Makale
Asr Suresi Bağlamında Hüsran İçinde Vicdanını Kaybetmiş İnsan
BozulduÄŸu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur. Åžu yaÅŸadığımız modern cahiliye çağında bunun örneklerini siyonist iÅŸgalci katillerin Gazze'deki katliamlarında ve dünyanın birçok yerinde görüyoruz. Peki Asr Suresi’ndeki hüsran içinde olan insan nedir-kimdir. Öncelikle bu vicdansız, zalim, barbar, hakikatlerce kör ve sağır kesilen insanın özelliklerini ortaya koymaya çalışalım.
<<Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır.
Ä°man edenler ve iyi iÅŸler yaratanlar
Birbirlerine hakkı öÄŸütleyenler
Birbirlerine sabrı öÄŸütleyenler hariç>>
(Asr Suresi-109)
Ä°çinde yaÅŸadığımız ÅŸu zaman dilimine, çağımıza, modern yüzyılımıza andolsun ki. Tek diÅŸi kalmış canavar medeniyet uygarlık çağına. Bilim ve teknoloji, atom ve uzay çağına andolsun ki...
Cehalet ve barbarlığın zulüm ve haksızlığın, sömürü ve emperyalizmin, kaba güç ve kuvvetin, otoritenin, demir ve ateÅŸin, çıkar ÅŸehvet ve ihtirasların, beÅŸeri ve hayvani arzu istek ve dürtülerin egemen olduÄŸu, katliamların vahÅŸetlerin sadece seyredildiÄŸi, erdemin, faziletin, insanlığın, hidayetin ve emanetin kökünün kazanmaya çalışıldığı ÅŸu bedbaht zaman dilimine andolsun ki insan; yani hepimiz zarar içindeyiz. En deÄŸerli imkanlarımızı, kuvvetlerimizi, emanetlerimizi yitiriyoruz. Uçuruma, ‘helak’a, yıkıma doÄŸru kayıyoruz. Bizi biz yapan özelliklerimizi, yeteneklerimizi, hassasiyetimizi, merhameti, endiÅŸeyi ve umudu yitiriyoruz...
Fıtratın ve vicdanın yolundan sapıyor, ruhani ve irfani yanımızı hiçe sayar hale geliyoruz. Artık kendimizi tanımaz, çevremize de haksızlıklara da katliamlara da aldırmaz bir karaktere bürünüyoruz.
Ä°nsan, koca bir evrenin içinde gizlendiÄŸi, özümsendiÄŸi karmaşık varlık. Birçok ÅŸey anlayıp keÅŸfettiÄŸi halde kendisini henüz tanımayan yaratık. Evren içindeki yerini, konumunu dahi düÅŸünmeyen temel ihtiyaçlarını sırf maddede yemede, içmede, yatmada arayan varlık. Ve doÄŸal olarak kendisini, kendisini kuÅŸatan evreni ve bu her iki varlığı da var eden, düzenleyen idare eden yaratıcıyı tanımadığı için bunalımlara sıkıntılara ve buhranlara düÅŸen yaratık insan.
Bir taraftan lüks ve refahın, debdebe ve ihtiÅŸamın modern hayat ve konforun şımarttığı bir taraftan da ezilmiÅŸliÄŸin, haksızlığın, açlığın ve sefaletin her yönden tükettiÄŸi insan... Maddeye kul olduÄŸu için, her ÅŸeye baÄŸlandığı için herkese kul olan insan...
Afaki ve enfüsi ayetlere yönelmediÄŸi için evrendeki ve kendi bünyesindeki temel gerçeklere kulak asmadığı için ruhsuzlaÅŸan, koflaÅŸan, gönülsüz, yüreksiz, kansız, VÄ°CDANSIZ hale gelen insan... oyuna eÄŸlenceye kesif nimetlere, yemeye, içmeye, ihtiraslara ve ÅŸehevi arzulara ve duygulara bağımlı hale geldiÄŸi için basiretini, uz bakışını, ferasetini, merhametini, gönül zenginliÄŸini yitiren insan... Varlığın, hayatın rızkın rahmetin ve bereketin, güzellik ve iyiliÄŸin, huzur ve güvenin, sevgi ve saadetin kaynağından koparıldığı için, rüzgarın önündeki yaprak misali, suyun üzerindeki köpük gibi her esen rüzgara her akıntıya kendisini kaptırmaktan baÅŸka çaresi bulunmayan insan. Artık kulluÄŸun ve köleliÄŸin her çeÅŸidine boyun eÄŸer hale gelen, bağımsızlığın, özgürlüÄŸün ve hürriyetin hayvanlarından baÅŸkasını düÅŸünemez duruma düÅŸen insan...
Aklını, kalbini, vicdanını ve fıtratını hesaba katmayan, düÅŸünmeyen, vicdanın ve fıtratının sesine kulak asmayan dolayısı ile ruhunu bedeninden ayıran insan. Hakkın, adaletin ve özgürlüÄŸün, maddeye, çıkara ve bencilliÄŸe indirgenmiÅŸ anlamından ötesini hesaba katmayan insan...
En güzel ÅŸekilde yaratan, düzene sokan, idare eden, hayat ve rızık veren, besleyen, evirip çeviren, öldüren ve dirilten yegane kudret ilim, hikmet, merhamet ve adalet kaynağından kopan vicdani ve ruhani yönü ile aklı, kalbi, yüreÄŸi ile O’nun huzurunda eÄŸilmeyen, O’nu tanımayan, Ona sığınmayan, O’na baÄŸlanmayan insan. Her ÅŸeyi ayakta tutan, hayat ve hareket bahÅŸeden tek otoriteye biricik kuvvet kaynağına yönelmeyen kalbi, vicdanı ve yüreÄŸi ile onu arzu etmeyen, istemeyen ve aramayan, varlığını içinin derinliklerinde hissetmeyen insan hüsran içindedir. Ziyan içindedir. Uçurumun kenarındadır. Koca bir evren içinde her taraftan kendisini kuÅŸatan binlerce düÅŸman içindedir. Karanlıklar, tuzaklar, uçurumlar, bunalımlar hep onu beklemekte, onun peÅŸinde dolaÅŸmaktadır.
Temel kaynağından kopan bir VÄ°CDAN, bir gönül taşıyan bireyin kurtuluÅŸu olmadığı gibi bu konumdaki bir ailenin bir topluluÄŸun, bir toplumun ve bir devletinde kurtuluÅŸa payidar olması mümkün deÄŸildir. Bu kaynaktan kopan yüreklerin vicdanları taşıyan çağımızın VÄ°CDANSIZ ve yüreksiz müstekbirleri, diktatörleri. Yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını elde etmek için, refah lüks ve konforlarını biraz daha katkıda bulunmak için sadece Afrika’da 30 milyondan fazla masum insanın kanını akıtmışlardır. Lakin Amerika’da da bir o kadar. Rusya’da da çağın firavunları 35 milyon insanı. Rablıklarını kabul etmedikleri için ezip geçmiÅŸlerdi.
Hindistan, Çin ve OrtadoÄŸu’da da durum aynıdır. Amerika denen vahÅŸi devlet, Afganistan- Irak’la ve daha onlarca yerde yüzbinlerce insanı katletti. Siyonist iÅŸgalcilerin başı vicdansız zalim. Firavun Netenyahu Gazze’de ve Filistin’in birçok yerinde on binlerce insan acımasızca katletti ve katletmeye devam ediyor.
Zalimler, haksızlıklar, ıstıraplar, iniltiler ve ezilen insanların ahları, feryatları ayyuka çıkmıştır. Asıl kaynağından kopanlar zar ve zoru elinde bulunduranlar insanlığa kan kusturmuÅŸlardır...
Peki neden bunlar. Ä°slam’a göre insanların vicdanında huzur olmadığı takdirde, içindeki yaratıcının sesini, tek olan Allah'ın sesini duymadığı zaman, âlemde de, dünyada da huzur olmaz. Yeryüzündeki barışı, saÄŸlam bir temel üzerine bina etmek istiyorsak öncelikle iÅŸe insanların vicdanlarından baÅŸlamamız lazım. Toplumun temel taşı insandır. Ä°nancın ilk tohumu onun kalbinde yeÅŸerir.
Ä°slam hayatı yükselten ve ilerleten, adaleti, huzuru saÄŸlayan merhameti ayakta tutan barış tohumlarını öncekisinin vicdanına eker. O kalbe, bedenin arzuları uÄŸrunda en yüce ilkeleri çiÄŸneten ve her menfi duruma razı olan barış isteÄŸini sokmayarak, tenasuk ve tevafuktan yapıcı güçten, güzellikten temiz istek ve arzulardan doÄŸan barışın tohumunu eker. UyuÅŸukluktan adaletsizlik ve zorbalıktan doÄŸan barışın tohumunu deÄŸil...
Bu kaostan, bu sıkıntıdan kurtuluÅŸun çaresi iman. Geçici basit ve küçük olan insan sürekli ebedi ve ezeli olan kaynağına baÄŸlanması. Yani bu güç kaynağı tarafından ortaya koyan evrene, ona hükmeden yasalara, onda gizli olan güçlere ve enerjilere baÄŸlanması. Böylece basit ve küçük sınırlarını aÅŸarak evrenin geniÅŸliÄŸine açılması. Basit bir güç olmaktan çıkıp, haddi-hesabı olmayan Evrensel güçle bütünleÅŸmesi. Etrafını kuÅŸatan bütün varlıklarla, hayatla ve eÅŸyayla uyum içine girmesi dost olması her ÅŸeyle...
Ä°nsanın öz benliÄŸine kavuÅŸması, kalbinin, yüreÄŸinin ve fıtratının sesine kulak vererek her ÅŸeye herkese kulluk yapmaktan kurtulması. Özgür olması. Aklı, kalbi, vicdanı, ruhu bedeni ile adaletin, hakkın, merhametin kaynağına yönelmesi. Ona teslim olması. DüÅŸüncelerini, inançlarını, ölçülerini, deÄŸerlerini, kanunlarını, yasalarını, ilkelerini, adaletlerini ve ibadetlerini, geleneklerini ve ahlakını, sosyal iliÅŸkilerini ve haklarını kısacası; Allah Varlık ve insanla ilgili nesi varsa her ÅŸeyini bu kaynağın ilkeleri doÄŸrultusunda belirlemesi: Ä°MAN.
Ä°man, saÄŸlıklı fıtratın, vicdanın, duyarlılığın, hassasiyetin, insanın saÄŸlıklı yapısının, bütün ve evrenin fıtratı ile uyumunun, insan ile onun etrafını kuÅŸatan evrenin karşılıklı iletiÅŸinin göstergesidir...
Ä°nsanların kalbine iman ve vicdan tohumlarını ekmeye devam etmeliyiz... Adaleti ve huzuru bulmamız için vesselam...
Arif YaÅŸar
Aralık 15, 2024 Pazar 01:14
Sayın hocam, yüreğinize, kaleminize sağlık!!!
Mehmet inci
Aralık 14, 2024 Cumartesi 16:42
Kalemine sağlık muhterem hocam.
Yusuf
Aralık 14, 2024 Cumartesi 15:45
Asrı anlayan Asra yenik düşmez mutsuz ve ümitsiz olmaz fiemanillah