Sosyal Medya

Makale

Yardım Yapana mı, Yapılana mı Fayda Sağlar?

Yolda giderken asfalta düşmüş bir serçeyi ÅŸefkat ile avuçlayıp, ezilmekten kurtarıp yarasını derman, açlığına gıda olma. Kapını çalan bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını görme gayreti. Ömrün boyunca belki de hiç karşılaÅŸmayacağın, binlerce kilometre uzakta savaÅŸtan, zulümden, afetlerden sıkıntıya düşmüş, açlık, sefalet ve acı içinde olan insanlara imkân dâhilinde yardım ulaÅŸtırma organizeleri, bu organizelere fiili ve kavli destekler. EÅŸi ile kavga eden alt komÅŸunun yanında olup, bu sıkıntılı durumu atlatmalarında destek olmak. Hasta olan birine moral ziyaretinde bulunmak. Yolda karşılaÅŸtığın üzüntülü bir tanıdığına, güler yüz göstermek, halini hatırın sorup yüzünü güldürmek.

Ve insanın kalitesini arttıran nice güzel eylemler.

Ä°nsan olumlu veya olumsuz çok ÅŸeyin kaygısını çeker. Bazen iç dünyasında çok istese de hayata geçiremez birçok hayalini. Ä°ÅŸte yardım etme kaygısı, en güzel kaygılardan biridir deÄŸil mi?  Ama birde ÅŸeytanın bacağını kırıp bir yardıma vesile olduÄŸu zaman o haz baÅŸka, hiçbir haz ile kıyaslanamaz. Yardım edilenin ihtiyacının görülmesi ve yüzündeki o mutluluÄŸu görmek dünyalara bedel olur, içini ısıtır yardım edenin. Åžu hâlde kim kime daha faydalı oldu ÅŸimdi? Evet bu soruya net bir cevap verilemeyebilir elbette ama durum ortada.

GeçmiÅŸ yıllarda, Ramazan aylarında, bir vakfın imkân olanların karşıladığı kumanya paketlerinin dağıtımını yapardı. Tespit edilen adreslere bu kumanyaları dağıtıma çıkardık, ÅŸimdi artık market kartları dağıtılıyor malumunuz. Adreslere gittikçe, ister istemez yardım yaptığımız evleri gözlemliyor ve emanet edilen yardımların istismar eden insanlara ulaÅŸmaması için hassasiyetle göstermeye çalışıyorduk. Bazı evlere bakıp acaba dediklerimiz de çok oluyordu. Bize emanet edilen bu yardımların doÄŸru adrese gitmesi, elbette bize de vebali olan bir sorumluluk yüklüyordu. GeçmiÅŸ yıllarda Ramazan ayından sonra, bir arkadaÅŸ ÅŸu bölgenin yardımlarını kim dağıttı diyerek söze baÅŸladı. “AkÅŸama iftarlığı olmayan evde, evin hanımı ikindi namazını kılmış, ellerini açmış dua ediyorken kapı çalınıyor, kadıncağız kapıyı açıyor ve karşısında bir çuval getirmiÅŸ görevlileri buluyor. Gelen görevliler kadına ismini sorup bir çuval uzatıyor ve yine kapının aralığından uzattıkları kalem ile teslim evrakını, kadını yine görmeden imzalatarak gidiyorlar. O kadın ve ailesi ne kadar çok dua etmiÅŸ ne kadar sevinmiÅŸler. Ellerini Rabbine açıp dua ederken bir çuval erzağın gelmesi hane halkını çok sevindirmiÅŸ” Rabbim sen ne yücesin, sana şükürler olsun böyle bir güzellikte bizi memur ettiÄŸin için. O gün arkadaşımla yaklaşık on beÅŸ tane çuval dağıtmıştık. Bazı evleri biraz zengin görmüş ve içimden kaygılanmıştım. Yardımlar doÄŸru yere ulaÅŸtı mı diye. Ama artık diyorum ki, o ablanın evine ulaÅŸan o bir çuval erzağın hatırına, o on dört çuval isterse isabetsiz yerlere ulaÅŸmış olsun, deÄŸil mi ki? O gün o yüreklere bir parça sevinç yaÅŸatmaya vesile olduk diye çok sevinmiÅŸtim. Artık ÅŸunu biliyorum, yardım yapmak yapanın erdemi, yardım yapılanın muhtaçlığı baÅŸka konu. Olumsuz bazı örnekler yardım yapma erdemimizi kaybettirmemeli.

Yıllar önce dinlediÄŸim bir hikâye geldi aklıma. Çölde atının üstünde giden birisi ileride bir karartı görür. Yaklaşınca, yerde birinin yattığını fark eder. Atından atlar ve adamın durumuna bakmak için eÄŸilir. Yerde yatan adam, kıvrak bir hareketle yardım etmek isteyen adamı alaÅŸağı ederek atına atlar ve oradan uzaklaşır. Yardım etmek isterken tuzaÄŸa düşen ve atından olan adam hırsızın arkasında; “Sadece atımı çalmadın, yardım etme duygumu da çaldın gidiyorsun.” diye bağırır. Ne yazık ki böyle duyguları çalan hırsızlar var ama biz yine de yardımdan geri kalmayalım olur mu? Siz hiç parası çalınan birinin, artık para ile iÅŸim olmaz dediÄŸini duydunuz mu?

Ä°nsanız, bazen de cimrilik tarafımız ağır basıp, zaaf gösterebiliyoruz. Elimizdekini verince bir daha bulamayacağımızın kaygısı içine düşüyoruz herhalde. Bir anekdot duymuÅŸtum çok hoÅŸuma gider. CömertliÄŸi ve zenginliÄŸi ile bilinen birine nasıl zengin olduÄŸunu sormuÅŸlar. “Adam: Allah verdi, ben verdim, Allah verdi, ben verdim” demiÅŸ. Dinleyenler sonunda ne oldu diye merakla sorunca, “Adam: “Allah’ı yenmek mümkün mü?” DemiÅŸ.

Yardımın açıktan mı, gizli bir ÅŸekilde mi yapılacağı konusunda farklı kanaatler duyarız. Rabbimiz şöyle buyurur, “Mallarını gece gündüz, gizli-açık infak edenler var ya onlar için Rableri katında ödül(leri) vardır. Onlara herhangi bir korku yoktur; onlar üzülmeyecek de.” (Bakara 274) Yardımın gizli ve açıktan yapılmasının uygulamasını şöyle de düşünebiliriz. Åžahıslara yapılan yardımların, ÅŸahısları rencide etmemesi için gizli, kurumlara yapılan yardımların teÅŸvike de vesile olması açısından aÅŸikâr yapılmasının isabetli olabileceÄŸi kanaatindeyim, Allahualem.

Ve yardım etmek gerçekten eksiltmez, insanın her zaman cebini zenginleştirmese de gönlünü ve amel defterinin sağ tarafını mutlaka zenginleştirir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.