Sosyal Medya

Makale

Unutmanın İnsana Kazandırdıkları ve Kaybettirdikleri

Unutmak, olgusal düzlemde insanın bazı ÅŸeylerin etkisinden çıkmasının bir araçsal yöntemi olarak önemli bir zemine sahiptir. Ama her etkisinden çıkılan ÅŸeyin olumlu olması beklenmemelidir. Bu yüzden unutmanın karşıtı olarak hatırlamanın vahiy tarafından sürekli vurgulanması bu baÄŸlamda önemini hiç yitirmeden varlığını sürdürmelidir.

Depresif olayların etkisinden sıyrılmanın en önemli yöntemlerinden biri tabii ki olayı unutmaya terk etmektir. Unuttukça etkisinden kurtulmanın imkânları çoÄŸalır. Bu unutmanın pozitif boyutu olarak dikkate deÄŸer olandır. Unutmanın nisyan ile yani isyan ile iliÅŸkisi ise negatif boyutunu iÅŸaret eder.

Kur’an, nisyanı olumsuzluk olarak niteler, insanın Allah katındaki olumsuz niteliÄŸini belirgin kılan ve azaba duçar kılan bir boyut taşıdığını ilan eder. Ä°ÅŸte bu yüzden, unutmak, inkârı içinde taşıdığı zaman büyük bir sorun yumağını da harekete geçirmektedir. Bu ise asla insan için olumlu bir durumu ihtiva etmemektedir. Yani sana yapılan iyiliÄŸi, güzelliÄŸi, yardımı, dostluÄŸu, dayanışmayı unutarak yok saymanın insan olmanın deÄŸerini azalttığını ve seni insanlığından soyundurarak seni hayvandan daha aÅŸağı bir mertebeye taşıdığını da bilmen gerekir. Bu noktadaki unutma, olumsuz, negatif ve asla olması istenmeyen bir unutmadır.

Unutma bu konuda iki boyutlu olarak dikkate alınmalıdır. Birincisi, unutmanın deÄŸer alanındaki varlığı ve bunun insana yüklediÄŸi sorumluluk hissi ile birlikte deÄŸerlendirilmesidir. Ä°liÅŸkiler ağında sana yapılan iyiliÄŸi ve kötülüÄŸü unutkanlığa terk etmen seni olumsuz etkileyecek ve senin karakterin üzerinde olumsuz bir etkide bulunacaktır. KötülüÄŸün unutulması ile tecrübeye dönüÅŸtürülmüÅŸ hali ve iliÅŸkinin niteliÄŸini belirlemesi ayrı konumlandırmalara tabi olmalıdır. O yüzden iyilik ve kötülük unutulmaması gereken temel özelliklere sahiptir. Ä°ÅŸte tam bu noktada Allah’ın seni yoktan var ettiÄŸini, yaÅŸamını sürdürecek bütün koÅŸulları sana sunduÄŸunu, eÄŸer ilahi rızaya eriÅŸirsen seni öte âlemde de büyük bir mükâfat beklediÄŸini sana bildirmesini asla unutmaman ÅŸarttır. Çünkü bu inayeti unutman, senin nankör biri olmanı zorunlu kılar. Her nankörlük ise insanı kendi deÄŸerinden aÅŸağı düÅŸürür. Bir dostluÄŸu ve bu dostluÄŸun gereÄŸini yapmaktan kaçınır ve bunu unutkanlığa boÄŸarsan o da seni insanlığından uzaklaÅŸtırır. Her varlık kendisi olmak ile yükümlüdür. Kendisi olamayan varlığın baÅŸka bir varlığa dönüÅŸtüÄŸü andan itibaren ceza hükmüne rıza göstermek dışında bir seçeneÄŸe sahip olamamaktadır. Tabi ki tövbe kapısı insan için her zaman açıktır. Ä°ÅŸte bu tövbe kapısının açıklığının insan için iÅŸlevsel olabilmesi de insanın hatırlaması ile saÄŸlanabilir.

Ä°nsan, sürekli yaÅŸadığı ÅŸeyleri hatırlayarak kendisini depresif hale getirmekte pek mahirdir. Ä°nsan, yaÅŸadığı olumsuz ÅŸeyleri hatırlayarak onu sürekli canlı hale getirerek etkisini artırmakta ve bu da kendi psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkileÅŸim devam ettikçe hastalığa dönüÅŸmekte ve giderek onun yaÅŸamını olumsuz etkileyerek onu yalnızlığa itmektedir. Ä°ÅŸte bu noktada unutmak bir tedavi yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Åžahsi durumunu dikkate alan insan, süreklileÅŸtirilmiÅŸ bir hastalık olarak hatırlamadan kurtulmalıdır. Unutmak bu kurtuluÅŸun anahtarı gibi durmaktadır. Hastayı kurtarmanın bir yöntemi olarak beyni sıfırlama da bu gerçeÄŸi bilim zemininde bize hatırlatmaktadır. Tabi bu bilimsel olgunun insana verdiÄŸi zarar ayrı bir tartışma konusu kılınmalıdır.

Sosyal olaylarda ise unutmanın olumlu ve olumsuz boyutları iç içe var olmaktadır. Bir kötülüÄŸün varlığı ile bu kötülüÄŸü yapan kiÅŸinin kendisi arasındaki ayrımı iyi okumadan, unutmanın neye tekabül ettiÄŸi konusunda bir sorun yaÅŸanabilir. KötülüÄŸü yapan kiÅŸiyi asla unutmamalıyız ki bir daha aynı kötülükle karşı karşıya kalmamayı baÅŸarabilelim… Ama kötülüÄŸün olumsuz sonuçları için onu unutmaya terk etmek daha doÄŸru bir seçimdir. Çünkü kötülüÄŸü hatırlayarak onu yaÅŸamın bir parçası kılmak, kötülüÄŸü süreklileÅŸtirmek anlamını taşır. Bundan ise insanoÄŸlu kaçınmalıdır.

Bu noktada insanın karşılaÅŸtığı durum üzerinden sorguya çekilmeyeceÄŸi, ama karşılaÅŸtığı duruma yönelik geliÅŸtirdiÄŸi tepkiden dolayı hesaba çekileceÄŸini de bilerek bu meseleyi ele almalıyız. Yani insan, imtihan gereÄŸi her durumla karşı karşıya kalabilir. Ama bu karşı karşıya kaldığı durum karşısında aldığı tavır üzerinden sorgulanacaktır. Burada asıl olan ÅŸey kiÅŸinin ortaya koyduÄŸu tavırdır. Bu durum zihinlerde netleÅŸtikçe sorumluluk alanı da belirginlik kazanacaktır.

Modern dönemde insanların intihara yönelmelerinin en büyük nedenlerinden biri de; yaÅŸadıkları ÅŸeyi sürekli hatırlayarak onu kendi sorumluluk alanında kabul ederek onu etkili kılması ve kendini etkisine terk ederek yanlış kararlara yönelmesinde yatmaktadır. ÖrneÄŸin, kaza sonucu birine verdiÄŸi zarar, ya da nefsine yenilerek yaptığı bir kötülük vesaire çoÄŸaltılarak dikkate alındığı zaman, kurtulmak yerine kendine zarar vererek sonuçlandırması lehine deÄŸil insanın aleyhine olmaktadır. Bu noktada ilahi iradenin ve meÅŸietinin neye tekabül ettiÄŸi konusunda açık bir fikre sahip olunmadan, bu mesele hakkında yeterli bir doÄŸru zemine sahip olmanın mümkün olmadığını açıkça belirtmeliyim…

Ä°ÅŸte bu noktada toplumsal kötülüklerin kimlerin eliyle yapıldığını asla unutmamanın gerektiÄŸini açık bir ÅŸekilde belirtmeliyiz. Toplumsal kötülükler, insanlığın topluca etkileÅŸim içinde var oldukları sonuçlar doÄŸurur. ÖrneÄŸin, Irak, Suriye ve benzeri müslüman ülkelerde meydana gelen toplumsal zulüm, hapishane ve iÅŸkenceler, toplu katliamlar, bütün Müslümanları etkileyen bir unsura dönüÅŸmüÅŸtür. Bugün Gazze ve Filistin genelinde meydana gelen Ä°srail katliamı ve zulmü asla unutulmaması gerekenleri iÅŸaret eder. KurulduÄŸu günden beri zulüm çanağına dönüÅŸmüÅŸ bir Ä°srail devleti müslüman zihin açısından asla unutulmamalıdır. Yaptığı soykırım ve zulümler zihinlerden çıkarılmamalıdır. Bugün yapılanları unutanlar, yarın yine aynı zulüm ve soykırım ile karşı karşıya kalırlar.

Müslüman halklar, ayaÄŸa kalkmalıdırlar, kendilerine zulüm yapan her kim ise, hangi iktidar ise ona karşı ÅŸuurlu bir ayaklanma gerçekleÅŸtirmelidirler. Bu dünya zulüm görerek yaÅŸanılacak bir dünya deÄŸildir, bu amaçla da yaratılmamıştır. Bilakis, selam/barışın egemen olduÄŸu bir yaÅŸam alanını inÅŸa için var edilmiÅŸtir. Ä°nsan, selam üzere yaÅŸamayı bir sorumluluk olarak addetmelidir.

KötülüÄŸü ortadan kaldırmanın yolu, onu hatırlayarak ve onu yapanları cezalandıracak vasıtalara sahip olarak gerçekleÅŸtirilmesi gereken bir olguyu iÅŸaret eder. Kötülük, kime yönelik olursa olsun, kötülüktür. Topyekûn kötülüÄŸü reddetmeli, kime ve kim tarafından yapılırsa yapılsın lanetlenmeyi hak etmektedir. Mümin, her türlü kötülüÄŸün karşısında yer alarak ilahi rızaya kavuÅŸacağını uman kiÅŸidir.

Unutmak, kötülüÄŸe maruz kalmayı meÅŸrulaÅŸtırmamalıdır. Ama sürekli kötülükle birlikte bir zihinsel yolculuk yapmakta kötülük olarak varlığını sürdürmesi anlamına geldiÄŸi bilinmelidir. Unutmayı ve hatırlamayı aynı düzlemde bir dilemma olarak var kılarak kötülüÄŸe meydan okunmalıdır.

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.