler sanki başlarında bir kuş varmış gibi dinlermiş rahmet peygamberini. Her duydukları ile kendilerini yeniden imar edenler, hakikate teslim olanlar. Kaybolup gitmeyenler iz bırakanlar onlar.

Ä°htimam nedir diye bir ödev verilir mi talebeye? Ben verdim bir gün, üstelik nelere ve kimlere gösteririz ilavesiyle soruyu büyüttüm birazcık. Lügatten hayatlarına iniÅŸ yaptı bir sabah ihtimam. Bir tutam birbirlerine, bir tutam sözlerine, bir tutam yüzlerine, bir tutam ÅŸuraya, bir tutam buraya derken mevzu geniÅŸledikçe geniÅŸledi. Ä°htimam ile görmeye, ihtimam ile düÅŸünmeye, ihtimam ile ödev yapmaya, ihtimam ile kitap okumaya baÅŸladılar. Tefekkür yürüyüÅŸlerinde aÄŸaçlara selâm verip sarılıp kucakladılar. Öylesine içselleÅŸtirdiler ki içlerinden birisi yere düÅŸen güle basıp geçtiler diye aÄŸladı. Gülün yere düÅŸmesi bir dert, önemsemeden üzerine basılması apayrı bir dert. Lakin hepsinden öte yere düÅŸen güle basıp geçtiÄŸi için bir insan ardından dökülen gözyaşındaki asalet kurguyu yeni baÅŸtan inÅŸa ediyor:

Birinci sahnede bir gül yere düÅŸüyor.

Ä°kinci sahnede bir adam önemsemeden üzerine basıp geçiyor.

Üçüncü sahnede adımları tek tek kaydeden bir çocuk yere düÅŸen ve üzerine basılan gül için aÄŸlıyor.

Son sahnede ise ÅŸehrin en uzağından koÅŸarak gelen bir çocuk “yere düÅŸen güle bastılar diye aÄŸladı bir çocuk, bu dünya için küçük ama hassas kalpler için çok kıymetli bir geliÅŸme; bugünden sonra huÅŸ aÄŸacına selâm veren, kaldırıma doÄŸru iniÅŸ yapan kumrunun hatırını soran, bir çocuÄŸa gülümseyen insanlar görürseniz ÅŸükredin” dedi.

Ä°htimam ile bakmıştı çünkü Nebiyi muhterem Uhud dağına. Ä°htimam göstermiÅŸti misafirine, komÅŸusuna, derdi olana. KuÅŸu öldüÄŸü için üzülen çocuÄŸu önemseyip ziyaretine gitmiÅŸti.

Ä°çi daraldığında yola çıkıp ihtimamla birkaç Müslümana selam vermiÅŸti Hz. Ebu Bekir.

Bir maÄŸarada mahsur kalan üç insanın hikâyesinde her biri yaptığı iyilikleri anlattıkça giriÅŸi kapatan kayanın ufak ufak açılması var ya iÅŸte ihtimamla o kayayı aralayacak iyilikler yapmalı ömür gelip geçmeden.

Kelâmi Mustafa Efendi’nin “ey gönül bakma cihâna gün gelir seyran gider, durma aÄŸla gözlerim gel bu kafesten can gider” ÅŸeklinde baÅŸlayandokunaklı vurgusunda anlam bulduÄŸu hâliyle eÄŸer daÄŸa, taÅŸa, insana, özetle varlığa ihtimam göstermezsek ne olur sorusunun cevabı hayatın bizatihi içinde velhasıl.

1 Yorum

  1. Havva Bayram

    Ocak 24, 2025 Cuma 12:30

    Eğer dağa taşa ihtimam göstermezsek insan olma yolculuğu eksik kalır..

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.