Sosyal Medya

Makale

Artık sevemiyoruz?

Defalarca okuduÄŸu kitabı kimseye ödünç olarak bile veremeyenler vardır. ÇocukluÄŸunun oyuncaklarını evinin bir köÅŸesinde muhafaza edenler… Ara ara albümleri çıkarıp geçmiÅŸteki kendi haline, hayata veda eden yakınlarının sararmış suretlerine takılıp kalanlar vardır. Eski evini, doÄŸduÄŸu mahalleyi, ilk aÅŸkını özleyenler… Bir vakitler içinde yer etmiÅŸ bir duyguyu, bir sözü, bir kokuyu, bir bakışı unutulmaktan saklayanlar… Vardır diyorum ama var mı gerçekten hala böyle ÅŸeyleri tecrübe eden insanlar, böyle sahiplenmeleri içlerinde yaÅŸatmaya devam edenler? Hayatla da, insanlarla da, mekanlarla da, eÅŸyayla da iliÅŸkimiz çok deÄŸiÅŸti, halen de deÄŸiÅŸmeye devam ediyor. Hiçbir duyguda kalıcı olamıyoruz pek artık! Her ÅŸeyin bir son kullanma tarihi var; vakit dolduÄŸunda kolayca elimizden bırakıyor, yürüyüp gidiyoruz. Sevgiyle oluyordu bu iÅŸler, bir insanın herhangi bir ÅŸeye baÄŸlanması, ona içinde bir yer açmayı, onu orada saklamayı istemesi hep kalbî bir mesainin neticesiydi. Åžimdilerde hemen her ÅŸeyi bize saÄŸlayacağı somut fayda ile ölçer olduk, hiç kimseyle hesapsız bir irtibat, bir yakınlık, bir muhabbet içinde olamıyoruz.

“Sevgiye hesap sormayın! Çünkü sevgi, kendinden baÅŸkasına hesap vermez. O ne borç verir ne borç alır! Ne alır ne de satar! Bunun için ne çoÄŸalır ne de azalır. Hep, bugün, yarın ve kıyamete kadar tam olarak kalacaktır. Sevgide daha çok ve daha az kavramı yoktur. Aklımıza onu tartmak veya karşılaÅŸtırmak geldiÄŸi an, arkasında sadece acı hatıralar bırakarak kalbinizden çeker gider” diyor ‘Mirdad’ın Kitabı’nda Mikhail Naimy.

Sevginin nasıl bir ÅŸey olduÄŸunu çok da hatırlayamıyoruz artık. Bizim bugün sevgi dediÄŸimiz ÅŸey, kimseleri uzun boylu bir arada tutamıyor artık! Çok sevdiÄŸini söyleyip bu yolda yürüyenlerin birkaç adım sonra ortaya küçük ya da büyük bir çatışma çıktığında bütün fayda hesapları ortalığa dökülüyor, çok güçlü olduÄŸu sanılan duygular menfaat çatışmasının orta yerinde kalıp alınlarından vuruluyor. Bizim hayatımızı yaÅŸamaya mecbur ettiÄŸimiz hayvanları kendimize köle kılıyor, kendi yalnızlığımıza oyuncak ediyoruz. EÅŸyayı bir yenisiyle deÄŸiÅŸtirmekse hayatın temel faaliyetlerinden biri haline geldi; sürekli bir ÅŸeyleri elden çıkarıyor, yenisini koyuyoruz yerine. Bu deÄŸiÅŸ tokuÅŸun hiçbir duygusal boyutu olmuyor. Bir ÅŸeylere kalbimizle, gönlümüzle yönelmiyoruz. Hiç kimseyi kendimize yurt edinmiyoruz. Hiçbir ÅŸeyi sımsıkı benimsemiyoruz. Hiçbir yere kök salmıyoruz. Oradan oraya savrulmayı, her yeni rüzgarla bir yerlere sürüklenmeyi heyecan verici buluyoruz. Artık sevemiyoruz. Dolayısıyla sevilmiyoruz. Yalnızız ve bu boÅŸluÄŸu örtecek ÅŸeylere ihtiyaç duyuyoruz mütemadiyen. Sadece sevginin kapatabileceÄŸi bir boÅŸluk bu ve elimizde en olmayan ÅŸey de o!

‘Mirdad’ın Kitabı’ndan birkaç derin satır daha okuyalım birlikte: “Kaç kere sizi sevgi kördür derken duydum. Bununla sevgilide hiçbir kusur görmez demek istiyorsunuz. Aslında körlük görme derecelerinin en üstün noktasıdır. KeÅŸke hiçbir ÅŸeyde ayıp göremeyecek kadar kör olsaydınız! Ne zaman sevgi gözlerinizi temizlerse o zaman gördüÄŸünüz her ÅŸey sevginize layık olacaktır.”

Akıl hesap kitapla meÅŸgul oldukça, bil ki gönül hiç lafa girmez.

“Gözlerin sevdiÄŸinde kusur buluyorsa” dedi meczup, “sen kendinde mahpussun hâlâ!”

Gökhan Özcan

 

 

https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/artik-sevemiyoruz-4669507

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.